"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

M.NİHAT MALKOÇ

Tevfik Serdar Anadolu Lisesi"nin Semender Dergisi

Türkiye’de ne dergiler geldi geçti kültür sanat hayatından. Bunların bir kısmı kalıcı olsa da, çoğu matbuat mezarlığındaki yerini aldı. Öyle de olsa hepsi yayınlandıkları sürece hayatımıza renk ve ahenk kazandırdılar. Dergiler bir mektep gibidir. Bu mekteplerde yetişiyor kalem erbapları. Onun içindir ki yayın hayatına başlayan her dergi beni

Âh Hiç Bitmesin Horoz Şekerim!..

Ne güzeldi köyümün kirlenmemiş yağmurlarında ıslanmak… Bütün kaygılardan azade, sokaklarda akşama kadar topraklarla hemhal olmak… Sabahın ilk ışıklarıyla uyanıp aydınlığa ‘merhaba’ demek, gönül kapılarını ve göz kapaklarını ardına kadar açarak hayata sımsıkı sarılmak, gökkuşağını hayallere yorgan eylemek… Ne güzeldi, âh ne güzeldi.

Divan Edebiyatını Sevdiren Adam: İskender Pala

Çok köklü bir geleneğin kültür hayatımıza yansımasıdır Divan edebiyatı… Asırları aşıp günümüze ulaşan bu gür ses, hâlâ yankılanmaya devam ediyor. Müzeye kaldırılan edebiyat, müzenin kapılarını zorlayarak hayata akmak için zaman ve zemin kolluyor. Bu hususta ona kılavuzluk edecek gönül insanlarının himayesini umuyor ve bekliyor.

Ayyuka Çıkan Müstehcenlik

Bu millet dış düşmanlara, fitne odaklarına, ekonomik yetersizliklere, moral çöküntüye rağmen hâlâ ayakta durabiliyorsa bunu ortak değerlerine ve inançlarına borçludur. Bu inançlar da hiçbir kesimin tekelinde değildir. Yetkili birimler müstehcenlik tehlikesini niçin görmezden gelirler? ‘Bazı çevreler ne der’ korkusuyla, yaşanan değer aşınmasını görmemek bu milletin geleceğini dinamitlemekten farksızdır.

Neler Oluyor Bize? Bize Neler Oluyor?..

Millet olarak sevgi, saygı ve hoşgörümüzle tanınırdık. Dünyaya insanlığı ve gerçek medeniyeti biz öğrettik. Fakat nedense son senelerde bir garip millet olduk. Menfi bir değişim süreci geçiriyoruz. Büyüklerin küçüklere sevgisi, küçüklerin büyüklere saygısı kalmamış. Edep erkân buharlaşmış; herkes burnunun dikine gidiyor. Değerlerimiz iyice aşındı.

Hazan Hüzün Çeşmesidir

Hazan ve gece, hayatın hüznü aksettiren gri yanıdır. Bu zaman dilimlerinde hüzün nöbetleri belleğimizi çepeçevre kuşatır. Sonbahar hatıralara neşter vururken, gece; aydınlık ufuklardan göz kırpan umutların önüne perde olur. Söz sükûta teslim olur kızıl şafaklarda.

Zevrakî"nin Kırıldı Gönül Sazı

Türk halk edebiyatı henüz tam anlamıyla keşfedilmemiş büyük bir kültür hazinesidir. Bu büyük kaynaktan tam anlamıyla haberdar değiliz. Bu muhteşem şiir konağında geçmişten günümüze kadar binlerce halk şairi konaklayarak on binlerce şiir söylemiştir. Bu şiirler sözlü gelenekle bugünlere geldiği için çoğu değişmiş veya kaybolmuştur. Günümüzde halk şiiri geleneği

Tokat"tan Gür Bir Ses: Kümbet Dergisi

Dergiler kültür, sanat ve edebiyat hayatımıza renk katarlar. Her ay onları büyük bir heyecanla bekleriz. ‘Acaba bu ay kimler ne yazacak’ diye merak ederiz. Onun içindir ki ayın son günleri hiç geçmez. Her ayın ilk günleri benim en mutlu günlerimdir. Çünkü o günlerde posta kutum henüz mürekkep kokusu

