M.NİHAT MALKOÇ

Şiirin Büyüsü

Hz. Âdem’le dünya macerası başlayan insanoğlunun duygularını ifade etme ihtiyacı da o zaman baş göstermiştir. Şiirin bilinmeyen tarihini ta oraya kadar indirebiliriz. Fakat bahsettiğimiz şey, bugünkü anlamda olgun bir şiir değildir. Neticede duyguların bir çeşit dışa yansımasıdır. İnsan nesli bugüne kadar geçen serüveni içinde duygu, bilgi ve görgü

Şiiri Tanımlamak...

Arapça bir kelimedir şiir… “Bilme, tanıma, anlama” olarak açabiliriz bu kelimenin anlam bohçasını… TDK Sözlüğünde “Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan, hece ve durak bakımından denk ve kendi başına bir bütün olan edebî anlatım biçimi, manzume, nazım, koşuk…” ifadeleri kullanılıyor şiir için…

Şiiri Kalıplara Sokmak...

Şiire ‘mevzun ve mukaffalı söz’ denirdi eskiden… Bu ne demektir? ‘Şiir, ölçülü ve kafiyeli söz kümeleridir’ demek… Bu tanım, şiiri baştan sınırlıyor. Yani bu tanımın dışında yazılanları şiir saymıyorlar; serbest tarzda yazılmış şiirleri Molla Kasım misali edebiyatın çöp sepetine atıyorlar. Oysa şiirde şekil ve kalıp mutlak unsurlardan değildir.

Şiir ve Okur Aynı Paydada Buluşur

Şiir sabır ve tahammül ister. İnce bir iştir şiir… Kuyumcu titizliği ve sabrı gerektirir. Yahya Kemal’in ömrü boyunca şiirlerini bir kitap haline getirmemesi, bir kısım şiirlerinin tamamlanmasını on yıllara yayması şiirde titizliğin önemine işaret eden müşahhas örneklerdir.

Şiir Evini Okura Kapamak...

İmge, şiirde derinliği sağlayan unsurların başında gelir. Fakat imgede de aşırılığa kaçılmamalıdır. Günümüzde bu işin de suyunu çıkaranlar az değildir. Günümüz şairleri öyle imgeler kuruyorlar ki bu durum şahsen o imgelerin şairin zihninde de bir karşılığı olmadıkları kanaatine götürüyor beni. “Ben söyledim, sen nasıl anlamlandırırsan anlamlandır” demek gibi

Sözde Şairler, Özde Şairler...

Taklitler hiçbir zaman orijinali kadar mükemmel olamaz. Onun içindir ki birçok üründe ‘Taklitlerinden sakınınız’ yazar. Şiir, taklidi kaldırmayan meşakkatli bir türdür. Taklit dizeler şiir müsveddesidir. Çağdaş Arap şiirinin en önemli temsilcisi kabul edilen Suriyeli Adonis’in dediği gibi “Şiir, tanımı gereğince taklit edilemez. Ancak kötü şairler taklit eder”

Söz Cambazları: Şairler

Söz söylemesini iyi bilenlere, ağzı laf yapan kimselere derler söz cambazı… Bu hususta şairlerin eline kimse su dökemez. Onlar gerçek anlamda söz cambazlarıdır. Sözün en tesirlisini, kelamın ruha işleyenini onlar söylerler. Onlar, lügatlerde sessizce uyuyan kelimeleri gönül teknesinde hissiyatla yoğurup yeni sentezler oluştururlar. Şairler kelimeleri derin uykularından uyandırırlar.

Soyadıyla Müsemma Bir Sima: Mevlut Selami Yardım

Trabzon değerli bir simasını daha ebediyete uğurladı. Akçaabat’ta yaptırdığı güzel okulla Türk Millî Eğitimine büyük katkıda bulunan, Akçaabat Sebatspor’u Türkiye Birinci Ligi’ne çıkaran ‘efsane başkan’ olarak nitelendirilen Mevlüt Selami Yardım’ı kaybettik.

İçimde Ne Varsa Yazı Döktüm

Hayatım yazmakla geçti benim… En büyük dostlarım kalem ve kâğıt oldu. Onlar beni hiçbir zaman yalnız bırakmadılar. Onlara sarıldım içime kasvet çöktüğü anlarda. Mürekkep denizlerinde yüzdürdüm gönül kayığımı. Gecelerimin çoğunu kalem ve kâğıtla geçirdim. Onlarla paylaştım en güzel ve en özel duygularımı. En iyi sırdaşım yine onlar oldu.

