Mutluluk Reçetesi
(Necat Dilaver) 16 Kasım 2004 |
Yaşam |
| |
Gece bir vakit aşkların geldiğinde aklına
şerefe demelisin yaşadıklarına...
|
|
Deneme
(Necat Dilaver) 16 Kasım 2004 |
Yaşam |
| |
İsteyen istediğini anlar..... Nokta...... |
|
Yalnızlık Ne Zaman Fark Edilir?
(Necat Dilaver) 18 Kasım 2004 |
Toplum |
| |
Dostluklar kurarız, ihtiyaca binaen-öyle ya insan toplumsal olmalı- Kabullenmekle başlar aslında dostluklar , yalnızlık farkındalığı ile biter. Ya da her dostluk başarısız bir sortidir yalnızlığa. Dostluk biter, şartlar değişir, yalnızlık geri gelmiştir |
|
Yalnızlık ve Aşk
(Necat Dilaver) 26 Kasım 2004 |
Toplum |
| |
Gerçekten de aşk eşittir yalnızlığa o da eşittir hayata. Evet hastalık çaresine eşit . Peki ama hangisi hastalık, hangisi çare? |
|
Yalnızlık ve Mutluluk
(Necat Dilaver) 2 Aralık 2004 |
Toplum |
| |
Yalnızlık yenemeyeceğimiz kaderimiz. Mutluluk bu kadere boyun eğmekle başlar ve geliştirir kendini aşkla, dostlukla, parayla. Ama bunların hepsi ancak yalnızların ulaşabileceği şeylerdir. |
|
Yalnızlık ve Ölüm
(Necat Dilaver) 5 Aralık 2004 |
Toplum |
| |
Ölüm yalnızlığın kutsanmasından başka bir şey değildir. Hayat dediğimiz eziyet dolu yalnızlığı yenme çabasının sonudur ölüm. Final yine yalnızlıktır. Kaçınılmaz son. |
|
Yalnızlık ve Varoluş
(Necat Dilaver) 20 Aralık 2004 |
Toplum |
| |
Tesadüfen geldik dünyaya, tesadüfen yaşıyoruz ve zamanı gelince öleceğiz. Var mı bunların yalnızlıktan başka bir çıkışı. Var mı varlığımızın yalnızlıktan başka bir değeri. |
|
Nasıl Yaşanır Bu Dünyada
(Necat Dilaver) 23 Aralık 2004 |
Yaşam |
| |
Namaz kılarak, makineleşerek, el öperek, yalnız, etek yalayarak, ölerek, sevişerek, bakire, yalnız, gülerek, samimi |
|
Yalnızlık ve Kent
(Necat Dilaver) 18 Ocak 2005 |
Toplum |
| |
Kentler yalnızlıklarımızın anıt mezarlarını yapabileceğimiz alanlara sahiptir, o kadar. Bazen bir insanın kalbi, bazen kalabalık bir mezarlık, bazen belediye otobüsü, bazen gece yarısı toplaşan tinerci çocukların mutluluğu, bazen steril bir mağaza... |
|
Yalnızlık ve Portakal Kabuğu
(Necat Dilaver) 23 Ocak 2005 |
Toplum |
| |
Sizce bu yalnızlık meselesinden Fellucede'kilerin veya evsizlerin veya ezilenlerin ne kadar haberi var?Burjuva portakal soyarken bile kendini yalnız hissedebilirken. Ya da acaba ezilenler sadece portakal soyarken mi kendini yalnız hissedebilirler??? |
|
Yalnızlık ve İnsan ve Daha İnsanlar
(Necat Dilaver) 25 Ocak 2005 |
Toplum |
| |
Murtaza Efendi bekçilik yaparak evine ekmek götürmeye çalışırken, gece, soğukta, üç kuruş maaşını alırken yalnız olduğunu ne şiddette hisseder sizce? Ölümüne hissetmez mi? Ya da hissettiği yalnızlık değil de çaresizlik mi? Yalnızlık çaresizliğin en kötüsü |
|
0,0
(Necat Dilaver) 22 Şubat 2005 |
Yaşam |
| |
0,000000; ne eder? |
|
An'sal Yaklaşımlar
(Necat Dilaver) 23 Nisan 2005 |
Yaşam |
| |
Eve git. Annenin karnına. Unutma; Tanrı kovdu oradan seni.
