..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ýnsan - iþte tüm sýr burada. Bu sýr üzerinde çalýþýyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
ÝzEdebiyat - Yazar Portresi - Þevket Baþýbüyük
Þevket Baþýbüyük - günlüðüm
Site Ýçi Arama:


Eleþtiri
  At Sineði (Þevket Baþýbüyük) 6 Aralýk 2008 Güven ve Güvensizlik 

Sokrates’in hayat hikâyesi de ilginç geldi bana... Ýlginç olan þey; neden Hz. Ýbrahim’i anlamazlar? Neden Sokrates’i anlamazlar? Ve neden -ben bile anlaþýlmýyorum- anlaþýlmýyoruz...

  Sermayenin Rengi (Þevket Baþýbüyük) 4 Mart 2009 Türkiye 

Sermayenin yeþili olur mu? Daha doðrusu sermayenin rengi hangi renk? Yeþil mi? Kýrmýzý mý? Yoksa kapkara mý?!

  Sýra Dýþý Bir Vali… (Þevket Baþýbüyük) 10 Mayýs 2009 Toplum ve Birey 

Sýra dýþý bir vali” þeklinde bir cümleyle baþlasam yazýma sizde nasýl bir çaðrýþým yapar? Eminim çoðunuzda; Ayþe Kulin’in yazdýðý “Köprü” romanýný çaðrýþtýrýr… Veya Kulin’nin romanýndan, Ahmet Yurdakul’un senaryolaþtýrdýðý Köprü filmini

  Ýsyaným… (Þevket Baþýbüyük) 5 Temmuz 2009 Varsýllar ve Yoksullar 

Memleketin insaný bilmelidir ki, bu güne kadar çoðu hususlarda yanlýþ bilgilendirildikleri gibi… “Kader” konusundan da yanlýþ bilgilendirilmiþlerdir. Sýrf teselli mahiyetinden midir, nedir bilinmez; hep kötü þeylerle karþýlaþtýðýnda/musibetlere duçar olduðunda “kaderim böyle ne yayabilirim” der, memleketimin insanlarý… Ben de diyorum ki; “kaderim böyle ne yapabilirim” dedirten zihniyet bizi kandýrmýþtýr. Þimdi diyeceksiniz ki; “isyan” mý? Evet, isyan! Pýsýrýkça yaþamaktansa!... Kaderimiz olmadýðý halde “kaderimdir” diye yýllardýr bizlere yutturulan kadere isyan ediyorum…

  Milli Eðitim"e Taze Kan (Þevket Baþýbüyük) 12 Ekim 2009 Çocuk Yetiþtirme 

Mili Eðitim Bakanlýðý müfredatýnca verilen kitaplar ekstra öðrenciye satýlan kitaplar kadar eðitici olmuyor mu?

  Býrak Beni Haykýrayým (Þevket Baþýbüyük) 12 Aralýk 2009 Dostluk ve Düþmanlýk 

Geçenlerde doktora gittim; doktor bir rapor verdi… “Sen yaz” dedi. “Sen susma “ dedi. “Haykýr, baðýr, çýðlýk at, çýðlýðýn; sessiz çoðunluðun sesi olsun” dedi. Doktor dedi ki; “sen hakir insanlarý kardeþ sayan bir ruhsun.” Dedi ki; “Paçavralar altýndaki yoksul seni yaralar.” Dedi ki; “Mazlumlarýn intikamý almak için doðmuþun.” Ve dedi ki; “Volkan söner, lâkin senin alevlerin eksilmez.” “Bora geçer, lâkin senim köpüklerin kesilmez.”

