"Yağmurun altında ıslanmak, kuru bir hayat sürenlerin hayalidir." - Bilge Karasu"

Patates Kizartmasi

iyileşme hipnozu tekniği

yazı resim

SİZ GÜNEŞİN ARKA SOKAKLARIYSANIZ EĞER

değişmelisiniz çok denedim bunu hiç kimse olabilmeyi

dönüşüm enerjisi hayatı belirler

ruhum fırlar gider kalbim fırlar gider zihnim çılgın bir at gibi koşar gider

kendinizi ne sandınız siz böyleyken bir halt değilsiniz

gerçek bir acının ruhuna, yaklaşımlarına değinseniz ne dram var sizde ne göz yaşı ne de direniş bomboksunuz ama çok tatlısınız su gibisiniz

hiçbir faydası yoktur bazı işlerin ama insan onları çok sever

dolunay zamanları süper zamanlardır deliririm yine öyle oldu

çürük elmalar içindesiniz ne yalayıp yutsanız orada adam olmazsınız

bence artık gerçek şeylerle ilgilenin, gerçek bir şeyi meslek edinin meşgale.

hayatta kalma savaşı verenlerin günlük hayatından kesitler verin bence Muzaffer Mevlüt bunlardan bahsedin bence muzo sık sık annesinin mezarını yaptırdığını söylüyor mevlüt sürekli askercilik oynuyor 30 katlı apartman yaptırıyormuş Sonra bana gece yarısı arayıp “İsa bana on beş dal sigara getir” diyor hani 30 katlı apartman yaptırıyordun dostum? sürekli patates kızartıyor kapılarına gittiğimde başka yiyecek yok mu? yok patates çok güzel ama misafir bulduğunu yer

bakınız oturup delice kitaplar okuyup yorum yapsanız öyle ciddi bir kitle, öyle kaliteli biri kitle bulursunuz ki karşınız da genç kızın biri var mesela, youtube’de kitap yorumları yaparken yazarlığa başladı

kalitesiz inşaların tapınak merkezi gibi görünmeyin

insanlar ne kadar yalancı ve sahtekar; bugün sizi delice severken ertesi gün cayarlar ve sizi linç etmek isterler saflıkla insanları sevmemeyi öğrenmeliyim

insanlar en iyi yapışkandan daha beter yapışırlar bir şeylere, sonsuza dek onlarla yaşamak ister

en beter anda en güzel şeyi düşünüyorum bunu farkında olmadan yapıyorum

bu enerji size beyaz güvercinler gibi salındı

kemiklerim isyan etti bütün sinir hücrelerim alev aldı varlığım eridi bütün varlığım enerjim akıp gitti cehenneme

kimseye diyemezdim demem ama bir çıkar yol buldum

muzaffer’in çekinmeden sakınmadan utanmadan kafasına göre konuşmasına öyle hayranım ki osuruyor sıçtığından söz ediyor burnunu karıştırıyor çok rahat çocuk gibi

çok fazla kontrolcüyüm demek ki sorun onda değil sorun bende

tramvayda cep telefonum çalınca sanki dünyayı imha edecek nükleer füzeyi ateşleme emrini verecek kişiymişim gibi tedirgin oluyorum

oysa başka bir gün yanımda konuşan kız para ya da başka bir şey çaldığından söz ediyor telefondaki arkadaşına ve öteki kız üniversite öğrencisi mont alamadığından söz ediyor, 150, 200 liralardan söz ediyor

ötekisi ise siyah taytlı kız, tam solumda duruyor kocası eve kız atmış kızı yakalamış sonra kızı onu aramış yalvarıyor sakın babama söyleme diye aldatılan kocasını boşayacak çok güzeldi ve içim gitti o salak genç adam bu genç kadını nasıl aldatır yahu! o yeşil gözlü düzgün fizikli kızı

bu yaşlılar muhteşem hemen kaynaşıp sohbet ediyorlar sanki yüz yıldır dost gibi

ruh mu madde üstünde egemen, madde mi ruhun üstünde egemen?

insanın kendin içinde olduğu kadar dışında olan bir savaştır bu. bu devasa çirkinliğin, ucuzluğun, alçaklığın ve namussuzluğun içinde bu adam sizi far ketti

sizde iyi bir damar var ve bunu doğru kanallara yönlendirmelisiniz

sadece bunu size iletmek istedim. çünkü bulunduğunuz çevre sizi fark edemez; size gerçeğin, sonsuzluğun ve yolcu olmamız bilincinden…

mevlüt bütün delice askerlik oyunlarını oynarken zihninde patates pişirir ve ayazda yağmurda yediğim patates kızartması güzelleştirir her şeyi bir bakarım soğan getirmiş “yumurta kırayım mı?” diyor, durmadan çay vermek istiyor “gideceğim sakın getirme”

herkes mevlüt gibi olsa muzaffer gibi doğal ve çocukça

KİTAP İZLERİ

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

Peyami Safa

Acının ve Istırabın Edebiyatı Peyami Safa'nın "Dokuzuncu Har-iciye Koğuşu", hastalığın pençesindeki insan ruhunun zamana meydan okuyan bir keşfi olmaya devam ediyor. Edebiyatın en temel işlevlerinden
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön