"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

M.NİHAT MALKOÇ

İçimde Ne Varsa Yazı Döktüm

Hayatım yazmakla geçti benim… En büyük dostlarım kalem ve kâğıt oldu. Onlar beni hiçbir zaman yalnız bırakmadılar. Onlara sarıldım içime kasvet çöktüğü anlarda. Mürekkep denizlerinde yüzdürdüm gönül kayığımı. Gecelerimin çoğunu kalem ve kâğıtla geçirdim. Onlarla paylaştım en güzel ve en özel duygularımı. En iyi sırdaşım yine onlar oldu.

Ganita'da Düş Nöbetleri

Dalgalar kıyıların saçlarını okşuyor gecenin ayazında. Deniz, o masmavi gözleriyle ufuklara göz kırpıyor karanlığın koynunda. Düşler kapısını aralıyor gerçeğin asık suratına. Çakıl taşları söyleşiyor suların mavisiyle… Ay, doyumsuz bestesini fısıldıyor tan vaktine…

Çocuk Olmak...

Çocuk olmak, hayat ağacının dalına sıkıca tutunabilmektir. Düşeceğini hesaba katmadan o ağaçta keyfince salınabilmektir belki de… Geçmişten geleceğe uzanan, yokuşların nefesleri kesmediği düz bir güzergahta yola revan olmaktır çocukluk….

Böyle Buyurdu Jüri!..

“Trabzon dört bin yıllık tarihi geçmişi olan bir kültür ve sanat şehridir” sözü dillere pelesenk olmuştur. Fakat bu kalıplaşmış sözü besleyen ve geçerli kılan kültürel etkinlikler yeterli değildir. Bundan önceki belediye yönetimi birkaç şarkı türkü yarışmasından başka bir şey yapmadı beş yıl boyunca. Yeni belediye yönetimi iş başına

Ben de Yaşadım

Trabzon’un küçük ve denizden ayrı düşmüş bir ilçesi olan Köprübaşı’nın Gündoğan Köyü’nde dünyaya geldim. Beş kardeşin en küçüğüyüm. Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım köyümde geçti. İlkokulu Güneşli Köyü’nde, orta ve liseyi Köprübaşı Lisesi’nde okudum. Karadeniz coğrafyasının dik yamaçlarından ve fındıklıklardan yürüyerek sabah akşam gider gelirdik okula. Gidiş geliş

Kentin Hafızasına Yolculuk...

“Kalkmış güzelim sabaha açmış penceresini,
Dalga köpüğü Trabzon evlerinden biri,
Silkelemiş düşlerini pencereden,
Bakmış evinin ayak ucunda,
İnce bir örtü mavi deniz…”Ceyhun Atıf Kansu)

Kuruluşunun 40. Yılında Kubbealtı Mektebi

Malzeme olarak taş ve çimentodan yapılsa da, bazı binaların şahsına münhasır ruhu olduğuna inanırım. Zira tarihî binalarımızın çoğunda bu ruhun akislerini görebiliriz. O binalara girip çıkanlar ve o çatı altında hizmet edenler, o yapıya apayrı bir değer katarlar. İşte bu binalardan biri de İstanbul’da bulunan Köprülü Medresesi’dir. Köprülü

Yusuf Ziya Ortaç'ın Nüktedanlığı

Hecenin beş şâirinden biri olan Yusuf Ziya Ortaç, ömrü boyunca ortaya koyduğu eserlerle ve saygın kişiliğiyle Türk edebiyatına damgasını vurmuştur. Millî veznimiz olan heceyi ustalıkla kullanmıştır. Fakat şiirlerinde derinlik yoktur. Halit Fahri Ozansoy’un yayınladığı “Kehkeşan” adlı derginin düzenlediği yarışmada, şiirinin birinci olması Yusuf Ziya’yı edebiyat sahasına yöneltir. Halit

Şinasi Özdenoğlu'nun Türkiye Sevdası

Son dönem Türk şiirinin köşe taşlarından birisidir Şinasi Özdenoğlu!.... Gümüşhanelidir köken olarak!... Şairliğinin yanında yazardır da… Güçlü bir kalemi vardır. Siyasal Bilgiler ve Ankara Hukuk Fakültesi mezunudur. Ben oldum olası hukukçuların şiire ve edebiyata olan tutku derecesindeki bağlılıklarına hayret ederim. Bir o kadar da takdir ederim bu ince

Şehidimin Son Örtüsü Bayrağım

Bir devleti, bir askerî birliği, resmî veya gayri resmî bir kuruluşu temsil eden işarete bayrak diyoruz. Bir milletin varlığı ve bağımsızlığı bu sembolik işaretle temsil edilir. Bütün milletlerde bayrağa özel bir saygı duyulur. Çünkü o sıradan bir bez parçası değildir. Bir devletin maddî ve manevî değerlerini topyekûn ifade

Köprübaşılılar Derneği ve Hemşehri Dayanışması

Günümüzde Türkiye’de büyük kentlere hızlı bir göç söz konusudur. Memleketlerinde iş ve aş bulamayanlar büyük şehirlerin yolunu tutmaktadır. Küçük bir Anadolu kentinden büyükşehirlere gelen kişilerin buralarda tutunması hiç de kolay değildir. Onun içindir ki sanayinin ve istihdamın yoğun olduğu şehirlere göç edenler buralarda teşkilatlanmaktadır.