  Garkad Aðacý (Þevket Baþýbüyük) 6 Haziran 2010 Politik Olaylar ve Görüþler 

Hâlâ Ýsrail’in masumluðunu, ya da güçlülüðünü/otoriterliðini savunan Garkad aðaçlarý… Yazýklar olsun sana ey “Garkad aðacý” Her nerede oturuyor ve nerede duruyorsan lanet olsun sana “Garkad aðacý”

  "Orduzu Gecesi" (Þevket Baþýbüyük) 5 Eylül 2010 Günlük Olaylar 

Mademki; Orduzu demek Malatya demektir. Mademki; Malatya’da her þeyin ilki (kayýsýyý kükürtleyen islimler bile) Orduz’da baþlarmýþ… Orduzu Çarþýbaþý’ndaki tarihi çýnar; Battalgazi’nin bastonu, öyle mi? Sizin söylediðiniz bu cümlenin aynýsýný, gelecek kuþaklara aktarsam, tarih adýna iyilik mi yapmýþ oluyorum? Çiðköfte yerine, katýlýmcýlara; klasik eþek arabasý yükü ile bekletilen Orduzu’nun meþhur lahanalarý mý ikram edilmeliydi?

  Dilin Keskinliði (Þevket Baþýbüyük) 13 Ekim 2010 Toplum ve Birey 

Bazen, benim bile duymak istemediðim sözcükler dökülür dudaklarýmdan. Siz buna ‘dilin keskinliði’ diyebilirsiniz ama asla art niyet taþýmam, kin hiç gütmem; ne varsa dilimin ucundadýr benim. Dilin keskinliði, bir anlýk öfkenin zehriyle bütünleþince þalterlerim atar, özene bezene yaptýðým gönül saraylarýna bir tane kor, yerle tuzla-buz ederim.

  "Hür Adam" (Þevket Baþýbüyük) 25 Ocak 2011 Sinema ve Televizyon 

“Hür Adam” filmini, izleyebildiðim kadarýyla; eleþtirmeden de edemeyeceðim. Peþinen söyleyeyim; “Hür Adam” dan beklediðimi bulamadým… Hiç kimse Þeyh Sait kýyamýný, Bediüzzaman’ýn gölgesine sýðýnarak; birkaç çapulcu Kürt isyanýymýþ gibi lanse ettirme, hakkýna sahip deðildir. Yani demek istiyorum ki; “Hür Adam” filmiyle Türkiye’de, Türk sinemalarýnda bir ilki gerçekleþtirdik, hiç kimse bunlarý görmemezlikten gelemez/gelmemelidir… Ancak; bu tür, ehem ifade eden hizmetlerde, birilerine yaranmak gibi düþüncelere de imkân tanýnmamalýydý…

  Þimdi de Fatih Sultan!.. (Þevket Baþýbüyük) 26 Ocak 2011 Sinema ve Televizyon 

Dün, “Muhteþem Yüzyýl” dizisiyle Kanuni Sultan Süleyman’dý, þimdi de Fatih Sultan… Kim bilir sýrada daha kimler ve neler var? Þimdiden büyük tartýþmalarýn sinyalini veren bu kitap henüz çýkmamýþ ancak anlaþýlan o ki; birileri bizden bizim Fatih’i de çalmak istiyor, sanat adý altýnda, birçok deðerlerimizi çaldýklarý gibi…

  Mobil Terör (Þevket Baþýbüyük) 1 Þubat 2011 Ýþ Dünyasý ve Aile Yaþamý 

Serseri mayýn gibi ortalýkta dolaþan þu genç bayanlarýn elindeki cep telefonunu alacak kimse yok mu? Kimse yok mu cep telefonla gelen mahremiyetin tükeniþine ‘dur!’ diyebilecek… Genç kýzlarýmýzýn elindeki o cep telefonlarýný almadýkça; sokak köþelerinde, muhtelif izbe yerlerinde henüz çocuk denilecek yaþtaki kýzlarýmýzla vuku bulan gayrý meþru gizli buluþmalar, beraberinde gelen mahremiyetin tükeniþi, ahlaki çöküntü ve “aile hayatý” diye bir kavram kalmayacaktýr… Bu nedenle; serseri mayýn gibi ortalýkta dolaþan þu bayanlarýn elindeki cep telefonlarýný almanýn ve bu gidiþata “DUUUR!..” demenin vakti gelmiþtir, diye düþünüyorum….

