İsmail Sarıgene

Bir Avuç Güneşle Gelsen Karanlıklarıma

Eğer gelmeyeceksen sevgili ; bırak tövbeleri yarım kalmış günahlarını ser bedenime. Sevgiyi haketmeyen kalbim bari bir işe yarayıp küllerimden yalnızlık gülleri yeşersin yalnızlığın gölgelerinde. Bir yudum sevginle düşlerime gelmeyeceksen; bırak ta sensizliğin içinde avuç içlerinden kanatlanayım sonsuzluğun satırlarına. Bir avuç güneşinle karanlıklarımı ezmeyeceksen; bırak dilinde ıslanacak son dua,

Gitme Üşümesin Baharlarım

"Karanlıklarıma bir avuç güneşin yetiyordu meğerse herşeyin yalanmış. Bir Kasım günü ait olduğun kollara geri döndün. Bir nefes sanmıştım seni lakin bıçağın en keskin yerinde kanattığın yüreğimi farkededim. Bilseydim gözlerinin yalan olduğunu, bilseydim gözyaşlarınnda baharlarımın solduğunu. Şimdi yüreğimin tozlu raflarında " yalnızlığa " gömdüm seni. Gittin demiyorum sana

Zehir Olup Dolaşsan Damarlarımda

Gözlerim, gözlerinden başka yurt bilmesin. Dizlerim, yüreğin gölgesinde toprağa sarılıp son kez gözlerinde gülümsesin Cennetin gölgelerine. Saçlarından örülmüş darağacındaki urganım olsun parmakların. Zehir olup dolaşsın damarlarımda keskin bakışların. Şimdi seni seviyorum diyen dilime kilit vur ve şah damarımdan süzül içeriye. Zehrini sür hücrelerimin dudaklarına. Bal diye kana kana

Gözlerini Öpüyorum Parmak Uçlarımda Asılı Yüreğimle

Kelimelerin en yalın halinde dans ettik seninle. Bir simitin ikiye bölünmüş halinin küçük sevinçlerinde büyüttük içimizdeki cocuğu. Aynı havayı soluduk, yağmur olup güneşin avuçlarında kuruduk. Ayaküstü yaşanılan sevdalara inat bir yudum sevgiyle doyduk. Ses olduk, karanlığın içinde tükettik kelimeleri. Sevda motifi olup birbirimizi yüreğimize dokuduk. Yol olduk, sevdaya

İmkansızlığınıza Şerh Düşüyorum

Gözlerin annene, ellerin benim ellerime benzemeliydi..Gözlerine baktığımda kelebekler kanatlanmalıydı pencerelerimden. Ağladığında, yüreğime hançer inmeliydi küçüğüm. İlk sözcüğün baba olmalıydı ki annene nispet yapayım. Ah gülüm, ah hazanım..Gelmeyeceksin işte. Ellerimin arasına küçük bedenini alıp kanımdan, canımdan olan seni delicesine öpmeyeceğim. Off ne olur sorma nedenlerini, dilim lal. Sorma Elifim,

Gözlerin Cennetimin Tek Işığıydı

Dudaklarından süzülen sigara dumanın arasında ben gökyüzünün en güzel bulutları seyrettim. Gülüşlerinde hep " sevgi Cennetinin " gökyüzüne kanatlanan kelebeklerini gördüm, gözyaşlarında ise kendimi ve ezikliğimi gördüm. Yetimliğimi senin yüreğinde unuttum..Lakin artık susuyorum. Kelimeleri yüreğimde ezip son kez susuyorum. Dilime senli anılarımı yüreğime gömüp varlığının huzuruna gidiyorum.. Bu

Acıya Sıkılmış Tek Kurşunumdu Gözlerin

Rüzgar ol, yüreğimin dağılmış hatıralarını avuçlarıma topla. Bahar ol, yağ saçlarıma. Dizlerine eğilmiş yüreğimi tutup serçenin gözyaşlarına bırak. Ya da yapamıyorsan onca şeyi, bari ölüm ol, çık karşıma. Avuçlarından kanatlanayım sonsuzluğun sessiz semasına..Neden diye sorma, seninle aynı vakit doğma şansını yakalayamadım lakin senin gözlerinde ölmenin ödülünü ve onuru

Kara Dut

Aylar geçti gidişimden sonra..Ölümü bile kavuşmak bilen Ayşe Teyzem oralarda ne yapıyor bilmiyorum ama hissettigim her ikindi vakti kara dutun altında oğluyla ve eşiyle konuşuyor, dertleşiyor. Ve sonra duasını edip onlara kavuşmanın vaktini bekliyor kara dutun gölgesinde..

Hüznü Yurt Edinen Savaş Çocuklarına

Ben cocukları, kanlı halleriyle değil; umuda uzanmış uçurtmaların ardından koşan halleriyle görmek istiyorum. Bana ölen bir cocugun donuk yüzüyle ve emziğinin kan donduran sahnelerini göstermeyin. Ben yarınların güneş huylu cocuklarının gülümseyen yüzlerinde Dünya' yı görmek istiyorum. Barışı, umudu istiyorum..

Yaralarıma Tuz Bas Dua Çiceğim

" Dokuz aylık acının, son doğum sancılarıydı yüzümde gizlediğim. Kangren olmuş yanlızlığın, son satırlarıydı alnıma çizdiğim. Artık toprak olmuştur sevdan. Bir sayfa değildi üzerine kapanan; v efasız sevdanın ölüm fermanıydı tozlu raflara kalkan.."

Dudaklarının Şefkatine Sığınmış Bir İzmaritim

Rüzgarın saçlarını usul usul okşayışını, Nisan yağmurlarının kurak çöllerine nazlı nazlı yağışını izledim durdum uzaklardan. Sen farkına bile varamazdın. Kıskanırdım seni. Tenini terinden, gözlerini kirpiklerinden kıskanırdım seni. Kıskanç biri olduğumdan değil sevgili. Söylesene bana sevgili; gece vardiyasından yorgun dönen yıldızların kirpiklerinde dinlendiği o Meleksi yüreğini kim kıskanmaz ki

Başa Dön