Tuzaklarda Aşkın Hükmü
Orda da yıldızlar kayar mı / Gönlüne bir bıçak saplanır ve hiç kanamaz
Orda da yıldızlar kayar mı / Gönlüne bir bıçak saplanır ve hiç kanamaz
Aşkı senin gibi yaşarsam ölürdüm ben.Benim yüreğim seninki kadar meydan okuyamazdı, ben senin kadar büyük sevemezdim ki.
En iyisi başlamamalıydı.Başlamadı da.Benim hayatımdan birçok kadın arasından bir kadın geçti yine…Hiçbir zaman unutulmayacak bir kadın.Gözlerini içiyorum başkalarının gözlerinde…
Yaşadıklarım üşüşüyor yine bilincime.Arkalara attıklarım, unutmaya çalıştıklarım birer birer gün yüzüne çıkıyor.Mahşer kalabalığı gibi…
Hoşça kal diyor gözleri…Yağmur yağıyor…O ağlıyor…Ben ağlıyorum…Hoşça kal diyorum…Ağlıyor gözlerimiz…Damlıyoruz birbirimizin gözlerinden…Düşüyoruz…
Düşlerimde bıçaklar fırlatmaya devam ediyorum şimdi.Kendime değil ama…Artık değil.Yaşama da fırlatmıyorum.Bunları yaşattığı için.
Şimdi bıraktıklarım neredeler bilmiyorum.Evren o kadar büyük ki!’’İyiye ve kötüye’’ aynı anda ev sahipliği yapacak kadar kocaman
‘’’Olmayacak yaşamlarımız ve eksik yarınlarımız’’’ adına söyle…
Var elbet!O kadar çok şey var ki sakladığım…
Beklenilenlerin gölgesine sığınıp ertelediğim o kadar çok şeyim var ki…
Hangi gözlere tutsak olup, o beni yaşama bağlayan bakışlarını kimlere saklıyordun ve benden sakınıyordun böylesine...
Sessizliğe gömülmüş kalıplara sessiz kalarak, bir de ben sessiz kılarken onları...
Halden hale tutuşurken, rollerden rol beğenirken, senaryoyu değiştiremeyeceğimi sezdiğimde.Yoo, hayır kabul ettiğimde
Kendimi iple asıyormuş gibi hissediyorum.Anıların her birini, kokuların her birini, seni ve beni idam ediyorum.Sonra beni…En son beni…
Götürün sevdamı sürüldüğü ülkeye
Ağlayın yanıp tutuşan bu sevgiye
Gönlümün saklısında yandı hasret
Gidecek yer var mı ki her yer gurbet?..
Yoksa beni aç kurtlar gibi kapacak korkularım.Yoksa beni alıp götürecek…Hem de senin yanından.
Kapandı gökyüzünün tüm kapıları / Açılacak sandım, açıldı sandım… /
Göğsümüzden içeri sızan o garip duygunun adını koymaktan ödümüz patlar olsa da yinede istedik…
Vakit tamam Mavilim.Uçsuz bucaksız derinliklere dalmanın vakti.Gitmenin zamanı.Bak,hiç gelmeyecekmiş gibi görünen anlar,yanıbaşında hüküm sürüyor şimdi…
Kaçıncı yıkıntıların arasında can bulduk söylesene.Kaç kere kalkıp yola devam etmek için uğraştık ve her seferinde tökezledik…Kaç kere?
Her şeyin bir sonu var elbet dedi kadın kendine.Limanlar bekleme yeriydi ve gemiler zamanı gelince giderdi.Gittiği o kadar çok şey vardı ki.Ve şimdi yüzünü yine gitmelere dönüyordu.Öykülerini taşımakta zorlandı hep.Yazarken gözyaşları şahitti. Çünkü ela gözleri bir tek o zaman yeşile kavuşuyordu.Ama artık hep ela kalsın istiyor.Gidişleri biriktiriyor ve intihar saklıyor gözbebeklerinde.Mavi yosun kokulu uçurumda yalnızlıklar betimliyor.Kabulleniyor vazgeçmeyi.Umarım başka bahara o şehirde diye yazdı vakti zamanıyla.Şimdi sonbaharda ve o şehirde.Mutlu...2007-2009 yılları arasında izedebiyatta yazdı.Yazdıkça yaşadı, yaşadıkça da yazdı.Sonra vakit geldi izedebiyatta sus düştü payına.Dar ağacı bile kabul etmedi onu.Limanlar bekleme yeriydi ve gemiler zamanı gelince giderdi.Çıktığı kapıları hiçbir zaman çarpmadı.Kim bilir?Belki bir gün payına düşen sus kalkıverir üstünden.Kim bilir?
www.caglagokdeniz.com
bartınvanistanbul(üç mavi için şükür her daim)
Kanıyla yazan kimse okunmayı değil, ezberlenmeyi ister.nietzsche
.