Yokluğun hain bir pusuda
Sevinçlerimi kundakladıkça
ruhum, acının nöbetini tutan
bir dengebejin ruhuyla çarpışıyor
-ansızın-
Kan kesiliyorum !
Sessizce yakılan sözlerin küllerinden
dilleri tutulan kentlere ağlıyor
Kanatları kırık kuşların
tüylerine yazılan şiirlere
Rehin bırakıyorum gövdemi
Taş kesiliyorum!
Susuyorum…
Kelimeleri kangren olmuş bir şairin yüreğinde
Susuyorum...
Ruhuma musallat olan
İkinci el aşkları
Sessizliğimle kovalıyor
Bir meleğin kanatları arasında
Saklıyorum adını
-Sen bilmeden-
bekliyorum…
Yaralarımı çiçeklerle sarmaya geldiğinde
aklımı çırılçıplak soyacak ellerin
bedenimde solmaya yüz tutan sözcüklerin
can suyu olacak dokunuşların
Gel
Gel de
İçimdeki öykünün başlangıcı ol!
NİLAY AKÇAY