"Yazmak, kelimelerle oynamak değil; onları saman alevi gibi yakmak ve okuyucuyu kül içinde bırakmaktır." – Franz Kafka"

Dilsizliğine mektup

"Cevapsız Sevda" adlı bu şiir, karşılıksız aşkın acısını derin bir içtenlikle anlatıyor. Şair, varlığı bile fark edilmeyen bir sevdalı olarak, sevdiğinin ilgisizliğine rağmen aşkını sürdürüyor.

yazı resim

Bir adım bile gelmedin,

ben yolları kendi tenimde yürüdüm.

Ayak izlerim, kalbinin eşiğine değmeden

rüzgârlarda silindi —

adımı unut diye mi bu sessizlik?

Ey Leyla! Ben,

kendi yokluğunda çoğalan bir aksi sedayım.

Gözlerinin kenarında bir damla bile olamadım,

çünkü sen

bir çölün gururunu taşıyorsun kirpiklerinde.

Suya değil, susuzluğa övgü senin bakışların.

Ben seni,

sevgisizliğinin içinden bile sevdim.

Bir çiçeğe bakar gibi değil,

bir mezar taşına dokunur gibi —

söyle şimdi,

hangi kadın böyle sevilir ki habersiz?

Her gece, kalbimin içini kazıyorum,

adını çıkartmak istiyorum içimden

ama sen,

bir ağrının köküsün,

ne zaman unutsam, yeniden başlıyorsun.

Bir ömürdür dilimde bir dua:

“Bir kere olsun görsün beni.”

Ama sen,

görmekle yetinmeyip,

hiçbir şey olmamış gibi geçiyorsun üstümden.

Kırılışımı duymuyorsun —

çünkü sessizce parçalanıyorum.

Sevgi bile istemedim senden,

yalnızca bir ‘duyuyorum seni’ fısıltısıydı beklediğim.

Ama sen,

susmanın içinde öyle büyüksün ki,

ben kendi çığlığımda boğuldum.

Yine de bil:

Kalbim, senin duymadığın bir ilahiyi

yıllardır sadece sana söylüyor...

Yorumlar

Başa Dön