Şevket Başıbüyük

Bu Pazar Seçim Olsa…

Siyasi yazıları yazmayacaktım ama olmadı.
Memleketin durumu değişti…
Dağdaki terörist ‘hevallerini’ meclise göndermekle iyi olacağını düşünenler yanıldılar.
Her gün bir “şehit” haberi ile sarsılıyoruz.
Her gün bir annenin feryadı ile güne başlıyoruz.

Karakaş Konağı

110 yıllık tarihi konağa reva görülene bak…
Yoksa Malatyalılar Karakaş Konağı’nın yıkılıp yok olmasını mı bekliyorlar?
Oysa bu konak, istenirse yeniden ziyarete açılabilir.
Hem bir dönem “Malatya Evi” ya da “Etnoğrafya Müzesi” olarak kullanılması için düşünülmüştü…
2005 yılında da Sanatçı

Susuz Olmuyor Ey Maski…

Mahallelinin huzuru kalmadı.
Bahse konu 30 hanelik evlerde her gün kavga var.
Dışarıdan Mahalleye gelen misafirler, ‘su akmıyor’ diye misafirliği bırakıp gittiler…
Aileler birbirlerine düştü. Bu senin marifetin ey MASKİ…

Yoldaki Mühendis

Kod adı “Yoldaki Mühendis” ya da “Gölgeler Prensi” denilen Abdullah Bergusi...
Abdullah Bergusi ki, Filistin tarihinde en çok ceza alan kişi…
“Yoldaki Mühendis” adlı kitap başta İngilizce ve Türkçe olmak üzere birçok dünya diline çevrilmiş…
Her ceht ve mücadelecinin okuması gerektiğini düşündüğüm

Akabe

“Akabe” nedir bilir misiniz?
Ben de bilmiyordum ama öğrettiler…
“Arapça kökenli bir erkek ismidir” demeyeceğim, açacağım bu kavramın bende çağrıştırdıklarını ve “Akabe” ye bir de bu pencereden bakacağım.
Şimdi ben, Akabe’nin bize yaptıklarının hangisine yanayım?
Manevi bir atmosfer teneffüs etsinler

Kınıfır Bed Renk Olursa…

Selahattin Alpay’ın son çalışması olan “Kınıfır Bed Renk Olur” adlı albüm Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenmesi sanat ve sanatçı adına çok sevindirici…
“İsterem başıya gele, ah bi gele vah bi gel…”

Malatya Mitinginden: Taşerona Kadro Sözü…

Malatya’dan bir müjde de taşerona…Yani taşerona kadro sözü Malatya mitinginden verildi!…
Başbakan Davutoğlu; “Taşeron işçilerimizin sorunlarını kesinlikle çözeceğiz” diyerek taşerona kadro vereceğini bir kez daha teyit etti…
Bilirsiniz Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ‘söz verdi mi, arş titrer!...’
HAMİŞ: Malatyalılar, Davutoğlu’dan, Davutoğlu

"İkram Çeşmesi"

Buradan okuyucularımın şahsında ‘buz gibi su’ değiş sıcak sımsıcak çorba akan vatandaşlarımıza bu hizmetin ücretsiz olduğunu belirtmek istiyorum
Hani olur ya, ben bu köşede anlatırken birilerinin canı çeker, çorba akan çeşmeden çorba içmek isteyenlerin üzerinde parası-marası olmayabilir.
Olmasın.
Ya da parasını o

"Keno Ölmüş Duydunuz Mu?"

“Keno ölmüş duydunuz mu?” dedi.
“Allahuekber!” dedim ve döndüm…
Keno, 12 Eylül 1980’de yaptığı askeri darbeyle en çok tanınır.
1980’den 1989 yılına kadar (9 yıl) cumhurbaşkanlığı yaptı dönemlerde kan kusturdu bu memlekete.
Apoletleri düştükten sonra, doksanlı yaşlarında ancak yargılandı ve

Malatya Anadolu Kitap Fuarı

Standımız yoğun ilgi gördü.
İlgi gördü çünkü hem İhsan Süreyya Sırma için hem yeni çıkan ve ilk kez fuarda okuyucuyla buluşan “Saadet Şehri Malatya” adlı kitabım vardı…
Zira ben bu şehrin kitabını yazdım, halis muhlis Malatyalılarda da şehrin kitabına sahip çıktılar. (Bu arada kitabın

Saadet Şehri Malatya

Şehirlerin de insanlar gibi bir ruhu vardır, üstelik şehirlerin ruhu insanların ruhundan daha saf, daha temiz, daha narin ve daha derindir.
Ahmet Hamdi Tanpınar, unutamadığı ve unutulmasını istemediği şehirler için “Beş Şehir” i yazarak edebiyatımıza şehir kitaplarının önemli örneklerinden birini kazandırdı. Ahmet Hamdi Tanpınar; “Yaşanmış hayat

"Ayakkabı Dünyası"ndan Ayakkabı Almayınız!