  Git Ahmet Hakan!.. (Þevket Baþýbüyük) 12 Þubat 2011 Günlük Olaylar 

Ahmet Hakan; “Bana biraz müsaade” diyerek çareyi kaçmada buldu…. Müsaade verdim, gitti… Arkana bakmadan git Ahmet Hakan!… Ne olur ne olmaz havalar zaten sisli, puslu… Bel baðladýðýn daðlara da þimdi kar yaðdý. Senin avukatlýðýný yaptýðýn omuzu fýrfýrlý insanlar zaten içeri alýndý. Birileri ensenin kökünü þaplatmadan git… Haydi git Ahmet Hakan!... Git!.. hatta hiç dönme…

  "Muhteþem Yüzyýl" (Þevket Baþýbüyük) 27 Þubat 2011 Sinema ve Televizyon 

Yüzyýl' dizisini her izlediðimde kan beynime sýçrýyor, tansiyonlarým bilmem kaç derecelere fýrlayýveriyor. Ýki elimi yumruk yaparak, ‘600 yýl boyunca üç kýtaya hükmetmiþ ecdadýmýz bu hakareti, bu ihaneti asla hak etmemiþtir’ þeklinde kendi kendime baðýrarak, kime salladýðýmý bilmeden; rasgele boþluðu yumruklayýp duruyorum. Çünkü Harem, Harem’i hiç görmemiþ bazý yabancý yazarlarýn romanlarýnda tasvir ettikleri gibi deðildir. Harem-i hümâyûn: duvarlarla çevrili, dünyanýn en güzel kadýnlarýnýn padiþahýn gönlünü almak için birbiri ile yarýþtýðý, en büyük dedikodu ve entrikalarýn döndüðü, en acýmasýz cinayetlerin iþlendiði bir “Altýn Kafes” asla deðildir…

  Yeni Eðitim Hayýrlý Olsun (Þevket Baþýbüyük) 22 Eylül 2011 Çocuk Yetiþtirme 

Yeni eðitim-öðretim yýlý baþladý… Hayýrlý ve uðurlu olsun. Adý üstünde; “Yeni eðitim-öðretim” diyoruz… Yani; “eðitim” kelimesi, “öðretim” kelimesinden önce zikredildiðine göre; tüm eðitimcilerimizden, yeni eðitim-öðretim yýlýnda, öðretimden daha çok önce eðitime önem vermeleri dilek ve temennilerimle yeni eðitim-öðretim yýlýnýn hayýrlý ve uðurlu olmasýný diliyorum…

  Hayýrsýz Evlat (Þevket Baþýbüyük) 16 Ekim 2011 Sinema ve Televizyon 

Tiyatroda esas olan oyunlarýn isimlerini deðiþtirmek deðil, yeni oyunlarla, yeni buluþlarla, yeni tarzlarla seyircilerin karþýsýna çýkýp eðlendirirken ayný zamanda seyirciyi düþündürebilmektir…

  Kentlinin Otobüse Binme Kurallarý (Þevket Baþýbüyük) 7 Þubat 2012 Toplum ve Birey 

Oysa büyük þehirlerde daha çok kalabalýklar var. Büyük þehirlilerin/kentlilerin bu konuda yoðunluðu bizimkilerden kat be kat fazla olmasýna raðmen onlar bizim bindiðimiz gibi binmiyorlar otobüslere… Onlarda kural; herkes sýrasýna bekleyecektir… Otobüs var ya da yok; tek sýra halinde, (ya da çift sýra) ama nizami, ama hiç kimse kimseyi arkadan itmeden, kakmadan, ayaklamadan (güçlü göçsüzü ezmeden) sýrasýný bekler…. Lütfen ama…