İnadına boş ver. İnadına kapan geleceğine, yaslan kendine.
|
|
'An'
(Necat Dilaver) 30 Nisan 2006 |
Yaşam |
| |
An gelir elde bir çiçek.
An gelir bir keleş.
An olur eller tanrıya yakarır.
An olur dilenir.
|
|
Açlık...
(Necat Dilaver) 12 Nisan 2008 |
Toplum |
| |
Açlık tinde ve maddede ne ifade ediyorsa, neyi sağlıyorsa dünyayı da o yönetiyor galiba...
|
|
Önem...
(Necat Dilaver) 21 Ocak 2007 |
Yaşam |
| |
Ya bu dünya yoksa... |
|
Boş - Ver
(Necat Dilaver) 6 Mart 2007 |
Yaşam |
| |
'Yaşamı biz bu hale getiridik, aslında dünya iyi' mi demeliyim? |
|
Ben...
(Necat Dilaver) 5 Aralık 2008 |
Yaşam |
| |
'Ben' dedikleri: Dedikleridir...
'Ben' dediğimiz: 'An'lardan oluşur...
'Ben': Yaşadım...
'Ben': Sevdim...
'Ben': Öldüm...
'Ben': Tanrı oldum... |
|
Değişim...
(Necat Dilaver) 24 Ocak 2009 |
Toplum |
| |
-Değiştim, NASIL?...
Nasıl diye sormayan toplumlar faşizme mecburdur...
Nasıl sorusu değişimin niyetini ve sonucunu önceden aydınlatır...
Değişim, nasıl, istek, memnuniyetsizlik hali, nicelik, güç... |
|
Sevmediğim Kelimeler
(Necat Dilaver) 26 Mayıs 2009 |
Yaşam |
| |
Bu mesele ta insan anlığındaki idelerin oluşumuna kadar gider ve Locke’nin ‘İnsan Anlığı Üzerine Bir Deneme’ adlı kitabını okumayı gerektirir ki herkesin harcı değildir bu iş. Bu kitapta o kadar çok ‘ters kelime’ vardır ki kitabı bitirmek ancak Kafka’nın ‘Bunaltı’ adlı eserini okumakla mümkündür. |
|
Sevemeyen Üşür...
(Necat Dilaver) 2 Eylül 2009 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Annen ne anlattıysa, hangi masalları anlattıysa, hangi gözyaşını sildiyse onu ararsın; bulamazsın.
Kulağında oğlunun kalp atımı. Nerede duysan tanırsın...
Gün olur gözümüzden güneş icat eder. Gün olur severiz.
Gün olur ellerimize tapar, sonumuzu alnımıza yazarız... |
|
Aforizmalar - Hayata
(Necat Dilaver) 9 Ocak 2010 |
Yaşam |
| |
Sen yoksan hayatın da olmaması ‘hayat’ın bir anlamı olmadığı anlamına gelmez…
Hayat, sürekli gelip geçer…
Hayat, ekmeğine sürdüğün umuttur…
Hayat, zamandır…
Güzel kelimedir ‘HAYAT’…
|
|
Aforizmalar - Aşka
(Necat Dilaver) 6 Mart 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Bir şairin en güzel dizesini çalarsın, yerine sevgilini koyarsın, çaldığın dizeyi sevgilinin kulağına fısıldarsın, biraz da gözyaşı geçişli gülümseme: aşk-ı şahane…
Aşk, sevişmelerden kalan hüzündür…
Aşık mı olacaksın; diğer tüm dertlerini çareleriyle birlikte unut… |
|
İnsan/ Mutlak İnsan...
(Necat Dilaver) 29 Mart 2010 |
Yaşam |
| |
Bir insan 'insan' üstüne neden düşünür?