Malatya Park AVM’deki Ayakkabı Dünyası’ndan ayakkabı almayınız
Neden mi?
Ben aldım 3 ay giyebildim, dibi çatladı…
“Lüks mağazadır”, dedim, “değiştirirler” dedim, “en azından yaptırırlar” dedim ama yanılmışım…
Ayakkabıyı faturası ile birlikte götürdüm; “ürünü yetkili firmaya göndereceğiz, bir ayda gelir” dediler

Malatya"yı Yazmak…

“Ey şehir!” dedim.
Biliyorum benim çocukluğumu, gençliğimi ve buraya kadar yaşayabildiğim ömrümü sana verdim, sana verdiğim kayıp yıllarımı geri vermeyeceksin.
Sevgimi, heyecanımı, bitmez tükenmez sandığım o enerji dolu günlerimi, çocukça coşkularımı, sevinçlerimi/hatta acılarımı bile geri vermeyeceksin, biliyorum.
Vermeyeceğini bile bile -şu fani

Vay Sözüm Vay…

Son numara kızım henüz 6 yaşında, bana öykünerek “şair olacağım” demiş.
Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum; Feyza’nın şair olduğunu ispatlayarak yazdığı şiiri gösterdiler bana…
Şiir; “Vay sözüm vay!” mısrası ile başlıyordu…

"Allahına Gurban"

Halk, hala Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı çok seviyor.
Sevmek ne kelime halk Recep Tayyip Erdoğan’a vurgun…
Bir kez daha anladım ki Recep Tayyip Erdoğan hangi sıfatla gelirse gelsin halk Erdoğan’ın unvanına, sıfatına, partisine değil bizatihi kendisine vurgun…

Bir

Güya günün en popüler sözüyle söze başlamış bizimkisi. Lakin köylü kadınlar ne dediğini anlamamışlar. Anlaşılmadığı için biraz da mahcup bir ses tonuyla cümlesini şöyle açar: “Hani tüm televizyonlarda haber olarak geçen Özgecan’ın tecavüz hadisesi var ya… İşte ondan bahsetmek istedim. Olayı protesto amaçlı açtım, bir erkek olarak sizlerden

Malatya"da Yeşil Kuşak Projesinin Off The Record Hikâyesi

Hemşerimiz Cemal Nogay, Beydağı’nın puslu tepelerine bir göz attıktan sonra şöyle cevap vermiş: “Sayın Bakanım; vakti zamanında Beydağı yeşil bir kuşakmış. Ormanlarından ceylanlar koşar, kuşlar ötermiş. Derken bakımsızlık ve yangınlar sonucu ağaçlar yok olmuş, Beydağı bir bozkıra dönüşmüş. Şehrim Malatya için Beydağı’nın ağaçlandırılmasını dilerim.”

Bir Portre/mustafa Düzleme

Bilirsiniz sanatçılar için, “dâhilik ve delilik arasındaki ince çizgi” diye bir tabirden bahsedilir…
Mustafa Düzleme bu ince çizgiden geçmiş bir dahi…
Sanatı uğruna birçok cenderelerden geçtiği halde sanatçı kimliğini/feryadını duyuramamış bir sanatçı.
Gelen ilhamları sustura sustura şimdi açıktan sesler duymaktaymış Mustafa Ağabey.

O"nun Ölümüne Ağlamadım Ben…

Çatal yürekliydi Hüseyin abi…
Lakin hep kullanıldı…
Bakmayınız siz onun gazeteci Ahmet Emin Yalman’a “33 kurşun” saydırdığını…
“33 kurşun” sayarken de, “Cumhuriyetin Tosuncukları”nı yazarken de iradesini kullanmadı.
Hep başkası için yaşadı Hüseyin abi…

Başa Dön