  Motaþ (Þevket Baþýbüyük) 15 Þubat 2012 Günlük Olaylar 

MOTAÞ’ý, bu arabalarla olsaydý biz Orduzu Belediyesiyle devam ederdik. Ama etmedik… Çünkü olmadý, bu elbise bu bedene dar geldi ve çýkartýp çöpe attýk… Þimdi biz çöpe attýðýmýz bu çürümüþ kirli elbiseyi ne diye bir daha biçiyorsunuz Kaldýrým halkýna… Yani bu demode olmuþ arabalarla bu iþ gitmez arkadaþ. Hem olmuþ olsaydý millet ücret vermeden Orduzu Belediyesi tekelindeyken biniyordu bu arabalara. E þimdi her adým atýþlarýnda “zart” ettiren akýllý kartlar 1.500 TL alýyor. Demem o ki, bu halk hem her biniþte hem 1.500 TL verecek hem de rahat bir ulaþým yapamayacak…

  Özal'ýn Mikrofon Direði (Þevket Baþýbüyük) 3 Ekim 2012 Politik Olaylar ve Görüþler 

Ey Turgut Özal Müzesi’nde sergilenen, kalleþlerin kurþunlarýna hedef olan mikrofon direði; Dimdik doðrularak ayaða kalk!... Kalk ayaða ve zamana tanýklýk et… Çarpýtýlmak istenilen tarihe þahitliðini tam olarak yap. Titreme, eðilme, dik dur… Sen ki; kurþunlara yenilmedin. Sen ki; kalleþ kurþunlara siper ettin kendini. Kurtarman gereken lideri kurtardýn o zaman ama yerli iþbirlikçiler tarafýndan sincice kurulan diðer tuzaklara engel olamadýn. Sen ey mikrofon direði… Zamana tanýklýk edebildiðin kadarýnca seni seviyor ve selamlýyorum… Ve Malatyalýlar olarak, merhumu; “Allah’ýna gurban senin!..” vecizesiyle anarak merhameti arz-ý arþý titretecek kadar bol ve geniþ olan Allah’tan rahmet ve maðfiret diliyoruz….

  "Ötesiz Ýnsanlar" (Þevket Baþýbüyük) 22 Kasým 2013 Sinema ve Televizyon 

Tabiri caizse; Ötesiz Ýnsanlar benim kafamdaki ezberi bozduðu gibi biraz da hayal kýrýklýðýna uðrattý.

  "Keno Ölmüþ Duydunuz Mu?" (Þevket Baþýbüyük) 12 Mayýs 2015 Günlük Olaylar 

“Keno ölmüþ duydunuz mu?” dedi. “Allahuekber!” dedim ve döndüm… Keno, 12 Eylül 1980’de yaptýðý askeri darbeyle en çok tanýnýr. 1980’den 1989 yýlýna kadar (9 yýl) cumhurbaþkanlýðý yaptý dönemlerde kan kusturdu bu memlekete. Apoletleri düþtükten sonra, doksanlý yaþlarýnda ancak yargýlandý ve nihayetinde (geçen yýl) müebbet hapis cezasýna çarptýrýldý. Keno, darbe sýrasýnda yaklaþýk 600 bin kiþi gözaltýna aldý iþkencelerden geçirdi… 50 kiþiyi gözünü kýrpmadan daraðacýna gönderip astý-kesti… Keno, 9 yýl iþgal ettiði o makamdan aldýðý güçle, kendi ifadesiyle; ‘adaletli olsun diye bir saðdan bir soldan astý…’ Evet Keno, bu memleketin evlatlarýný bir saðdan bir soldan asarak katletti… Keno hem katil hem zalimdi… Þimdi o firavun öldü…

  de Mareva Ha!… (Þevket Baþýbüyük) 1 Aralýk 2015 Savaþ ve Afetler 

Ýçimizde ki Ruslar hala anlamamýþ olsalar da; “süper güç” dedikleri Rusya’nýn þiþirilmiþ kocaman bir balon olduðunu bir kez daha gördük, hep birlikte müþahede ettik… “Köþe bucak kaçmak” buna denilir… Gördünüz mü nasýl kaçtýðýný… Dünyanýn geleceðinin konuþulduðu 21. Ýklim Deðiþikliði Konferans’ýnýn hiçbir karesinde girmedi/giremedi hep kaçtý Putin… Kur’an-i ifadeyle; أَيْنَ الْمَفَرُّ… “Eynel meferr!..” Kaçýþ nereye?!

