Ne güzel zamanlara uğrak verdi bedenim..
Ne güzel anları yudumladı ruhum..
Ayaklarımın altında Arnavut kaldırımları
iki tarafımda köpürmüş akasyalar..
Havasında 'yarân' esintisi
suyunda 'berrak' duygular
toprağında 'sadakat' kokusu
yağmurunda "özlem" sevinci vardı..
Ve bir kız tanıdım o zamanlar
On dördündeydi..
Ayın on dördü gibiydi yüzü
Yıllarca içimde büyüyecek bir sır gibi
Sokuldu yüreğime
Ve hiç dinmeyen bir sızı gibi
Otağ kurdu bâkir gönlümde..
Unutmak ne mümkündü o zeytin gözleri
Ne mümkündü unutmak bakışlarındaki ceylan ürkekliğini
Taze bir kor gibi
yürek yakan o kaçamak süzüşleri..
Güz kırlangıçları gibi habersiz
apansız göçüverdi..
Sahile vurdu yüreği
sadece kumları yakmadı
gölge gibi kendini takip eden bir gönülde
göz göz yaralar açtı..
Yıllar saçlarında ağıt yaksalar da
Kederlerle sarhoş
Issız bir dağ kadar yalnız olsa da
Pas tutmaz bir gönül vardı arkasında..
Evet bir kız sevdim
On dört yaşında
Ayın on dördü kadar güzeldi..
Ve hala o mekanlarda dolaşır hayallerim
Alnıma çekilen sevda çizgisiyle
gözlerimin filizlendiği o baharı arar
Yüreğim..
Ama yorgun
Ama kırık düşler ülkesinde kalmış
Bir aşık niyazında..