Kemal Yavuz Paracıkoğlu
Safinaz Abla...
Meğer ne iyi kadınmışsın sen be Safinaz abla!
Doğru söyle!
Vallahi!
Balkonlu Ev...
İncikköyden Eskişehire taşınacaktık, benim için yeniden dünyaya gelmek gibi bir şeydi bu. Eskişehir Sütlüce semtinde ki bir ara cadde üstünde, dört katlı bir kâgir binada ev tuttuk. Köydeki evden eşyaları bir traktör römorkuna doldurduk, yola çıktık. Yolculuk boyunca ben, römorkun arkasında oturdum, gözüm eşyalarda, içlerinden düşen olursa traktör
Bizim Köyün Ayıları... 2.
İlkokula başladığım yıl, yeni bir eve taşımıştık. Oturduğumuz evin halk arasında Yatırlı Ev diye yaygın bir ünü vardı
Ömür Abla...
Öyle kara, kuru Romanlardan göremezdiniz orada. Hemen hemen hepsi sarı saçlı, mavi gözlü; sanırdınız ki, Kuzey Avrupadan göç etmiş Finli. Ömür abla ise onların içinde en mavi gözlüsü, en sarı saçlısı
Sarhoş...
Halil Kaya, uğradığı hayal kırıklığının moral bozukluğu ile ilk kez sarhoş olacak kadar içki içer...
Hanımeli...
Adımın ne önemi var?
Ben bir sokak çocuğuyum.
Sokak çocuklarının adı belli: Ali, Veli, kır dokuz deli
Benimki de Hanımeli.
Hempa...
“Sen hempasın…”
Hempa, Bedir’in anlamını bilmediği bir sözcüktü. “O ne?”
Dilber, “Dost…” diye açıkladı sözcüğü.
Muhittin Amca...
Muhittin amca, yeniden beş parasız kaldıklarında, para kazanabilmenin bir yolunu bulmak için kara kara düşünmeye başladı, ama o sıfırı tüketmiş bir adamcağızdı. Yapabileceği hiçbir iş yoktu.
Dilencilikten başka
Basgitar...
Liseye başlayacağı yaz, amcasının döküm atölyesinde çalışmaya başladı. Sabahtan akşama kadar ya kum eliyordu, ya da dökülmüş parçaların üzerindeki çapakları taşa tutup temizliyordu. Patron, yeğenini öteki işçilerden farklı bir muameleye tabi tutmuyordu; onlar ne kadar çok çalışırsa, onlardan daha çok çalışmak zorunda kalıyordu.
Göz Hakkı...
“Evde değiller mi acaba?”
İşte bu soruyu sormamalıydım. Merak yaratan bir soru çünkü…
“Hırsızlık, köpeğin ve ev sahibinin evde olmadığı zamanlar yapılmayacaksa, daha ne zaman yapılacak?”
“Cesaretin yok mu, yoksa?”
Bu en son soru, en tahrik edici soru oluyor.
Babamın Karizması...
Kapı açıldı. Kapıya ağaç yarması gibi bir adam çıktı. “Buyrun!” Rahatlıkla söyleyebilirim ki, adam, babamın tam iki misli.
Çapkınım, Hovardayım…
Bir çilingir sofrası kurmuş ki, değmeyin keyfime. Hoş beşi meze edip, raks içiyorum. Kafam olmuş dört köşe, ölüversem, sırıtarak gideceğim. “Hey Allah’ım,” diyorum; “her günümü böyle keyifli geçirtsen ölür müsün?”
Kalkıyorum, bu keyfin üstüne bir de cilalama yapalım, diyerek başlıyorum soyunmaya.
Nerede O Eski Öğretmenler…
Ertesi günkü gazetenin manşeti: “Öğrenci Velisine Dayak… Kızını insafsızca döven matematik öğretmeninden hesap sorulması için okul idaresine başvuran veli de okul müdüründen dayak yedi…” Habere geniş bir yer ayrılmıştı
Global Ekonomi Kumarbazı...
Global ekonomi tabiri en otantik Türkçe sözcükler kadar lisanımıza yerleştikten sonra, kahvehanedeki gazeteci sabah müşterileri kendi aralarında münazara yaparak, Türkiye’nin ekonomik felakete sürüklendiğinden bahisle global ekonomiyi yerden yere vuruyorlardı
Bilmem Ne Terör Örgütü...