Kanunî Deyip de Geçme...

Gerçek kahramanlarını tanımayan milletlerin istikbaline yön verecek gençleri, çizgi film kahramanlarını kendilerine örnek edinirler. Bu durum, tarihi olmayan devletler için fazla yadırganmasa da Osmanlı gibi dev bir devletin torunları için fazlasıyla yadırganır. Osmanlı’da altı asır boyunca devleti idare etmiş kişilerin hangisine uysanız sizi selamet sahiline götürür. Osmanlı’da vatana

İfakat Belgeseli

Toprak kokar Karadeniz kadınının elleri… Kınalı parmakları aş ve iş’te yara bere olmuştur hayatla mücadele eden bu yiğit savaşçıların. Odun kesip taşımak, çay toplamak, tarla kazıp biçmek, inek sağmak, fındık toplamak, evin işlerini görmek…. Bunlar Karadeniz’de kadının bitmek tükenmek bilmeyen işleridir. O eli öpülesi kadınların bu işlerden emekli

Hayri Gür"ün Ardından…

Ölüm kervanı uzayıp gidiyor gün geçtikçe… Birileri bu kervana dâhil oluyor vakit gelince… Bu yol Hz. Âdem zamanında açıldı, kıyamete kadar da açık kalacaktır. Şüphesiz ki vakti gelen bu yola revan olacaktır. İşte bu kervana, bu sonsuzluğa giden yola bir güzel insan daha revan oldu. Genelde spor, özelde

Fatih Lisesi "Vesaire"…

Ülkemizde pek çok okulun değişik periyotlarda çıkardığı okul dergileri vardır. Bu dergiler okulların dışarıya açılan penceresidir. Bu dergilerde ilk yazılarını ve ilk şiirlerini yayınlama imkânı bulanlar arasında geleceğin şair ve yazarları da vardır şüphesiz. Bunu düşünerek her okulun bir dergi çıkarmasının elzem olduğuna inanıyorum. Hatta Milli Eğitim Bakanlığı,

Dün Akşam Neredeydiniz?..

Yeni bir yıla “Merhaba” demenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bir yıl daha mazinin bulutları arasında kaybolup gitti. Geride bıraktığımız 2009 yılında kimileri beklediklerine nail olurken, kimileri de hayal kırıklıkları yaşadı. İlk gününü yaşamakta olduğumuz 2010 yılı başlanmamış, tertemiz bir sayfa olarak önümüzde duruyor. Bu temiz sayfayı hayırlarla veya şerlerle doldurmak

Başkan Gümrükçüoğlu'yla Sabah Kahvaltısı

Bilindiği gibi ocak ayının 10. günü “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak kutlanıyor. Bu vesileyle Trabzon Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Trabzon’da görev yapan basın mensuplarıyla sabah kahvaltısında buluştu. Dizgicisinden imtiyaz sahibine kadar, basınla bir şekilde ilişkili olan herkes Zorlu Grand Otel’deki sabah kahvaltısına davetliydi. Ben de Trabzon’da yirmi

Vefatının 30. Yılında Trabzonlu Tarihçi Osman Turan

Değerlerimiz ve değerlilerimiz ne çabuk unutuldu. Sanki gözlerimiz bağlandı, kulaklarımız tıkandı, idraklerimiz zincire vuruldu. Son senelerde büyüğü küçüğü tanımaz olduk. Tarihimize ve bu ülkenin temel dinamiklerine sırt çevirdik. Bu memleket için gece gündüz fikir üreten ve çalışan kişiler ölünce kimse onları hatırlamaz oldu. Aslında kişi maddeden dünyadan ayrıldığı

Türk Atletizminin Mühim Kaybı: Cüneyt Koryürek

Trafik kazaları dur durak bilmiyor. Her gün birileri trafik canavarının pençeleri arasında can veriyor. Trafik kazaları ölüm oranlarının önemli bir kısmının sebebi olma özelliğini koruyor. Türkiye bu sorunun üstesinden gelemedi bir türlü. Sanki millet olarak araba kullanmayı bilmiyoruz. Direksiyon başına geçince üzerimize canavar gömleği giyiyoruz. Ne şoförler dikkatli

Başa Dön