Bir insan 'insan' başlıklı bir denemeyi neden okur?/
İnsandan hem değişmesini hem de mutlak olması isteyen bu 'hayat' denen düzeneği yaratan da insandır.../
'Mutlak insan' yaratmak değil midir medeniyetin veya dinlerin derdi...
|
|
Yalnızlığın En Sevdiği Yaratık İnsandır...
(Necat Dilaver) 10 Nisan 2010 |
Yaşam |
| |
Yalnızlığın sevdikleri: Mustafa, Kader, Kemal, Attila, Can, Nazım, Sabiha, Pablo, Nietzsche, Locke, Nesimi, Edip, Frida, Uğur, Adnan, Kazım, Özdemir... |
|
Matem...
(Necat Dilaver) 25 Aralık 2010 |
Yaşam |
| |
Sahipsiz bir sürü dert matemini bekliyor. Beklesin.../
Garip huylu bir tümördür bu hayat, bu hayat yaslarla dolu beyin kıvrımları ve yaşlarla dolu bir bardaktır, ince belli bir bardaktır bu hayat. Sanki başka bir hayat varmış gibi; inadına bu hayat.../
Mutlu bir kağıt parçası gibidir insanoğlunun kalbi. Sil, yaz, yırt sonra yapıştır ama asla eskisi gibi olmasın, bir daha yaz, bir daha sil... |
|
Öylesine...
(Necat Dilaver) 13 Eylül 2011 |
Toplum |
| |
Kısa bir tanıtım yazısı minderin üstündeki netbukta hatta belki de 've' netbukla yazılır mı? P,ç,t,k kuralına bak sen, hemen nasıl da yumuşayıverdi... Yumuşayıvermek: Komik... Gerçekten neyi tanıtmalı bu yazı ki kısa olsun... Türkçede ne kadar bağlaç var. Tanıtım yazısına yer kalmadı... |
|
1 ve 2
(Necat Dilaver) 21 Eylül 2011 |
Günlük Olaylar |
| |
Çay/ Şeker/ Kaşık/ Bardak/ Ses/ Tanrı/ El/ Beyin...
Şekerin karıştırılma sesinden kim sorumludur? Bu sesten kim rahatsız olur? Bu sesi nasıl azaltabilir veya yok edebiliriz? Bu saçma yazıyı kim okur? Tanrı var mıdır? |
|
Hey Hayat...
(Necat Dilaver...) 23 Haziran 2012 |
Yaşam |
| |
Sonrasını düşünmeden yapılan o eylem yani o mahalle maçı; maçı yapanların bu dünyadaki Tanrısıdır. Fakat bunu o maçı yapanlardan kaçı anlar. Daha doğrusu kaçı zamanında anlar; bilmiyorum. Ama en azından son nefes bu işi çözer ümidindeyim... / Esasen hayatından memnun olmamak insanın kendi aklı gereğidir. Mutsuzluk zekayı gösterir desek olmaz mı? |
|
2...
(Necat Dilaver) 8 Aralık 2013 |
Yaşam |
| |
Salgılan ey mutluluk hormonum yoksa kendimi 2'ye böleceğim. Hangi düğmeydi bu, nereye basmam gerekiyordu? Aşka mı yalnızlığa mı?
Dünyanın tüm dertlerini 2'ye koysak, sallasak sallasak, köpürse; yazının kısa olduğunu düşünüp tekrarlasak: Dünyanın tüm dertlerini 2'ye koysak, sallasak sallasak, köpürse; ne kadar okunur bu yazı? |
|
Yapılacaklar...
(Necat Dilaver) 18 Ocak 2014 |
Yaşam |
| |
Oğlunla bayram namazı...
Nietzsche'yi bir daha okumak...
Eski kasa Lada Niva almak...
En az üç gamzeden 'an' içmek...
Limon ağacının altında uyumak...
Şenol Güneş ile tanışmak...
Aşık olduğun kadınların son halini görmek... |
|
Dene - Me
(Necat Dilaver) 21 Eylül 2014 |
Toplum |
| |
Okumaya değmeyen bir deneme. Gidin bir bardak çay için veya çocuğunuza yenilin daha iyi...
|
|
|
BAYAT HAYATLARA...
