Hayat nedir biliyor musun Sevgili Günlüğüm✍🏻?
“Penceredir” bana sorarsan.
Bazen birini kapatıp diğerini açar nefes alırız.
Pencerenin vazifeside bu değil mi zaten?
Oksijen ile havasızlık arasında cam veya ahşaptan içeri veyahut dışarıya açılan iki kanat.
Felsefi düşünmeye kalksak neler çıkar bak bu bir satırdan; kaldı ki felsefeye ilgi duyanı da bulmak şans bu devirde.
Pencere diyorduk değil mi; hımm evet evet…
Sürgülüsünü de yaptılar tıpkı çocukluğumda Erzurum’daki evimizin mutfak kilerinin sürgülü kapağı gibi. Hatırlıyorum da desenide pek bi hoştu.
Çocukluk işte; hatırlamaktan geri kalamıyor insan.
İyi haftalarımız olsun Sevgili Günlüğüm✍🏻 öyle bacadan girer gibi selamsız sabahsız giriverdim birden. (Şaşırtmamışımdır) inşAllah.
(Fıstıkçı Şahap) der gibi oldum. Hay Allah iyiliğimizi versin cümle okurlarımız ile birlikte. Amin.
Ne var ne yok Sevgili Günlüğüm?
Dikkat edersen mini mini imla hatalarımı düzeltmeye başladım.
Efendim?
Aa teşekkür ederim canım benim. Aferini aldık senden ne mutlu bana.
Düzelmesi şarttı şüphesiz. Elbette bir editör kadar yapamayabilirim elimden geldiğince artık.
Aslında, yazarlığa giriş dersinde hocadan azarı yemeseydim devam ederdim sanki;
(sanki den sonra, noktalı virgül oluyor muydu) 🤦🏻♀️
yaz ardından paylaş butonu hop yazı internette.
Bilgi deryasının içinde buldum kendimi
Sevgili Günlüğüm✍🏻 O yazarlar, o hayatlar, o buram buram şiir, roman, hikaye kokulu kitaplar
hangisine koşup sarılıp kucaklayacağımı şaşırdım inan.
Ev kitap doldu esenlik doluyum.
Fiyatları az cız etsede değer.
Ah edebiyat, ah kağıt ve ahh ahh kalem.
Önceki derste ödevimi veremedim hocamıza vakit bulupta yapamadım çünkü. Elektrikler yoktu hocam yapamadım da diyemedim. Sesimi çıkarmadım hiç.
Tüm sohbete sözlü katıldım.
Efendim?
Ona ne şüphe mi dedin Sevgili Günlüğüm?
Niyeki konuşmama yemini mi ettim? Hem sen ne demeye getiriyorsun bakayım tatlı şey seni.
Öpüyorum gözlerinden. Öylesine mutluyum ki istediğini de: lakin ağzından çıkanıda bil bana kalırsa!
Başın ağırmasın sonra.
Efendim? Bak sen hele! Tamam hee seninle sohbet etmeyip sınıftaki sohbetime gönderme yaptın. Haklısın balım. Sende haklısın.
Dur dur dinle. Hemen hemen herkesin yazısını okurken arkadaşlar “imla kuralları”! diye diye yoruldu genç öğretmen.
Yazımı okurken bana da dedi. Çok normal benimki ardından sınıfa haklı olarak çıkıştı. Arkadaşlar diyerek başladı. İmla kurallarına dikkat etmek zorundayız ve gülümseyerek ekledi peşine tüm sınıfa hitap ederek.
Sen düzeltmezsen, ben düzeltmezsem, kim düzeltecek imla hatalarını?
Aramızda kalsın Sevgili Günlüğüm ama
üniversite mezunlarınında bu konuda hataları oldukça var tatlı azarı yiyorlar hocadan, laf taşımış gibi olmayayım.
Hepimiz çok seviyoruz hocamızı. Oda bize karşı saygı ve sevgi dolu eksik olmasın.
Bana birde satır boşluğu niye bıraktın “şiir” mi bu yazı demesin mi!?
Kem küm ettim, tabii hocamız bilmiyorki ortaokul yedi ve sekizinci sınıfın sınavlarını şimdilerde dışardan verdiğimi.
Ne mezunusunuz diye sormayınca, bende demedim yazarlık mülakatı esnasında belki kayıt doldururken görmüşlerdir orasını bilmiyorum.
Eh tabi kayıt olunca kursa, hoppa cuppa hemen yazarlık kursuna kabul edilmiyorsun canım.
Mülakat diye bir şey var. Ve her iki kursun mülakatını kazandım. Biri yazarlığa giriş. Diğeri yazarlık atölyesi…
Bu büyük başarı benim için.
Karşında, soru içerikli sözcükler gücü karşında ve kaledesin, gol atmak için bekliyor sözcükler cümle olma yolunda! Alanında kaliteli eğitim almış ve kitapları bulunan hocalardan gol yememek için terliyorsun diyelim.
