Gül Yağmuru
İmbikten geçip gelmiş bulutların özünden. / Güle emsal su sızmış turnaların gözünden.
İmbikten geçip gelmiş bulutların özünden. / Güle emsal su sızmış turnaların gözünden.
Bir beden büyük geliyor küçüğüm aşkın. / Ellerim titriyor giyerken gözlerim gözlerini.
Bir yağmur başlıyor inceden ince. / Erguvan mevsimi senle gelince. /
Aç avuçlarını Sitare, / Yüreğim düşsün ellerine. / İsminde bir
Ey peri bilirsin ki bu gönül hep sana ram. / Ensiz bir gün
Dilim lâl olaydı da demeseydim acı çay. / Bir dostun yüreğinde dilime davacı
Kaldırmış bir kutsal el ufuktan sisi pusu. / Kaynaşmış demlikte som efsaneyle halis
Haraç mezat satılan namus ar.
Zarar hep zarar.
Argonun turfanda tarlasında küfrün bini bir para.
Zırva tevil götürmezken,
Işıltılı ekranda kelli felli adamlar zırvalar. Her şey hırdavat pahasına.
Gez göz arpacık, / Ufacık tefecik yâr öyle bir nişan aldın.
Oysa,Soluk olmuştu nefessiz kalan millete bakışları. İnkılâplar, gayret ,kalkınma hamleleri; şimdilerde bir bir sattığımız İnhisar(tekel), Sümerbank onun yadigarı. Yok artık Kızılay’daki iğde ağaçları. Ankara gecekondu diyarı...
Gözleri ışıl ışıl billûr bakışlı sude. / Dudağa değdiğinde olur gönül asude.
Üzüldü kurtlar kuşlar dostlar ve dahi hasım. / Milletin sinesinde bir kor oldu
Çöller susuz kalınca ırmaklar ağlar imiş. / Su özlemi artınca gün kara bağlar
Leyla’nın gözlerinden hüzün yağar gönlüme. / İçimde bir yer göçer yüreğim lime lime.
Sevda nehirlerinden karışır sellerime. / Itırı çağlayandan dökülür ellerime. /
İnsanoğlu, cümle düşlerini pencere önünde kurmaz elbet. Ama, pencerelerden yollara bakar, yağmuru seyreder, denize dalar. Serçelerin
Bardaktan yükselirken ıtırlı nazlı ısı. / Dişlerin arasında susamın çıtırtısı. /
Yürekler bulgur bulgur elenir sevdan ile. / Hisarlarında heybet ne söylense nafile.
Rüyamıydı gördüğüm billûrdan yahut nurdan. / Üçlerden bir nefes mi yedilerden kırklardan.
Bulutların güzelliği mavi sulara yansıdığında, iki denizin kol kola girdiği anda bir tatlı yolculuktur başlayan dudakların kıvrımında. An güzellik solumaya başlar bir anda...
Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay)
Dilberin gamzeleri.
Demliğin dem demleri.
Bardakta keklik kanı.
Tebessüm huzmeleri.
Dostun dosta ikramı.
Alır yürekten gamı.
Fincanda türkü söyler.
İnce bellide mani.
Zamanın gül kurusu
Gülde gülşen dokusu.
Rehavetten kurtarır.
Pek de şirin doğrusu.
Bardaktır mihmandarı.
Herkesin çeker canı.
Yalnız bu kadar değil.
Sohbetlerin mimarı.
İnce bir gülüş gibi.
İçe süzülüş gibi.
Ülfete kapı açar.
Kaldırır hep uzleti.
Ankara,03.09.2007
İbrahim KİLİK
Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay)
Dilberin gamzeleri.
Demliğin dem demleri.
Bardakta keklik kanı.
Tebessüm huzmeleri.
Dostun dosta ikramı.
Alır yürekten gamı.
Fincanda türkü söyler.
İnce bellide mani.
Zamanın gül kurusu
Gülde gülşen dokusu.
Rehavetten kurtarır.
Pek de şirin doğrusu.
Bardaktır mihmandarı.
Herkesin çeker canı.
Yalnız bu kadar değil.
Sohbetlerin mimarı.
İnce bir gülüş gibi.
İçe süzülüş gibi.
Ülfete kapı açar.
Kaldırır hep uzleti.
Ankara,03.09.2007
İbrahim KİLİK
Ankara
Şiir ve deneme türünde yazılar.
Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay)
Yola geç çıkanlardan olduğum için bu bölümü boş bırakıyorum.