"Sabah 05:00'te uyanıp yazmaya başlayanlar, muhtemelen hala kahveyi icat edememişlerdir." - Dorothy Parker (kurgusal)"

Yakuti Ateşin Sırrında

Bu şiir, bir gelincik ile pervanenin hüzünlü aşk hikâyesini anlatıyor. Gelincik, unutulmuş bir taç gibi, pervane ise ateşin çıngısında yanan bir varlık olarak tasvir edilmiş. İkisi de sevgilerinin yükünü taşıyor; biri yoklukla büyürken, diğeri ışıkta ölüyor. Şiir, hasret, özlem ve kavuşamama duygularını nazik bir dille örüyor, doğadan alınan imgelerle aşkın yakıcı ve kırılgan doğasını resmediyor.

yazı resim

(Gelincik ve Pervane'nin ağıtı)

Bir gelinciğim, var sanılan...
Unutulmuş bir taçım,
sayfaların arasında kurutulmuşGüneşe eğilmiş bir baş,
bedenim cılız
ve evet, sevdim seni,
yokluğunla büyüdüm
Uyutuldum karanlıklarda çel aklımı

Bir pervaneyim ateşin çıngısında
Işıklar içinde ölen bir yankı
Bir yansıma değilim,
varsayılan kıvılcımlar içindeki
son gölgem nazarın,
kanadım yok artık,
sana sürgünüm.
Geceye saplanmış bir bakıştım
Göğe islenmiş bir yıldız
yandım sana,
Suskunluğuna düştüm
kırmızına yangın,
Siyahına alışkın...
Gelin kokuna hasret parlardım

Taçlarım incecik, kırmızıdan kırık,üzerime kadife bir ihtişam yağdı.
Saydım,
sevilmek ve sevmek rüzgârını
Ben sessizce çırpınırdım tozlarımla,
ama adını köklerime işlemek
bu sayfa boşluğunda kaldı...
Gözlerim çıplak karanlıkta sana tutulmuş,
her yağmurla geleni sen sandım.

Ben sesizliğine sığınanlardanımve tenine dua gibi düştüm.
Bu sayfa aralığına sığ duruldum
Yalın ayak rüyalarıma yanardım,
hiç kimseye söylemeden,
bir çift ses kalır, içime düşerdi.
O zaman anlardım:
aşk, felaketti çırpındıkça sarılınan,
ve ben hep aynı gelin tacında kaldım, kanatlarım yanarken

Uyanırdım,
yokluğuna yeniden doğarak,
bir çift göz gelir, göğümü delerdi.
Sevmek, batmakla eş
ve ben hep aynı rüzgarına uyandım.
Sen dokundukça
Ben yakuti bir yeşil oldum
kırmızıya ihanet
Sessizlikti aramızda büyüyen.Koparılmak kaderimdi,
güzel dediler bana
gelincikti adım
ama seninle başlar
her doğa diyemediler.
Ben dokundum bahara
Her yer canlandı, çözüldüm.
Özlemdi içimde kor gibi yanan kanatların

Yakılmak, bizim alın yazımız
Senin ki kurutulmak oldu
iki sayfa arasında
ölüm değildi bu,
Bana ve seninle biten her geceye
son heceye
Düş alemine uyanıp
ateşler içinde yanmak...

Kal bende

Zaman geçse de,
kökümde senin ismin var hâlâ.
Her şair seni tarif ederken susar,çünkü sen,
sadece benim üstüme üşüşen
Göklerin kanatlarısın

Al beni

Zaman dönse de,
gözümde senin ışığın yanar hâlâ.
Her dize seni ararken eksilir,çünkü ben,
sadece senin kırmızına aşina kadife bir yangınım

Biz aynı aynanın sırrında duran
farklı şekilleriz
Birimiz birimizin toprağına düştü, Birimiz birimizin ateşine

Ama ikimiz de
bir yarıma sır olduk:

Sen dedin ki
Kal bende...

Ben dedim ki
Al beni.

Yârmışız sadece...

Tcpassenger_iErdoğan
18.10.2025

KİTAP İZLERİ

Puslu Kıtalar Atlası

İhsan Oktay Anar

Bir Düşün Atlasında Gezinmek: İhsan Oktay Anar'ın Başyapıtı İhsan Oktay Anar’ın 1995 yılında yayımlanan ve yayımlandığı andan itibaren modern Türk edebiyatının kült eserlerinden biri haline
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön