Ez Dinalîm…
Ez dinalîm…
Oy oy dinalim..
Dinalîm’in ne olduğunu bilir misiniz?
Aslında yalnız hastalıkta değil, derdi olan herkes dinale/inler, anlatabiliyor muyum?
Ez dinalîm…
Oy oy dinalim..
Dinalîm’in ne olduğunu bilir misiniz?
Aslında yalnız hastalıkta değil, derdi olan herkes dinale/inler, anlatabiliyor muyum?
O gün, kaldığı yerden okuyarak ezanı devam ettiren küçük çocuğun Reis/Erdoğan olduğunu filmde de çok açık belirtiyor. Zira sahnenin tam orasında davudi bir ses:
“...minareleri, sen, ezansız bırakma Allah’ım!”
O ses; Reis’in sesi…
Meğer Reis, taa o günden beri susturulmak istenilen ezanı
Malumunuz; Kılıçdaroğlu son günlerde Cumhurun, yani bizim Cumhurbaşkanımıza karşı açık ve net ifadelerler küfrediyor, hakaretler yağdırıyor, halkı kin ve nefrete sürükleyip cazgırlık çıkartmak istiyor.
Ne demiş eskiler; “eceli gelen it cami duvarını pislermiş.”
Bir genel başkanın kullandığı ifadeye bakar mısınız Allah aşkına…
Kış nedeniyle kilit vurulmuş evler, lakin bir tanesi evini bu taziyeye açmamış, açma cömertliğini gösterememiş…
Özetleyecek olursak; köy hayatı, bildiğiniz o eski köy hayat değil şimdi.
O eski cömert insanlar, yerini cimri ve sadece kendini düşünen egoist insanlara bırakmış…
Evini komşusunun taziyesine
Ben o yazıda, Mehmet Şevket Eygi gibi birinin; “Mehdi gelecek İsa inecek” diyerek, Hıristiyanların ve Yahudilerin inancını İslama mal ederek/Müslümanların inancı imiş gibi bir yanlışa sapmasını eleştiriyorum…
Sen nasıl anlamışsın! (nerenden anladıysan…)
“Kıyas kabil değil ama senin yazında sağlam bir tek Türkçe cümle aradım,
Anlaşılan Nasreddin Hoca’yı hiç dinlememiş bizimkisi…
Nasreddin Hoca’ya sormuşlar; “kıyamet ne zaman kopar?” diye…
Hoca; “Hangi kıyamet?” demiş.
“Kıyamet kaç tanedir?” demişler.
Hoca; “Aslında kıyamet iki tanedir. Kişinin kendi ölümü küçük kıyamet, dünyanın parçalanması ise büyük kıyamettir” demiş ve eklemiş;
Şimdi o gitti ya…
“Ayna”lar söyleyin bana, kim beni teselli edecek?
Bilirsiniz, “AYNA” Hasan Abi’nin Akit Gazetesi’ndaki köşesinin ismi…
Hasan Abi, tam 20 yıl bu AYNA’da, içinde bulunduğumuz ahval ve şeraiti gösterdi…
Güne Hasan Abi’nin AYNA’sı ile baktık, Hasan Abi’nin
Kafama bir sürü kavram ve kelimecikler üşüşüyor…
At izi it izine karışmış, gidiyor…
Ne görsel ne de yazınsal haberler…
Hiç biri, hiç biri sarmıyor beni.
Mümkün olsa da izlemesem televizyonları, okumasam gazeteleri…
Size biraz absürt gelse de sormadan da edemeyeceğim…
Kişinin dilini ısırması ne demek?
Sordum; kimi; “ihtiyarlıktan”, kimi; “stres”, kimi; “aceleden”, kimi de “bu bir tıbbi uzmanlık sorusu…” şeklinde cevaplar verdi.
Elbette ki siz değerli okuyucularımın da kendince makul cevapları olacaktır.
Yaşamın Biyokimyasal Sırları, bugüne kadar okuduğum en zor kitaplardan biri idi ama iyi ki okudum, iyi ki okumuşum…
Normalde iyi bir okuyucu önce kitapla sonra yazarı ile tanışır ama ben kitaptan önce yazarı ile tanıştım…
İyi ki “Yaşamın Biyokimyasal Sırları” kitabın yazarı Prof. Dr.
Şu meymenetsiz herifin ettiği sözlere bakın hele!..
“Putin’den mümin kokusu geliyor” diyor…
Veyl olsun sana!...
Olmayan aklına, bozulup tahrif olan ilmine güvenerek kibir ve gururla, müminlerle alay ederek, müstekbirlik taslayıp konuştuklarına ve yazdıklarına veyl olsun!..
Müslümanların konum ve itibarlarına dil
İçimizde ki Ruslar hala anlamamış olsalar da; “süper güç” dedikleri Rusya’nın şişirilmiş kocaman bir balon olduğunu bir kez daha gördük, hep birlikte müşahede ettik…
“Köşe bucak kaçmak” buna denilir…
Gördünüz mü nasıl kaçtığını…
Dünyanın geleceğinin konuşulduğu 21. İklim Değişikliği Konferans’ının hiçbir karesinde
Sanırım Özal’dan sonra Malatya nadasa bırakıldı…
Öyle görülüyor ki bu uzun ‘nadasa’ sonrası beklenilen verim elden edilecektir.
