Perde

Kalemi kağıda vura vura yazı-yorum…

yazı resim

Esenlik gecesi bu gece..Nedenini, niçinini bilmiyor sadece hissediyorum, bana bu gerekli… Anlam aramak için nefes almak yeter illüzyon dünyada..
Nasıl başlamıştı ki hayat? Bir varmışşş, bir yokmuş!

Dol yüreğime kutlu Ay, dol!
Meltemi serpiştir yüreğime seher vaktine kadar…
Kalemi aldım elime bu gece… Uykuyu değiştim kağıda, kaleme…

Taşı sevgini doldur yüreğime, sevgim taşsın…
Ay’ın on dördü gibi bakmaya doyamayacağım güzellikte eyle ki; yüreğim, avuçlarımda kuş gibi çırpındıkça parıldasın, gözlerim kamaşsın..
Kalemi aldım elime, bu gece benim gecem✍🏻

Dünle bugün arasında büyük değişiklikler olsada hayat yolculuğumuzda, istikrarlı olmamız yolunda ne de güzel örneksin yörüngesinde ilerleyen Ay…
Usanmadın mı Dünya’dan?
Hiç çıktın mı çizginden?
Hiç bozdun mu kendini?
Yitirdin mi değerlerini?
Hımm?

Efendim ?
Efendim sevgili günlüğüm✍🏻 ama sana seslenmedim ki !

Evet, evet evet senden önce Ay ile başladım konuşmaya bu gece; O, cevap verecek kağıda, kaleme!

İçerleme lütfen senin yerin ayrı; Ay’ın yeri ayrı gönlümde dinle…
Sakın kıskanayımda deme heee!

Öyle kocamanki yüreğim, dünya ve içindeki tüm güzellikleri doldur doldurabildiğin kadar, aş atmosferi işte benim asıl dünyam orası, doldur yüreğime tüm gezegenleri…
Sana, bana yer kalır o derece engin genişlikte ve dingin yüreğim.
Ben razıyım yüreğimden Allahta razı olsun.

Gelgelelim güzel Ay sana…Ay’ın on dördü güzelliğin kadar güzel olabildik mi hayatımızın her ayında?
Geceye sual olsun, bu miniminnak görünen kocaman soru!
Nasiplensin gecede, felsefe değil mi düşünmenin adı!
Düşünmeyen insan, insan mı?
Ayrıca düşünmeyen gece; hak eder mi aydınlığı?

Rahman’dan (C.C.) aldığın emirle dönüp duruşuna yer, gök hayran…Güneş’ten aldığın ve verdiğin karanlığı delen parlaklığa kalemler hayran…

Kaç kişinin boyu erdiki arşa?
Nefesi yetmezki, nasıl gidecek soyunmazsa dünyayı üzerinden, gitmesi mümkün değildi..,

Kaleminde eremez Hak dilemezse!

Oynamazsa kağıt üstünde kalem, yazıklar olsun o kaleme sık sık çıkmazsa atmosfere, sürçülisan eder illüzyonlar arası gelgitlerle vah ki ne vahh!

İnsan, bir damla sudan yaratılan insan beyni, ne sorularla çalkalandıkça çalkalanıyor…

Çalkantı Allahuekber deyince nasılda sükunete eriyor.

Allah Azze ve Celle insana, ne güzel huzurla birlikte ona sığınmanın gücünü bahşediyor…

Mübarek Ramazan Ayını yarıladık sevgili günlüğüm✍🏻 müsaitsen buyur şimdi gel karşıma.. Otur şöyle karşıma bak gözlerimin karasına hasbihal edelim, kah yazalım, kah söyleyip çoğu kez düşünmeyi ziyaret edelim.
Özledin mi beni sevgili günlüğüm✍🏻
Ben çok özledim seni dersem, inanır mısın?
Yoksa özlemimi sorgular mısın?
Ama yazacağım neredeydim, nerelerdeydim?
Kalemi, kağıda vura vura yazacağım Allah sağlık versin yeter ki… Zamanda buluruz hem, az uyuruz..
Dün akşam ağaç dalları arasından kalbime serenat yapan Ay bugün aynı saatte kendini arattı biliyor musun sevgili günlüğüm…
Dün otobüs durağında on dört ES yi beklerken başımı gökyüzüne kaldırmama az kalmıştıki göz kırptı ağaç dalları arasında…
Bugünde aynı saatte aynı otobüsü beklerken hani bu yaşlarda her anımız önemli ya, dün yaşanan şeylere nostalji der olduk… Nostalji olsun diye aradım Ay’ı… Yok saklanmış… Yüreğim gözlerime tırmandı aradı, taradı, yok!
Önümden on dört DK geçiyor, Ay yok…
Ardından on dört B geçiyor yine yok, yine yok!

Israrla, inatla seni görmeden eve girmeyeceğim diye and içsemde, geldi otobüs ve camlarından da bakındım. Sanki bir perde vardı Ay ile aramda…
Kovaladıkça kaçan ateş böceğimisin şarkısını söylemeye başladım isteksizce… Neyi kovalarsan, kaçarmış derler

  1. bölüm

Yorumlar

Başa Dön