Ganita'da Düş Nöbetleri

Dalgalar kıyıların saçlarını okşuyor gecenin ayazında. Deniz, o masmavi gözleriyle ufuklara göz kırpıyor karanlığın koynunda. Düşler kapısını aralıyor gerçeğin asık suratına. Çakıl taşları söyleşiyor suların mavisiyle… Ay, doyumsuz bestesini fısıldıyor tan vaktine…

Çocuk Olmak...

Çocuk olmak, hayat ağacının dalına sıkıca tutunabilmektir. Düşeceğini hesaba katmadan o ağaçta keyfince salınabilmektir belki de… Geçmişten geleceğe uzanan, yokuşların nefesleri kesmediği düz bir güzergahta yola revan olmaktır çocukluk….

Böyle Buyurdu Jüri!..

“Trabzon dört bin yıllık tarihi geçmişi olan bir kültür ve sanat şehridir” sözü dillere pelesenk olmuştur. Fakat bu kalıplaşmış sözü besleyen ve geçerli kılan kültürel etkinlikler yeterli değildir. Bundan önceki belediye yönetimi birkaç şarkı türkü yarışmasından başka bir şey yapmadı beş yıl boyunca. Yeni belediye yönetimi iş başına

Ben de Yaşadım

Trabzon’un küçük ve denizden ayrı düşmüş bir ilçesi olan Köprübaşı’nın Gündoğan Köyü’nde dünyaya geldim. Beş kardeşin en küçüğüyüm. Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım köyümde geçti. İlkokulu Güneşli Köyü’nde, orta ve liseyi Köprübaşı Lisesi’nde okudum. Karadeniz coğrafyasının dik yamaçlarından ve fındıklıklardan yürüyerek sabah akşam gider gelirdik okula. Gidiş geliş

Kentin Hafızasına Yolculuk...

“Kalkmış güzelim sabaha açmış penceresini,
Dalga köpüğü Trabzon evlerinden biri,
Silkelemiş düşlerini pencereden,
Bakmış evinin ayak ucunda,
İnce bir örtü mavi deniz…”Ceyhun Atıf Kansu)

Kuruluşunun 40. Yılında Kubbealtı Mektebi

Malzeme olarak taş ve çimentodan yapılsa da, bazı binaların şahsına münhasır ruhu olduğuna inanırım. Zira tarihî binalarımızın çoğunda bu ruhun akislerini görebiliriz. O binalara girip çıkanlar ve o çatı altında hizmet edenler, o yapıya apayrı bir değer katarlar. İşte bu binalardan biri de İstanbul’da bulunan Köprülü Medresesi’dir. Köprülü

Yusuf Ziya Ortaç'ın Nüktedanlığı

Hecenin beş şâirinden biri olan Yusuf Ziya Ortaç, ömrü boyunca ortaya koyduğu eserlerle ve saygın kişiliğiyle Türk edebiyatına damgasını vurmuştur. Millî veznimiz olan heceyi ustalıkla kullanmıştır. Fakat şiirlerinde derinlik yoktur. Halit Fahri Ozansoy’un yayınladığı “Kehkeşan” adlı derginin düzenlediği yarışmada, şiirinin birinci olması Yusuf Ziya’yı edebiyat sahasına yöneltir. Halit

Şinasi Özdenoğlu'nun Türkiye Sevdası

Son dönem Türk şiirinin köşe taşlarından birisidir Şinasi Özdenoğlu!.... Gümüşhanelidir köken olarak!... Şairliğinin yanında yazardır da… Güçlü bir kalemi vardır. Siyasal Bilgiler ve Ankara Hukuk Fakültesi mezunudur. Ben oldum olası hukukçuların şiire ve edebiyata olan tutku derecesindeki bağlılıklarına hayret ederim. Bir o kadar da takdir ederim bu ince

Şehidimin Son Örtüsü Bayrağım

Bir devleti, bir askerî birliği, resmî veya gayri resmî bir kuruluşu temsil eden işarete bayrak diyoruz. Bir milletin varlığı ve bağımsızlığı bu sembolik işaretle temsil edilir. Bütün milletlerde bayrağa özel bir saygı duyulur. Çünkü o sıradan bir bez parçası değildir. Bir devletin maddî ve manevî değerlerini topyekûn ifade

Köprübaşılılar Derneği ve Hemşehri Dayanışması

Günümüzde Türkiye’de büyük kentlere hızlı bir göç söz konusudur. Memleketlerinde iş ve aş bulamayanlar büyük şehirlerin yolunu tutmaktadır. Küçük bir Anadolu kentinden büyükşehirlere gelen kişilerin buralarda tutunması hiç de kolay değildir. Onun içindir ki sanayinin ve istihdamın yoğun olduğu şehirlere göç edenler buralarda teşkilatlanmaktadır.

Başa Dön