SİZ GÜNEŞİN ARKA SOKAKLARIYSANIZ EĞER
değişmelisiniz çok denedim bunu hiç kimse olabilmeyi
dönüşüm enerjisi hayatı belirler
ruhum fırlar gider kalbim fırlar gider zihnim çılgın bir at gibi koşar gider
kendinizi ne sandınız siz böyleyken bir halt değilsiniz
gerçek bir acının ruhuna, yaklaşımlarına değinseniz ne dram var sizde ne göz yaşı ne de direniş bomboksunuz ama çok tatlısınız su gibisiniz
hiçbir faydası yoktur bazı işlerin ama insan onları çok sever
dolunay zamanları süper zamanlardır deliririm yine öyle oldu
çürük elmalar içindesiniz ne yalayıp yutsanız orada adam olmazsınız
bence artık gerçek şeylerle ilgilenin, gerçek bir şeyi meslek edinin meşgale.
hayatta kalma savaşı verenlerin günlük hayatından kesitler verin bence Muzaffer Mevlüt bunlardan bahsedin bence muzo sık sık annesinin mezarını yaptırdığını söylüyor mevlüt sürekli askercilik oynuyor 30 katlı apartman yaptırıyormuş Sonra bana gece yarısı arayıp “İsa bana on beş dal sigara getir” diyor hani 30 katlı apartman yaptırıyordun dostum? sürekli patates kızartıyor kapılarına gittiğimde başka yiyecek yok mu? yok patates çok güzel ama misafir bulduğunu yer
bakınız oturup delice kitaplar okuyup yorum yapsanız öyle ciddi bir kitle, öyle kaliteli biri kitle bulursunuz ki karşınız da genç kızın biri var mesela, youtube’de kitap yorumları yaparken yazarlığa başladı
kalitesiz inşaların tapınak merkezi gibi görünmeyin
insanlar ne kadar yalancı ve sahtekar; bugün sizi delice severken ertesi gün cayarlar ve sizi linç etmek isterler saflıkla insanları sevmemeyi öğrenmeliyim
insanlar en iyi yapışkandan daha beter yapışırlar bir şeylere, sonsuza dek onlarla yaşamak ister
en beter anda en güzel şeyi düşünüyorum bunu farkında olmadan yapıyorum
bu enerji size beyaz güvercinler gibi salındı
kemiklerim isyan etti bütün sinir hücrelerim alev aldı varlığım eridi bütün varlığım enerjim akıp gitti cehenneme
kimseye diyemezdim demem ama bir çıkar yol buldum
muzaffer’in çekinmeden sakınmadan utanmadan kafasına göre konuşmasına öyle hayranım ki osuruyor sıçtığından söz ediyor burnunu karıştırıyor çok rahat çocuk gibi
çok fazla kontrolcüyüm demek ki sorun onda değil sorun bende
tramvayda cep telefonum çalınca sanki dünyayı imha edecek nükleer füzeyi ateşleme emrini verecek kişiymişim gibi tedirgin oluyorum
oysa başka bir gün yanımda konuşan kız para ya da başka bir şey çaldığından söz ediyor telefondaki arkadaşına ve öteki kız üniversite öğrencisi mont alamadığından söz ediyor, 150, 200 liralardan söz ediyor
ötekisi ise siyah taytlı kız, tam solumda duruyor kocası eve kız atmış kızı yakalamış sonra kızı onu aramış yalvarıyor sakın babama söyleme diye aldatılan kocasını boşayacak çok güzeldi ve içim gitti o salak genç adam bu genç kadını nasıl aldatır yahu! o yeşil gözlü düzgün fizikli kızı
bu yaşlılar muhteşem hemen kaynaşıp sohbet ediyorlar sanki yüz yıldır dost gibi
ruh mu madde üstünde egemen, madde mi ruhun üstünde egemen?
insanın kendin içinde olduğu kadar dışında olan bir savaştır bu. bu devasa çirkinliğin, ucuzluğun, alçaklığın ve namussuzluğun içinde bu adam sizi far ketti
sizde iyi bir damar var ve bunu doğru kanallara yönlendirmelisiniz
sadece bunu size iletmek istedim. çünkü bulunduğunuz çevre sizi fark edemez; size gerçeğin, sonsuzluğun ve yolcu olmamız bilincinden…
mevlüt bütün delice askerlik oyunlarını oynarken zihninde patates pişirir ve ayazda yağmurda yediğim patates kızartması güzelleştirir her şeyi bir bakarım soğan getirmiş “yumurta kırayım mı?” diyor, durmadan çay vermek istiyor “gideceğim sakın getirme”
herkes mevlüt gibi olsa muzaffer gibi doğal ve çocukça











