Kültabağının içinde iki izmarit
Biri yan yatmış diğerinin bükük beli
Hüzünle bakıyorum kokuşmuş cesetlerine
Oysa henüz on dakika önceydi
Yirmi otuz nefeslik ömürleri tükenmeden
Birbirlerine küsüp sırtlarını dönmüşlerdi
İkisi de öylece bekliyordu masamın üstünde
Saatlerce gözlerimi ayırmadan onları izledim
Belki konuşurlar son kez sarılırlar diye
Ama gururun o soğuk nefesi düşerken ortalarına
İnatlarının sert pençesi değmişti yüreklerine
Kanıyorlardı;usul usul,yavaş yavaş kanıyorlardı
Bense cellatları seçilmiştim bu gece
Gururları ikna edememişken ayrılığı
Önce sağ tarafta bekleyen düşmüştü ateşe
Konuşmadılar;ne bir ses,ne bir çığlık
Herşeyi çoktan kabul etmişler gibi
On dakika arayla karıştılar nefesime
Kültabağımın içinde iki izmarit
Biri yan yatmış diğerinin bükük beli
Hüzünle bakıyorum kokuşmuş cesetlerine
Lambayı kapatıp yatağıma uzanıyorum
Duvarlarda ardarda yankılanan öksürük sesleri
Peşine bir hengame patlıyor ciğerlerimde
Elimi ağzıma götürüyorum dudaklarımda bir ıslaklık
Sıcak birşeyler süzülüyor boynumdan gövdeme
Kanıyorlardı;usul usul,yavaş yavaş kanıyorlardı
On dakika arayla karışmışlarken nefesime
Konuşmadan,gizli gizli içimde birbirlerini arıyorlardı
Derler ya "her insan kendi celladıdır"
Seni arıyordum gururun o soğuk nefesi düşmüşken
İnadın sert pençesi değmişken yüreğime
Biliyorum aynı gökyüzüne bakıyoruz çok uzaklardan
Aynı havayı çekiyoruz ciğerlerimize
Ama kültabağımın içinde iki izmarit
Usul usul,sessiz sessiz kanıyorum
Ve kendi celladım oluyorum seni düşündükçe...