Bazen insanın içi, kırılmış bir ayna gibi dağılır; her parçası başka bir acıyı yansıtır. Umutla ördüğün bütün hayaller, gözünün önünde sessizce çürür. İçinde büyüttüğün ışık, ansızın bir fırtınada sönüverir.
Beklediğin o tek cümle gelmez…
Sarılmasını umduğun kollar boşluğa bırakır seni…
Ve anlıyorsun: İnsan en çok sevdiğinden, en çok güvendiğinden kırılır.
Hayal kırıklığı öyle bir şeydir ki, kalbine sessizce sızar, yavaşça büyür. Ne bağırır, ne çağırır… Ama ağırlığı, bir ömrü taşamayacak kadar keskindir. Gözlerin bir noktada donar kalır; "neden?" sorusu beyninde dönüp durur.
İçindeki çocuk, bir daha asla aynı masumiyetle inanamayacağını fısıldar. Ve sen, fark edersin: Hayal kırıklığı aslında kaybolmuş güvenin adıdır.