  Caný Çýkasýcalar… (Þevket Baþýbüyük) 28 Ocak 2016 Politik Olaylar ve Görüþler 

“Çünkü o düþündü, ölçtü, biçti. Kahrolasý ne biçim ölçtü, biçti? Tekrar tekrar kahrolasý ne biçim ölçtü, biçti?” Bütün bunlar onun takýndýðý tutumun çok büyük hayret verici olduðu¬nu ve onun kat kat azabý hak ettiðini anlatmak içindir. Daha sonra Yüce Allah onu insanlarca görülen birtakým hallerle nitelendirerek þöyle buyurur: “Sonra baktý, sonra kaþlarýný çattý, yüzünü ekþitti. Sonra yüz çevirip büyüklük tasladý ve hemen dedi ki: Bu nakledile gelen bir sihirden ibarettir. Bu insan sözünden baþka bir þey deðildir.” Yani sonra tekrar baktý, düþün¬dü, Kuran hakkýndaki tenkitlerini gözden geçirdi. Daha sonra Kur’an’ý tenkit edecek bir taraf bulamadýðýndan ötürü kaþlarýný çattý, yüzünü ekþit¬ti, hoþlanmadýðýný ifade etti. Sonra imandan yüz çevirdi, haktan baþka ta¬rafa yöneldi, Kur’an’a itaat edip boyun eðmeyi kibrine yedirmedi ve bu, ancak nakledilen ve anlatýla gelen bir sihirdir. Muhammed bunu kendisin¬den öncekilerden nakletmektedir. Bu Allah sözü deðildir, aksine bu insan sözüdür, dedi. Aman Allah’ým bu ne kadar teferruatlý bir tasvir… Tasviri yapan Allah olunca ürpermemek elden deðil.

  Bizim Arkadaþlarýmýz!.. (Þevket Baþýbüyük) 2 Þubat 2016 Dostluk ve Düþmanlýk 

“Sevdiðini ölçülü sev, günün birinde nefret ettiðin birine dönüþebilir. Nefret ettiðinden de ölçülü nefret et. Günün birinde sevdiðin birine dönüþebilir” þeklinde rivayet edilen bir Hadis var. Ölçüyü neden kaçýrdýk?! Acaba çok arkadaþ canlýsý olmakla hata mý ettik?

  Yakýndýðým Þey… (Þevket Baþýbüyük) 18 Ocak 2016 Günlük Olaylar 

Kýþ nedeniyle kilit vurulmuþ evler, lakin bir tanesi evini bu taziyeye açmamýþ, açma cömertliðini gösterememiþ… Özetleyecek olursak; köy hayatý, bildiðiniz o eski köy hayat deðil þimdi. O eski cömert insanlar, yerini cimri ve sadece kendini düþünen egoist insanlara býrakmýþ… Evini komþusunun taziyesine açmayacak kadar ölümü unutmuþ bu insanlar. Herkes öldüðü vakit terk eder malý, serveti, evi barký lakin bu insanlar ölmeden önce terk etmiþler evlerini barkýný. Daha vahimi terk ettikleri evlerini ölmüþ gariban komþusunun taziyesine açmayacak kadar insanlýktan uzaklaþmýþlar… Yakýndým; köy deðil, kar deðil, fukaralýk hiç deðil… Bilmem anlatabildim mi?