Deli Dumrul"da Dede Korkut Hafifliği

Türk edebiyatının şaheserlerinin başında gelir Dede Korkut Hikâyeleri… 12 hikâyeden oluşan bu eser, eski Türklerin yaşantısına ışık tutmaktadır. Bu eseri millî bir destan olarak da nitelendirebiliriz. Bu eser içerik olarak Türk milletinin millî hayatını, kültürel zenginliklerini, hissiyatını, erdemlerini, hünerlerini bir hikâye akışı içerisinde sıralamaktadır. 15. yüzyılın sonu ile

Bir Tiryakinin Son Sözleri

Sigarayla dostluk kurduğum ilk günler her şey ne kadar da güzel görünmüştü bana. Şunu itiraf edeyim ki aslında sigaradan keyif filan da almıyordum. Çevremde sigara tüttürenlerin cakasına kurban oldum da denebilir. Sanki o laneti içince büyüyordu insanlar… Çevremizdekiler onlara daha farklı bakıyordu. Büyük olmanın alâmeti gibi algılanıyordu sigarayı

"Eylül Irmakları" Gönüle Akıyor

Her çıkan kitap beni, istediği oyuncağı satın alınmış çocuklar gibi sevindirir. Kitabın doğuşunu insanın doğuşu kadar anlamlı ve muteber sayarım. Çünkü bana göre kitapların da kendince bir sesi, dili ve yüreği vardır. Her birinde nice hayatlar saklıdır. Onları okudukça bu hayatların ve fikirlerin içine destursuzca gireriz. Bizleri hep

Trabzon'da Mevlana Günleri

Mevlana Celaleddin Rumî Hazretleri sadece Türkiye’de değil, dünya ölçeğinde de tanınan ve sevilen bir mutasavvıftır. O, bundan 800 sene evvel dünyamıza bir ışık niyetine doğmuştur. Onun sekiz yüzüncü doğum yıldönümünü kutluyoruz bu yıl… Bunun içindir ki UNESCO adlı dünya kültür kuruluşu bu seneyi “Mevlana Yılı” olarak ilan etti.

Kanserin Son Kurbanı: Neriman Üçüncü

Karadeniz’de kanser vakaları artarak devam ediyor; tabir caizse canları kırıp geçiriyor kanser... Çernobil faciasının Karadeniz’de kanseri tetiklediği iddiaları her ne kadar resmi sağlık çevrelerince inkâr edilse de, bu coğrafyada yaşananlar farklı bir görüntü çiziyor. Nice değerimizi alıp götürdü kanser… Buna kader deyip geçmek ne kadar doğru acaba?

Nazım Bilgin Öldü… Bitkiler Öksüz Kaldı…

Ölüm bayram seyran dinlemiyor. Vakti dolan kişi dünyadan göç ediyor. Bunu gösteren bariz bir örnek yaşadık geçtiğimiz günlerde. Kurban bayramının ilk günü(20 Aralık 2007) herkes bayram ederken Sürmene ilçesi esnaflarından Nazım Bilgin aramızdan ayrıldı. O, Trabzon’un önemli insanlarından biriydi. Seksen yaşında olmasına rağmen bir delikanlı gibi diri görünüyor,

Din

Hayata İmanın Nuruyla Bakabilmek…

Millî ve manevî değerlerin zaafa uğratıldığı, inançların hayatın dışına itildiği zor bir zamanda yaşıyoruz. Maddenin manaya baskı yaptığı, hatta galebe çaldığı bu çağda hayata imanın nuruyla bakabilmek, içimizde çıkmazlar oluşturan pek çok meseleye çözümler getirebilecektir. Yeter ki bakışımızı çağa göre değil, İslam inancının getirmiş olduğu temel ilkelere göre

Başa Dön