İnsan dediğin ancak köleyken mutlu
sen en iyisi
bas üstüne o kurbağa misali insanların
çiğne ayaklarının altında
onlar değil miydi kurallar yaratıp uymayan
onlar değil miydi kitaplar yazıp bir daha yazan
ve onlar değil midir yarattıklarına tapan
insan dediğin kanalizasyondaki bok
onlar değil midir aralarından en pisini 'baş' yapan
onlar değil midir o baştan merhamet dilenen
onlar değil midir o baş uğruna kıç olan
nefret etmeli insan olmayan insandan
nefret etmeli onlardan
insan dediğin satılık
uydurduğu değerlere köle olan varlıktır insanoğlu
hele 'halk' dediğin; eblehler topluluğu
satılık eblehler topluluğundan ne beklersiniz ki
savaş, ölüm, kirlilik, bayağılık, bencillik....
ki bunlar asıl dostlarıdır insan olmak isteyen insanların
nefret etmeli insan olmayan insanlardan
nefret etmeli onların yapacaklarından...
bir sinek kadar sevmemeli onları...
'AN'LARA...
Her yerde kimsesiz ayak izleri ve dertsiz ve yarınsız ve bengisel.
Oturduğun zaman diliminde kendi popo izlerin.
En’lerle dolu egon.
Bas üstüne insanların. Yoksa yok olursun. Homo humuni lupus-insan insanın kurdudur-
‘Yok olmayı istemeli insan’ denmiş. Ama var mı o kadar korkağımız ya da cesurumuz?
Oysa; insan evrenin merkezinde değil miydi?
Her hücremizle bağlı değil miydik bu evrene ya da bir sonraki evrene.
Eve git. Annenin karnına. Unutma; Tanrı kovdu oradan seni.
İnadına boş ver. İnadına kapan geleceğine, yaslan kendine.
Saçma rastlantılar, rastlantılar zaten saçma, saçmalama. O hak Tanrı’nın.
Niye uğraşıyorsan Tanrı’yla veya niye ayırıyorsan apostrofla.
İnsan ol önce sonra yok olursun zaten. İnsan olmadan ölünmez ki.
İnsan olmadan hiçbir şey olunmaz ki.
İnsanmış her şeyin ölçüsü. Zavallı insanlar. Tartı misali.
En iyisi hiç doğma. Dön Tanrı’nın yanına, ama kira peşin.
Boş ver, yaşamaya bak veya ölmeye.
Git seviş.
Git yemek ye, işe.
Git iç, ne istersen.
Git yaşa ya da öl.
Git, yaşamaya bak.
Dur veya.
KUTSAL KELİMELER...
Size yaşamayı emrediyorum. İnsanca çok insanca.
İnanmayın doğrulara ve dilencilere.
Ölmeyin hiçbir şey uğruna.
Hiçbir şeysiniz çünkü.
İnanmayın bana bile.
Sakının insancıklardan ama öldürmeyin onları. Onlar sizin yolunuza gelecektir. Yolunuz yol ise.
Öyle ki sizin her şeye gücünüz yeter. Her şey ve hiçbir şeysiniz.
Ama unutmayın elbet vardır sizden daha siz ve çoktur.
Öğrenin hiçbir şey bilmemişçesine. Ama bilin ki yapmadan öğrenilmez.
Size yaşamayı emrediyorum. İnsanca daha insanca.
|
11.03.2010 14:19:52
|
Kitap yazmaya devam... |
| |
Kitabım 'Sarı Bank - Hayat' biteli neredeyse dört ay oldu. Yazarken ve yayınevine postalarken duyduğum heyecanın yerini artık 'boşluk hissi' aldı... İyi ki İzedebiyat var... |
|
27.12.2009 12:57:27
|
Kitap yazmaya devam... |
| |
"Boşluksuz Bir Yazı." 'Sarı Bank' adlı kitabım biteli neredeyse on beş gün oldu... Okumam lazım... |
|
|