  Küçük Þevket Büyük Þevket"i Eleþtirince… (Þevket Baþýbüyük) 13 Ocak 2016 Günlük Olaylar 

Ben o yazýda, Mehmet Þevket Eygi gibi birinin; “Mehdi gelecek Ýsa inecek” diyerek, Hýristiyanlarýn ve Yahudilerin inancýný Ýslama mal ederek/Müslümanlarýn inancý imiþ gibi bir yanlýþa sapmasýný eleþtiriyorum… Sen nasýl anlamýþsýn! (nerenden anladýysan…) “Kýyas kabil deðil ama senin yazýnda saðlam bir tek Türkçe cümle aradým, inanýr mýsýn, bulamadým.” Hey yavrum hey!... Bana ‘bir tek Türkçe bilmediðimi’ iddia eden “okuyazar”ýma bak… Ulan “#okuryazar”, senin saçýnýn kýlarý sayýsýnca yazý yazmýþ ve bu sahada kalem oynatmýþ bir yazarým. Türkçe bilmeyenler (hem Türkçe bilmek farz mý, dilde önemli olan meramýný anlatabilmek, kendini ifade edebilmek deðil mi?) Sonra sen kim oluyorsun ki, “senin yazýnda saðlam bir tek Türkçe cümle aradým, inanýr mýsýn, bulamadým” deme cesaretini gösterebiliyorsun? Bulamazsýn çünkü sen, -muhtemelen- bana karþý taraflý ve yanlý bakýþ açýsýyla bakýyorsun, ya da Türkçe bilmiyorsun ki cümlelerimi anlayamýyorsun. Tekrar baþa dönecek olursak; Mehmet Þevket Eygi yeðenimiz olur, annesi Malatyalýdýr/Malatya eþraflarýndan Seyyit Zapçýoðlu’nun kýz kardeþinin oðludur. “Zapçýoðlu Sokak” ismini de Þehri Malatya’mýza vermiþ asil bir ailenin çocuðu…

  Kýlýçdaroðlu; Ýçindekini Dýþa Vuruyor (Þevket Baþýbüyük) 21 Ocak 2016 Politik Olaylar ve Görüþler 

Malumunuz; Kýlýçdaroðlu son günlerde Cumhurun, yani bizim Cumhurbaþkanýmýza karþý açýk ve net ifadelerler küfrediyor, hakaretler yaðdýrýyor, halký kin ve nefrete sürükleyip cazgýrlýk çýkartmak istiyor. Ne demiþ eskiler; “eceli gelen it cami duvarýný pislermiþ.” Bir genel baþkanýn kullandýðý ifadeye bakar mýsýnýz Allah aþkýna… Grup konuþmasýnda Erdoðan’a YSK’nýn, Anayasa Mahkemesi’nin cesaret edip bir þey söyleyemediðini güya iddia ederek konuþuyor; “Buna kim cesaret edecek? Allah’tan korkmayan biz cesaret edeceðiz” Siz hala buna “gaf” mý diyorsunuz? Bence deðil… Çünkü… Kitabýmýz Kur’an-ý Mubin bu konuda bizleri þöyle haberdar ediyor: “Onlar, size fenalýk etmekten, ortalýk bulandýrmaktan, bozgunculuk etmekten geri kalmazlar. Hep sýkýntýya düþmenizi isterler. Görmüyor musunuz düþmanlýklarý aðýzlarýndan taþýyor! Ýçlerinde sakladýklarý ise daha büyüktür… Aklýnýzý kullanýrsanýz eðer, size karþý azýlý düþman olduklarýnýn delillerini açýkladýðýmýzý anlayacaksýnýz…”

  Bitkisel Ýlaç Satan Þarlatanlar… (Þevket Baþýbüyük) 8 Þubat 2016 Güven ve Güvensizlik 

Siz, siz olun þu bitkisel ilaç satan þarlatanlara inanmayýnýz. Ýster doktor, ister satýcý kisveli olsun… Her ne sýfatla olursa; bitkisel ilaç tavsiye eden ve satanlarýn ekseriyeti saðlýðýmýzý istismar edendir, þarlatanlardýr… Bitki ilaçlarý üzerinden, insanlarýn saðlýðýný istismar ederek rant devþiren bu þarlatanlar var bu þarlatanlar… Ýsmi, ister “canan”, ister “maranki”, ister bilmem ne bela olsun; al birini vur ötekine… Bunlar; halka verir talkýný kendi yutar salkýmý…

  Ez Dinalîm… (Þevket Baþýbüyük) 22 Ocak 2016 Toplum ve Birey 

Ez dinalîm… Oy oy dinalim.. Dinalîm’in ne olduðunu bilir misiniz? Aslýnda yalnýz hastalýkta deðil, derdi olan herkes dinale/inler, anlatabiliyor muyum?