Yoksa göğsümü gere gere çoğu yazımda ve konuşmalarda “İlkokul” mezunu olduğumu söylüyorum bu konuda çekintim yok ki hiç bir Allah’ın kulundan.
Okuma, yazmayı kendi çabalarıyla öğrenmiş nice bilim insanlarını okudum ve dinledim. Hayretler içinde kalmıştım ilk okuduğumda sonra, içime su serpilmişti ama işte meselâ hangi bilim insanıydı bilmiyorum bir gün yazarım ismini bakayım tekrar.
Ünlü fizikçi, bir buluşu var. Kendisi emin biliyor fakat matematik bilmediği için bunu ispat edemiyor maalesef.
Ölümünün ardından buluşu onaylanıyor. Fakat fizikçi bunu göremiyor.
Bu olay çok üzücü elbette. Biz yazarak içimizdekileri dışa dökebiliyoruz. Matematik elbette edebiyatta da var bilmeden yapıyoruzdur. İspatı şimdilik bende de yok.
Kulak verdim akabinde amcamın oğluna
“hadi Hülya hadi artık” ver şu ortaokul sınavlarını dışarıdan diyerek yaktı verdi elime meşaleyi.
Sen Fransızca sınavından 82 puan aldın. Ortaokulu da bitirirsin dedi; demesine de: Sınava kalmış 2 ay nasıl yapayım dedim.
Yaparsın dedi. Birden kayıt oldum. Aynı zamanda antrenmana gidiyor, torunlarıma koşuyorum.
Geldi mi sınav günü! Ez cümle 8. sınıf İnkılap Tarihi ve
7. sınıf Din dersi sınavını geçtim Türkçe dersinden 60 puan alarak Türkçeden kalmıştım. 10 puan, yani bir doğruya ihtiyacım vardı geçebilmek için. Olur mu bu yaaaa dedim puanlar açıklanınca.
Sonra, daha çok çalışsaydın dedi içimdeki ses!
2. dönemin sınavlarına kayıt oldum kayıtlar açılır açılmaz. Çalıştım. Biraz daha disiplinli bir şekilde hedefim Türkçeden 70 puan barajını geçmekti.
Yine koşturmalar vardı hayat yokuşunda. Fakat bu sefer antrenmanda yırtılan sol omuz kasım sebebiyle, antrenman yerine kah fizik tedavi doktoruna, kah ortopedi doktoruna, bir kerede sandalyesinden kımıldamadan sözle muayene eden spor hekimine gittim.
Ağrı, acı ve tedaviyle geçti günler yani anlayacağın
Sevgili Günlük📝
Geçtim muayene esnasında Dç. Doktorun karşısına dedimki hocam sudan çıkmış balık gibiyim. Denize girememekten ötürü çok üzgünüm. Yavaş yavaş başla antrenmana dedi. Dünyalar benim oldu.
Geçtiğimiz cumartesi günü denize girdim ki su buz.
Zaten koluma buz tedavisi vermişti doktorlar iyi geldi ağrıyı duymadığım gibi sol kolumla uzanmadan yüzmeye çalıştım ne derece başardım bilmiyorum. Yavaştan başla demişti deniz bu iyot bu alıverdi cazibeyle koynuna onca aydan sonra hasret soluyorduk ikimizde. Kolay mı öyle yavaş ve az yüzmek bir yüzücü için. O an düşünemiyor işte insan aşktan. Doğruyu yanlışı ayırt edemiyor gözü kör oluyor tümüyle aşktan.
2000 metreyi geçti soğuk su yüzmemiz iki arkadaşla birlikte.
Karamanın koyunu sonra çıktı yüzmemin sol omuz ve kolumda oyunu. Bugün ağrıdan ağladım. Üzülme sakın
Sevgili Günlüğüm✍🏻 ihtiyaca binaendi elbette döküldü gözyaşlarım.
Dur güzel şeylerden bahsedelim gel.
Gözyaşlarımdan hemen sonra, bak buradayım işte içimi döküyorum sana.
Bugün 2. sınavın sonuçları açıklanacak ama
8. sınıf Türkçe dersinden 70 puanı aldım ✨ve geçtim şükür.
aynı sınav 8. sınıf Din dersinide geçmiştim Elhamdülillah.
Puanlarımı biliyorum fakat internet sitesinden
“GEÇTİ” yazmasını da dört gözle bekliyorum hakkım çünkü.
Her sınav bir dersimi vereceğim dedim amcamın oğluna. Sağolsun çok ilgilendi bu yolda benimle ve yol uzun bilgi ve tecrübesi ayrıca sabrıyla hep yanımda bildiğimden huzurluyum.
Dur bakayım hele açıklanmış mı sonuçlar ve ne zaman açılacak 3. dönem kayıtlar?