Aşkın Perspektifi
(Faik Murat Müftüler) 1 Şubat 2006 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Londra’daki Royal Art Museum’un en geniş dört galerisi 1998 yılının Temmuz ayı boyunca “Let me tell you love” adlı karma resim sergisi için ziyarete açılmıştı. Serginin en ilgi gören çalışması, seri halindeki beş adet kadın portresi idi... |
|
Ya - Sa
(Faik Murat Müftüler) 10 Ağustos 2005 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Yasaları çürüten ya-sa'lardır herşeyi mahveden? Aşkı ya ile sa'nın arasına korku yazar. "Beni seviyor" sözünde nasıl bir umut varsa, "Ya sevmiyor sa?" nın sonunda da endişe ve vazgeçiş bitiriyor başlamamışları. |
|
Rüya
(Faik Murat Müftüler) 28 Haziran 2005 |
Düşler |
| |
Yardım mı, ekmek mi, yoksa merhamet mi diledikleri bilinemeyen haykırışlar, belki de olası akıbetin korkusundandır. “Aiutilo per favore dio!" |
|
Mutlak Sözcük
(Faik Murat Müftüler) 29 Nisan 2005 |
Deneysel |
| |
O yürek çırpıntısını, iç burkulmasını, ağlamaklılığı, birebir ve aynen sevgilide yaratabilecek bir sözcük olmalıydı. Anlamını açıklamaya gerek kalmaksızın, duyan kişide aşkı yaratabilecek bir sözcük. Tanrı’nın yüzüncü adı gibi, aşkın tek sözü… |
|
F (X) =?
(Faik Murat Müftüler) 13 Mart 2005 |
İlişkiler |
| |
Çoktan seçmeli soruda ne de çok şık vardı. Bilinen yöntemlerle çözülemiyordu ve şıkları yerine yazıp sonucu aramaktan başka çıkar yol da yoktu. Sadeleştirme yapmayı denemeden sevgilileri yazdım x gördüğüm her yere. |
|
Bungee Ayrılık
(Faik Murat Müftüler) 2 Şubat 2005 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Başka bir sevgi içimi kavururken hala seni seviyor görünmem aldatmak değil de nedir? Yalnızlık korkusu yüzünden, sevmediği bir insana bağlılığını sürdürmek olmaz mı bu? Kendini güven altında hissetme adına sevgilinin duygularını kullanma erdemsizliğine al |
|
Şans
(Faik Murat Müftüler) 26 Ocak 2005 |
Gülmece (Mizah) |
| |
İzEdebiyat'daki ilk mizah yazım. Türlü sitelerde yayınlanmış başka mizah denemelerim de var. Çok da edebi formatta olmayan bu yazım bakalım yakışacak mı İzEdebiyat'a. Biraz utana sıkıla yayınlıyorum. Umarım yüzümü kara çıkarmaz. |
|
Boyama Kitabı
(Faik Murat Müftüler) 28 Aralık 2004 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Sol yaprak matbaa renklerinin huzursuzluk verici mükemmelliğinde; sağdaki ise becerisi şüpheli bir çocuğun titrek ellerine ve sınırsız hayal gücüne feda edilmeye hazır durumda. Boyama kitapları hep böyle mi olmalı? Bir çocuk içinse evet. Ya senin içinse? |
|
Concerto Grossi No: 1 B Minor Opus: 37
(Faik Murat Müftüler) 9 Aralık 2004 |
Deneysel |
| |
Birinci keman, ikinci keman, viyola ve çellolar, flütler, obua, klavzen... Hepsi hazır. Şef bagetiyle nota sehpasına çift tıkladı. Son bir iki öksürük. Sessizlik...Şşşşşt. |
|
Aramak Üzerine
(Faik Murat Müftüler) 12 Kasım 2004 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Uçsuz bucaksız yonca tarlasında dört yapraklı yonca arayan, kim bilir kaç tanesini de ayaklarının altında ezdiğinin farkında değildir. Şans gözün görebildiği kadardır. Ne yazık ki gözün görebildiği KADERDİR. |
|
Beş Kere
(Faik Murat Müftüler) 11 Eylül 2004 |
Yüzleşme |
| |
Hayat çorbası çatlaktan sızıyor ; soğuyor . Üzerinde bağlayan kaymak gibi kırışıyor tenimiz ve titriyor ellerimiz . Sonra biz dört ölümü fark etmeden ve hatta bazısını çoğu zaman isteyerek yaşarken birileri beşinciye ağlıyor bizim yerimize . |
|
Mahkeme
(Faik Murat Müftüler) 2 Temmuz 2004 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Yağmur inatçı. Beyhude ıslatır kuruyan yaprakları. Yazdan kalma tozları süpürür de üzerlerinden; /
ardından yine solgun yüzlerinde yorgun anılarla yüklü, /
ağır ağır yarin saçlarına düşen, O çilekeş çehreler çıkar. /
/
|
|
Siyah - Beyaz
(Faik Murat Müftüler) 2 Temmuz 2004 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Tabuların , savaşın ve ölümün olmadığı , Nuh’un gemisi gibi her cansızdan bir çiftin sığındığı yerde , bir sonraki savaşı beklemeye koyuldular . Hiç başlamasın istiyorlardı ama ne yazık ki tükenen ve sonra yeniden türeyen soylar savaşı unutmamışlard |
|
|
Bencileyin ağaçkakan gezdikçe dallarını hayatın , hayata derin yaralar açtım ; lakin gagalamaktan dalları , başımda sersem sarhoşluğu beyin sarsıntılarımın .
Hadi hayat . Doldur akmalarını açtığım çukurlara . Onarabileceğini zannedersen yanılırsın . O katı odun dokunun yerinde şimdi , cıvık yapışkan kanınla bulanık göller ; seninle dalga geçen halimi söyler ...
|
|