  "Ben Yoruldum Hayat" (Þevket Baþýbüyük) 2 Þubat 2016 Çaðdaþ Sanat 

Aslýnda yalnýz ses sanatçýlarý deðil bütün sanatçýlar didinip dururlar ama toplum tarafýndan beðeni kazanmak, halk tarafýndan kabullenmek çok az sanatçýya nasip olur. Lafý fazla uzatarak yormayayým sizleri… Açýn dinleyin ve dinlerken dinlenin biraz… “Ben piþmaným hayat, sorguya çekme Dilersen infaz et, kar etmez dilime Sözlerim aðýrdýr, dokunur kalbe Þu susan aðzýmý, açtýrma benim”

  Ýnsanlar Keveþe Gibi… (Þevket Baþýbüyük) 29 Ocak 2016 Toplum ve Birey 

Kýrkýndan sonra evlenirlermiþ eskiler. Ve tabiri caizse; taþ gibi insanlar... Söyleyeceðim o ki; kim bizleri bu hale getirdi?! Yiyip içtiklerimize kim ne kattý da bizler bu duruma düþtük. Besinlerimizi kimler zehirledi? Eskilerde insanlar yoksuldu… Yoksuldular ama hayvansal ve doðal besinlerle beslenirlerdi. Þimdilerde içtiðimiz suya bile bilmem neler katarak içiriyorlar bize. Hem eskilerde su para ile mi alýnýr-satýlýrdý? Allah’ýn gökten yere indirdiði ve yerden çýkarttýrdýðý pýnar, çeþme vs. sularýmýzý kimler kirletti? Hangi kýrýlasýca eller deðdi içtiðimiz sulara, yediðimiz bin bir taam yiyeceklere… Ve saðlýk adý altýnda kimler bu zehir saçan ilaçlarý bizlere yedirmeyi baþardý? Eskilerde hastane mi vardý? “Hastane/hasta hane” ismi bile hastalýk çaðrýþtýrýyor… “Þifahane” diyememiþler, çünkü hiçbir hastane þifa daðýtmýyor þimdi… Ve insanlar serada yetiþen bitki gibi… Saðlýk, sýhhat ve huzur kalmamýþ insanlarda. Ve þimdiki insanlar, keveþe gibi dibine dibine dökülüyorlar…

  Duy Beni!… (Þevket Baþýbüyük) 13 Nisan 2016 Dinler, Ýnançlar ve Ateizm 

Bir Müslüman olarak Diyanet’i hâlâ anlamýþ deðilim. Hadi diyelim geçmiþ dönemin yöneticileri Ýslam Dini’ne karþý olduklarý için Diyanet baský altýndaydý ya þimdi?! Þimdi, Dünya Ýslam Ülkelerine halife olacak kapasitede bir Cumhurbaþkanýna sahip olduðumuz bir dönemde hâlâ bu kurum (Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý) Ýslam’dan bihaber “imam”lýk makamýný iþgal eden memurlara yapmasý/öðrenmesi gerekenlerini ne zaman öðretecek? Þehrimizin Merkez Camilerine “imam” olarak görevlendirilmiþ imamcýklar Ýslam’ýn rükünlerinden (esaslarýndan) habersiz anlatabiliyor muyum! “Farz” nedir, “vacip” ne, “sünnet” ne birbirine karýþtýrýyorlar… E haliyle imamcýklar bilmezse cemaat da bilmiyor.