Özetle işi ehline vermişler…
En kara günlerimde, 28 Şubat’ın en kara günlerinde biz mağdurların yardımına hukukçu kimliğiyle bir Hızır gibi yetişen Av. Bülent Tüfenkçi’yi tebrik
Ve ey Dünya Devleri!..
“Biraz az kazanın!...
Kazandıklarınızı dar gelirli insanlarla paylaşın…
Fakiri tahrik etmeyelim!..
Ve paylaşımcı anlayışı hayatımıza egemen kılalım.
“Para veren altın bulsun” atasözünü hatırlayanınız var mı?
Peki, “Para veren altın bulsun” atasözü ya da deyimi niçin kullanılır?
Siz de bilirisiniz ki, alış-veriş sonralarında veya borç ödemelerinden sonra para verdiğiniz kişi veya kişilerce en çok zikredilir bu söz…
Daha açık bir
Ve bugün; 2 Kasım…
Bugün güneş tahmin ettiğimden daha iki mızrak yüksekte doğdu.
Ülkem bugün bir başka aydınlık bir günle uyandı…
Evet; kıskançlık duyduğunda kıskancın şerrinden, İslam’ın aydınlık mesajını kıskanan, onun ışığını söndürmek isteyen her tür güruhun şerrinden, hassaten bu süreçte kin
Hainler besbelli…
Bir de gafiller var olup bitenleri fehmetmeyen…
Hainler hinlikleriyle, gafiller saf torikleriyle zarar veriyor bu memlekete.
Adeta bir bağy başkaldırısı başlatılmış…
Ben burada bağy’in fıkhi anlamaları üzerinden durmayacağım anacak siyasî fikir hürriyeti açısından ele alındığında, her ne kadar
Zira akl- selim insanlar olup bitenlerden ders çıkartmalıdırlar...
Elbette ki yangınla körükle gidilmemeli lakin yangına da sessiz de kalınmamalıdır.
Bir yangın var ortada, herkesçe malum; gücümüz nispetince söndürmeye çalışmalıyız.
Kardeş kardeşe kırdırılmaya çalışılıyor; silkinip bu gafletten uyanmalıyız.
İç ve dış
Ahmet Doğan’ın en büyük özelliği 8 Ocak 1996 - 18 Nisan 1999 tarihleri arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Konya Milletvekili Necmettin Erbakan, Kocaeli Milletvekili Şevket Kazan, Ankara Milletvekili Ahmet Tekdal, Rize Milletvekili Şevki Yılmaz, Ankara Milletvekili Hasan Hüseyin Ceylan ve Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Çelik gibi aksiyon ve
Benim için her masalda bir mesaj ve çıkartılacak ders vardı lakin bir tanesini daha çok seviyordum…
“Talih Kuşu…”
Literatürde buna; “başına devlet kuşu kondu” derlerdi.
Peki, bu deyim nereden gelmiştir?
El cevap; “Hüma Kuşu’ndan gelmiştir.”
Edebiyatın karın doyurmadığını bile bile aç kalma pahasına yazmaktan imtina etmeyen, hayal gücünden çok izlenim ve gözlemlerini yazmaktan büyük keyif alan, yazarken adeta orgazım olan sıradışı bir yazar
ŞEVKET BAŞIBÜYÜK
1968 Kâhta doğumludur.
İlk, orta ve lise tahsilini Malatya’da tamamladı.
Muhtelif gazete ve dergilerde şiir, hikâye ve denemeler yazdı.
1997’de Malatya’da yayınlanan Hakk’a Özlem Gazetesi’nin Yazı İşleri Müdürlüğüne getirilmesiyle gazeteciliğe başladı. Ayrıca Medeniyet Gazetesi’nde Yazı işleri Müdürlüğü görevini yaptı.
Malatya Üniversitesi’nde uygulanan başörtüsü yasağını protesto gösterisinin yapıldığı Nisan 1999’da, haber yapmak amacıyla olay mahallinde bulunduğu sırada gözaltına alındı.
TCK’nın 2911 daha sonra 312 ve bilahare 146/2 maddelerinden idamla yargılandı. Cezaevi anlarını “Bir İdamlık Kent” adıyla kitaplaştırdı. İlk birinci ayında 2 bin 500 adet satarak bu alanda rekor kırdı. Tarihi belge niteliğindeki bu kitap hakkında hem soruşturma açıldı hem de yayın dağıtımı yasağı konuldu.
Yedi çocuk babası olan Başıbüyük hâlen Malatya’da ikamet etmekte olup yazı çalışmalarını sürdürmektedir.
Yayınlanmış eserleri:
1-Bir İdamlık Kent (Serriye Yayınları- 2000)
2-Bütün Ruhlar Sonsuza Uçar (Medeniyet Yayıncılık – 2001)
3-Büyük Doğu’nun Son Kalesi (Pınar yayınları – 2004)
4-Soğuk Süreç (Dua Yayınları -2006)
5-İstikbâl (Hayat (Popüler) Yayınları – 2008)
Güneşin doğuşunu, suyun akışını, kuşların cıvıldayışlarını, emekleyerek yürümeye çalışan bir bebeğin korkmadan, çekinmeden sürprizlerle dolu hayatın üzerine üzerine gidişini… Gayri resmi bir düzensizlikte dolaşmakta olan kara bir düzene inat sokakları, in
Roman, Hikaye, Şiir, Biyografi, Gezi
Knut Hamsun, Çehov...