"“Yazarlık, mantıkla başlar ama çoğu zaman kahvenin bittiği yerde biter.” – Franz Kafka"

Gee-li̇i̇-yoo-ruumm!

Doğum-11 Mayıs-Hülyaa

yazı resim

Merhaba Sevgili Günlüğüm✍🏻
Ne güzel bir gün, bugün. Bizim için ne kadar özel.
Çiçeği burnunda taze gelin edasıyla, yeni bir yaş daha kollarını açtı kucakladı tüm görkemiyle bizi şükürler olsun. Yolumuz güllük gülistanlık inşAllah.

Dün, bütün gün rahmetli anneciğimi ve anneciğimin bana olan hamileliğini düşündüm. Acısına ortak oldum. Annemi çokça özlediğimdendi sanırım bu duygu.

“55” yıl önce dün, dünyaya gelme vaktime yakın anneciğimin karnında kim bilir ne kıpır, kıpırdım.
Ya da, merak endişe mi taşıyordum dışarıdan gelen seslere karşı, baş parmağımı emerken ana karnında?

Endişe taşıma düşüncesine sıcak bakmıyorum. Nedenine gelirsek, babacığımın sesini duyunca, endişe mi duyarım, hiç yani, olacak şey değil!

Çok tatlı duygular bunlar. Sende kapat gözlerini ve bizim doğumumuzu düşünsene bir kere.
Kalemi elime aldığım yamuk, yumuk yazdığım o günleri anımsa. Çok tatlı değil mi?

Neler yazmıştım biliyorsun, o günleri senden başka kimse bilemez. Birbirimizle tanışmamız ve birbirimize alışmamız uzun sürmedi üstelik . Sanki anne karnındayken de benimleydin.

Hiç yabancılık çekmedim, ne bileyim yüreğimi sana açarken. Hakkını yemeyeyim sen de yabancıymışsın gibi his kondurmadın koynuma.
Onca yıl sarmaş, dolaş. İçice bir aynanın iki tarafı gibiyiz.
Bir yanı sıradan ayna, diğer tarafı büyüteçli!

“55 yıl” önce dün gece ve gündüz sularında, haberi vermiş miydim anneme istemeden sancılı şekilde “Gee-lii- yoo- ruumm anneciğim” aç kollarını demişimdir sanırım. Anneliğimden tanırım bu ulvi duyguları.

Midesine doğru ne tekmeler atıp, başımla basınç etkisi yaratıp ne büyük acılar verdiğimi düşündüm.

Sahildeydim dün, duygusaldım her zamanki gibi; yine dalgalar güneşle anlaşma gereği ara sıra ışıltı veriyordu kıyıdan hayranlarına. Yağmurluydu İstanbul.

Annemin doğum sancısı gibiydi.
Bir rüzgarlı, öte tarafı şemsiye açtıran yağmura kanatlı.
Anneciğimin sancısını hissettim kasıklarımda, İstanbul’da hissetti işte kanıt dünkü hava durumu.

Bugüne, günlük güneşlik bir güne gebeymiş dünkü yağmur tutan bulutlar.
Güneş’in feryat figanlı doğumu da bu demek ki!

Kalemi eline almak ve her yazıyla yeniden yeniden doğmakta böyle bir şey değil mi?

Öyle işte, kalemi eline her aldığında yeni bir doğumun sancısını yaşar yazarlar! Sonra huzuru soluklar.

Yağmur dinince, sancı hissi geçti gitti kasıklarımdan.

Ardından ağzım kulaklarımda annemin ve babamın kucağına müjdeler ile verilişimi hissettim. Ya da bir an önce 11 Mayıs olsun istedim, 10 Mayıs’ta.

Müslim Müslim demiştir kibar zarif anneciğim ter ve acılardan kurtulmuş vaziyette, kızımız kızımız oldu.

Ardından yemyeşil gülen gözleriyle babacığım, adı Hülya olsun, Hülyam.

Ve ağzını doldura doldura kızım hoş geldin dünyaya, dünyamıza demiş ikisi birden.

Sefa buldum, hoş buldum anneciğim babacığım. Ben sizden razıyım Allah’ta razı olsun.Nurlar içinde uyuyun.

Yorumlar

Başa Dön