  Etrafýmýzdakiler (Þevket Baþýbüyük) 14 Nisan 2016 Dostluk ve Düþmanlýk 

Ne yazýk ki bize hep hayýflanmalar, üzüntü, keder denk geldi. Hayatýmýn olmayan geri dönüþümüne baktýðýmda baþarýsýzlýklarým yok, þükür, kendimi baþarýlý görüyorum; içinden geldiðim tüm olumsuz koþullara raðmen diþimle, týrnaðýmla aþmaya çalýþtým sarp yokuþlarý. Düþe kalka geldim, gelebildiðim yere…

  Adýyaman Geliþiyor (Þevket Baþýbüyük) 2 Mayýs 2016 Günlük Olaylar 

Týpký Ferhat’ýn Þirin aþkýna daðlarý deldiði gibi, daðlar-tepeler aþýlýp, yer yer tüneller kazýlýp yepyeni bir yol yapýlacakmýþ Çelikkan’dan Adýyaman’a…

  Oruç ve Ýbadetlerimiz (Þevket Baþýbüyük) 7 Haziran 2016 Dinler, Ýnançlar ve Ateizm 

Ýmsak vakti ile ilgili Allah Teâlâ Bakara suresi 187. ayette þöyle buyurur: “Fecrin ak çizgisi kara çizgisinden sizce, tam seçilinceye kadar yiyin için.” Konuyla ilgili Allah’ýn kesin ve apaçýk emri olduðu halde Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý hala neden Kur’anla ters fetva ve takvimler sunar anlamýþ deðilim...

 

 



Deðerli dostlar,
Sizleri bilmiyorum ama ben her zaman sormuþumdur kendime:
Ne yapýyorum?
Ne için yazýyorum?
Niye yazmaya devam ediyorum?
Amacým ne?

Cevabým, zaman zaman farklý olmuþsa da genelde “bilmiyorum” olmuþtur…

“Bilmiyorum” olmuþtur anlatabiliyor muyum?

Peki ayný soruyu sizlere soracak olsam…

Siz, siz ey edip, þair ve eli kalem tutan/yazý yazanlar…

Sahi sizler niçin yazýyorsunuz?

Okuyup, seyrettiðiniz ya da düþünüp bulduðunuz, üzerinde fikir yürüttüðünüz konularý niye yazýya aktarýp duruyorsunuz?

Yazarken, insanlara “onu öyle yapma, böyle yap. Doðrusu böyle olmalý.” demek mi istiyorsunuz? Kendinizce, kendinizi bir þey sanýp insanlara fikir vermeye mi çalýþýyorsunuz?

Hangi uzmanlýk alanýnda hangi bilgiye sahipsiniz? Ýnsanlara hangi önerilerde bulunuyorsunuz?

Yazarken, ‘kimseye hiçbir faydasý olmasa da yazarak biraz içimi döktüm...’ niyetiyle yazýyorsanýz diyeceðim hiçbir þey yok. Çünkü, "yazmasaydým deli olurdum" demiþ Sait Faik Abasýyanýk….

Deðerli dostlar,
Sahi siz neden yazýyorsunuz?!

Yazmak…

Ah yazmak!...

Tamamýyla içgüdüsel bir refleks…

Yani YAZMAK!

Evet, “Yazmasaydým delirirdim.’’ diyor Abasýyanýk…

Ya siz?!

Siz yazan dostlar, siz de yazmasaydýnýz delirir miydiniz?

Sizi bilmiyorum ama ben delirmeseydim yazmazdým…

Olmasý gerekeni üretmeye/yaratmaya çalýþanlara ‘deli’ denilen bu dünyada deli olduðumu bildiðim için yazmalýyým ve üretmeliyim, diye düþünüyorum.

Bir hareket, bir gülüþ, bir yaþama sebebi, bir his, bir çýðlýk ve bir yokluk var ederek var olmalýyým, diye düþünüyorum.

Virgüllü konuþmalarý sonsuza deðin uzatabilirim ve eðer ki ‘sonsuz’a bir son koyabildiðimi biliyorsam ve ‘bir’ sýfatýný ‘bin’ yapabiliyorsam yazý aracýlýðýyla , ‘yazmak’ denilen bu muazzam orgazma bütün hayatýmý veririm!..



 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Þevket Baþýbüyük, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.

 

Bu dosyanýn son güncelleme tarihi: 29.03.2024 11:52:38