Bazı kamuoyu yoklamalarında partilerin oy nispetleri açıklanırken, kararsızlar, ya da tarafsızlar, diye açıklanan grubun bir mensubuydu. Atatürkçü düşünce dışında hiçbir ideolojiye inanmadı ...
Kısa Metrajlı Filmin Uzun Öyküsü…
Ticaret Şefi Bora ve memurlar, bürodaki sıradan işlerle meşguldüler.
Gavat Sensin…
Kadıncağızın sabrının iyice tükendiği bir gün, bak herif, ben seni boynuzlamadığım halde, boynuzladığımı iddia edip zulmediyorsun ya, seni öyle bir boynuzlayacağım ki, boynuzlamam için şalvarımın uçkurunu sen çözeceksin, seni boynuzladıktan sonra da gene uçkurumu sen bağlayacaksın, boynuzlandığını da ruhun bile duymayacak, ama ben duyurup sonra da seni terk
Şira...
Arda, babasıyla aynı evde yaşıyordu, ama ilişkileri açısından çok farklı dünyaların insanlarıydılar.
Öpücük Tutkusu...
Sol eli çoktan beri tenini okşayarak aşağılarda dolaşmaktaydı. Sağ elinin altındaki kalp atışları, adeta zonklayarak aşağılarda, bacaklarının arasında atmaya başlamıştı.
Siktiriboktan Şiir ve Öyküler
Tanıtım
Okur yazar, okuduğunu anlar, yazdığı okunur, emekli büro memurluğundan devşirerek,
kendi kendine oldu yazar...
Geçmiş
1953 Eskişehir doğumlu. A. Ö. F. mezunu. Şeker Fab.A.Ş.den emekli memur. Yaşamını halen Ayvalık Sarımsaklıda sürdürüyor.
Konum
Balıkesir
Özellikler
Türkçeye aşık, yazım kurallarında hassas. Öykü ve şiir yazar... Kötü yazarları acımasızca tenkit eder...
Etkiler
Hiç kimseden etkilenmemiştir, kendine özgü bir yazı dili kullanır...
Benzer Yazarlar
yok...
Bağlantılar
POPÜLER
-
01
-
02
Hempa...
Kemal Yavuz Paracıkoğlu
16 Ara 2011 26 dk okuma -
03
Bizim Köyün Ayıları
Kemal Yavuz Paracıkoğlu
09 Haz 2012 3 saat, 22 dk okuma -
04
Paşazade... 2
Kemal Yavuz Paracıkoğlu
30 Ağu 2016 17 dk okuma -
05
Part - Time Sevişmeler
Kemal Yavuz Paracıkoğlu
16 Ağu 2012 1 dk okuma -
06
Bir "Hiçbir Şey" Olmak
Kemal Yavuz Paracıkoğlu
03 Eyl 2012 1 dk okuma -
07
Paşazade…1.
Kemal Yavuz Paracıkoğlu
23 Ağu 2016 7 dk okuma -
08
Kralların Kraliçesi
Kemal Yavuz Paracıkoğlu
25 Ağu 2016 7 dk okuma -
09
Hanımeli...
Kemal Yavuz Paracıkoğlu
17 Ara 2011 4 dk okuma -
10
Siktiriboktan
Kemal Yavuz Paracıkoğlu
14 Eki 2011 4 dk okuma -
11
Basgitar...
Kemal Yavuz Paracıkoğlu
11 Ara 2011 3 dk okuma -
12
Balkonlu Ev...
Kemal Yavuz Paracıkoğlu
30 Oca 2012 5 dk okuma -
13
Bizim Köyün Ayıları... 2.
Kemal Yavuz Paracıkoğlu
21 Oca 2012 7 dk okuma -
14
Nil Kraliçesi.
Kemal Yavuz Paracıkoğlu
22 Ağu 2016 5 dk okuma -
15
Deliler Bayramı
Kemal Yavuz Paracıkoğlu
14 Ağu 2012 1 dk okuma -
16
Nazlı Nazlı Karılar...
Kemal Yavuz Paracıkoğlu
13 Ara 2012 1 dk okuma -
17
Nerede O Eski Öğretmenler…
Kemal Yavuz Paracıkoğlu
04 Ara 2011 6 dk okuma -
18
Kur'an Ayetlerinden
Kemal Yavuz Paracıkoğlu
21 Ağu 2016 10 dk okuma -
19
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/40)
Kemal Yavuz Paracıkoğlu
16 Şub 2013 6 dk okuma -
20
Facebook Tatilcileri
Kemal Yavuz Paracıkoğlu
06 Eyl 2012 6 dk okuma