Mezarlıkta Ecel Kokan Gülümsemeler

yazı resim

Bilmediğim yolları sabaha kadar dolaşmışlığım
Etrafta hala sayısız umut taşıyan insanlar
Karanlık çöktüğündeyse şehrin asıl hakimleri
Her köşede ayakta duramayıp yalpalayan bir şarapçı
Parklarda kendinden geçmiş uyumaya çalışan çocuklar
Onikiden sonra mezarlıklarda başlayan şenlik
Yüzlerinde beliren o sıcak gülümsemelerle
Teker teker sevdiklerini ziyarete gidişleri
Korkuyla renklerinin kaçmışlığı ağaçların
İn cin top oynamakta tüm meydanlarda
Yemek derdindeki kediler çöplükleri dolaşırken
Otobüs duraklarını mesken tutmuş köpekler
Gökte yalnız başına uçuşup duran martıyla
Gömleğimin yakasına sarılıp beni savuran
Bahardan kalma serin serin esen bir rüzgar
O savurmada organlarıma linç girişimi
Yakamı bırakmasının peşine bir öksürük
Her öksürükte ellerime dolan bir avuç kan
Benimse inatla cebimdeki mendili kullanmayışım
Ölülerle sohbetime ağaçların şaşırıp kalmışlığı
Yeni yetme bir fidanın başını okşamışlığım
Kendi adımı unutmuşken adının ecel oluşu
Gidişinle anlamını yitirmişliği korku kelimesinin
Sıcak gülümseyenler bir kereyse ben iki kere naçar
Onlar ölüp unutulduğunda bir ses duyuramayışlarının
Bense ölmeden unutulup duyulmayışımın derdinde
İç kanar,ten kapar yürekse yangın yeri
Bir alev almış ki şehri aydınlatırcasına yanar
Nasıl kanadığımı yalnızca mezarlıktakiler anlamakta
Korkunun ecele faydası yok derler ya yar
Benimde artık korkum yok zaten adın ecelim olmakta.

Başa Dön