Mey Uğrakları

yazı resim

mey uğraklarında diz çöker hüzzam
yüz sürer adına zaman hece hece
başucu duraklarımda
onlar sözlerin
gözlerinin alacasında
ateşin yeryüzüne akışını soluyorum
uçurumda bir zebellah gibi dururken yetkinliğin
kanıyor mey
hayata eş sıcaklıkları birleştiren eğriler düşüyorum

meridyenleri yaklaştırıyorum mey zirvesine
ve sıcak kuşaklara sürülüyor her yad
bir kızıl seyirde bir kara segâh
kara ve denizlere dağıtılınca
güneş bölünüyor dudaklarında
karasallığı çekip alıyorum naçar
ve kıtalar sıyırıyorum anaforundan
şimdi adın bir yudum sultaniyegâh

ve sen mey
çöllerde
yağışını bıraktığın heryerde doludizgindir hüsran
çığlık çığlığa bir koruda mey; heveslerden bir kurma
nefesini duydum
yalınayak ve damar damar yakınlaşan bir sulta

hazret-i aşk böyle buyur
başım dönse de rüzgarlarım hız kesmiyor duy
mey karılınca bir cana yahut can bir şaraba
ki o şarap elinde bir yudum saf sudan sakil
duahanlar sığmaz olur otağıma anlarım
mesafeler hiç’miş meğer
uzam ve zaman bir yok serapa

bir şarap küpüne daldırdım bak mey’in sözlerini
sanem dedim geride kalana
çığlık çığlığa bir konakta mey; hezellerden bir kurna
nefesine soyundum
yalınayak ve çığlık çığlığa bir suskuyla.

itri can döküyor mey kürsüsünden
nehirleri taçlanıyor gecenin bak
ve şahlanıyor yazgısı
sen gülden şarabımsın acı nüktesinden
bırak nektarı aktıkça ak/sın
oluklarıma
kabzasında can’ın bir tutam ahh
aniden bir mey bir dudakta soluklandı
bir nar’ a sürükledi kendini kurak
o an renkler dalıyor boşluğu
ve hiçliğe sarılıyor her bucak
anlam dağılıyor anlamsızlığa

gözlerinin darağacında
ayan kılınıyordu efsun tadında ne varsa
dev adımlarını duydum okyanusların
ve hum orada.
ateşe sürülüyordu
ve kusuyordu tüm mecazlar seni
sen aşikar cilve
sal geceme mey kokan sesini
tüm meridyenleri birleştirirken ben
sen mey
bir’de
sen tek hecede durmalısın
yoksa mecaza kesecek anlam ta baştan

hazret-i aşk böyle buyur
ıtri can söküyor duy
bir şiir kovanına bırakıyorum aşkın yükünü
enginlerden bir sazende gibi düşüyor söz
yalın bir uzamda kalıyor tüm sanemler
yine de söylemek gerek ahu zarım
zaman ve mekan ne uzaktır o şaraba
ve ne tuzak meyle baş etmiş bir gülizara

sen aşikar cilve sal geceme mey kokan sesini şimdi
ve engin nefesinle çek beni ateşten
bir mey konağında bir an ; müebbet
iken
hep savruluşta ve her savruluşta
dayanıyor mey/hanene bu pişekar yürek

ve sen mey
çöllerde
yağışını bıraktığın heryerde dönencedir bu yüz
bir şarap küpüne yandırdım bak meyus küllerimi
sanem dedim ardı sorana
çığlık çığlığa bir koruda mey; esarete bir kur’a
kevserine akkorum
hem şimdi hem de sonsuz

Filbahar / 6

Başa Dön