..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kötü insan korkuya itaat eder, iyi insan sevgiye. -Aristoteles
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaşlık > Veysel Başer




19 Mart 2020
Koca Seyit  
Veysel Başer
Koca Seyit'in (Seyit Onbaşı) yaşamından kısa bir kesit.


:AAHH:
1929 yılında Balıkesir-Çanakkale yolunun açılışı sırasında Atatürk, Havran’a gelince, Çanakkale Deniz Savaşı’ndan sonra yaşadıklarını kendisinden dinlediği Koca Seyit’i hatırlıyor. Nahiyedeki yetkililere Koca Seyit’i soruyor. Hiçbiri onu tanımıyor. Atatürk, şu serzenişte bulunuyor. "Sizi onunla tanıştırmak istiyorum. Yaptığınız, milletin kahramanlarına vefasızlıktır. Kendisini tanıyın ki, bu topraklarda yaşamanın bir bedeli olduğu bilinsin.”

Koca Seyit’in Manastır köyünde olduğu öğreniliyor. Getirmeleri için iki jandarma gönderiliyor. Koca Seyit köyde yok. Ormana odun kesmeye gitmiş. Acele gelmesi için haber salınıyor. Koşarcasına gelen Koca Seyit, apar topar Havran’a getiriliyor. Yıkatılıp tıraş ettiriliyor. Giydikleri çok pırpıtmış. Nahiye müdürünün yepyeni elbisesi giydiriliyor. Sırf Koca Seyit’i görmek ve onunla görüşmek için bir gece Havran’da kalan Atatürk, eğreti elbiseler içinde gördüğü Koca Seyit’i toplum içinde utandırmak istemiyor. “Koca Seyit, bu elbise sana çok yakışmış,” diyerek iltifat ediyor. “Onu nereden satın aldın?” diye soruyor. Koca Seyit; “Paşam, sizin geldiğinizi haber verdiler, çok sevindim,” diyor. “Beni arattığınızı duyduğumda dünyalar benim oldu,” diye devam ediyor. “Bana bu elbiseyi giydirdiler. Kaymakam bey öyle uygun gördü.” Atatürk, Koca Seyit’le konuşmasının ardından orada bulunanlara şu dersi veriyor. “Siz, vatanı için, milleti için, namusu için canını ortaya koyan böyle insanları bu kadar mı tanıyorsunuz? Eğer siz onları tanımazsanız geleceğinizi göremezsiniz. Hedeflerinizi bilemezsiniz.” Atatürk, bir isteğinin olup olmadığını soruyor. Koca Seyit, “Sağlığına duacı” olduğunu söylüyor. Atatürk’ün maaş bağlama önerisini kabul etmiyor. Odunculuk ve odun kömürü işi yaptığını, orman askerlerinin yakaladığından söz ederek kendisine elleşmemelerini talep ediyor. Atatürk, Havran nahiye müdürüne, “Koca Seyit’e yardımcı olunması” talimatını veriyor.

Koca seyit, merkebiyle odun bazen de yakmış olduğu meşe kömürü odunu kömürü getirip Edremit ve Havran’da satarak geçimi sağlıyor. Bu işi başka yapanlar da var. Orman askerlerine yakalandıklarında, “Koca Seyit’e göz yumarken bizi yakalıyorsunuz,” diyerek kendi köylüleri dahi Koca Seyit’in ekmeğini kıskanıyorlar. Şikayetçi oluyorlar. Havran nahiye müdürü, şikayetleri önemsemiyor. Üç sene sonra o gidince yeni gelen nahiye müdürü, şikayetler üzerine Koca Seyit’e odun ve ordun kömürü kaçakçılığını bırakmasını söylüyor. Odunculuk yaparken karısı ölüyor, baldızıyla evleniyor. Ondan da çocuğu oluyor. Ailesine bakması gerek. Havran’daki bir zeytinyağı fabrikasında hamallığa başlıyor. Her hamal, günde belirli bir yük taşırken Koca Seyit, neredeyse onlardan iki misli yük taşıyor. Ailesine daha iyi bakabilmek için, geceleri bile fabrikada kalarak daha çok yük taşıma sırasında hastalanıyor. Hastalığı da verem. Fabrika sahibi, bir süre tedavi ettirmeye çalışsa hasatlığı ilerliyor. Köyüne dönen, Koca Seyit bu hastalığa yeniliyor. Hem de elli yaşında ve sefalet içinde…

***

18 Mart 1915 yılındaki Çanakkale Deniz Savaşı sırasında Yarbay Mustafa Kemal, 19. Tümen Komutanlığı’nın yanı sıra vekaleten Eceabat mıntıka komutanlığı görevini de yürütüyor. Deniz Savaşı’na katılmamıştı ama mühimmat ve ikmal işlerini eksiksiz yerine getirme uğraşı veriyor. Düşman donanmasının ağır bir yenilgiyle geriye çekilmesinin dördüncü ya da beşinci günü Yarbay Mustafa Kemal, çok büyük başarısını öğrendiği Koca Seyit’i, bir araçla Eceabat’a getirtiyor. Kutluyor. Hediye veriyor. Birlikte çay içiyorlar. Burada bir parantez. (Bazı aklıevveller, Atatürk’e paye biçmek için ekleme yağmışlar. Yarbay Mustafa Kemal, 175 okkalık top mermisini kaldıran Koca Seyit’e “ Yere uzansam beni kaldırabilir misin?” diye sormuş. Koca Seyit de; “Sizi cihan alem kaldıramaz,” demiş. O tarihlerde Yarbay Mustafa Kemal, fazla tanınan bir komutan değildi.) Yarbay Mustafa Kemal, Koca Seyit’e “Bir isteğinin olup olmadığını” soruyor. Koca Seyit, “Tayının yetmediğini, mümkünse tayının iki katına çıkarılması” istiyor. Yarbay Mustafa Kemal, Koca Yusuf’u gönderiyor. Komutanına da telefonla, “Koca Yusuf’un tayının iki katına çıkarılması emrini veriyor. Koca Yusuf, iki tayını yiyemiyor. Arkadaşları özlemle baktığı için. İkinci tayının paylaşıyor. Bir daha da istemiyor.

Atatürk, ta Gelibolu’dan tanıdığı Koca Seyit’i, Edremit’e gelişinde sormasaydı eğer, bugün Koca Seyit diye bir kahramanı tanımayacaktık. Sonradan unutulmuşken, zamanın cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın dile getirmesiyle bugün herkesin tanıdığı ve övgülerde bulunduğu kahraman oldu Koca Seyit.

Bu özel günde, Çanakkale şehitlerini hürmetle selamlıyorum. Koca Seyit’in huzurunda da, Çanakkale gazisi olan Haylaz dedem gibi bilinmeyen tüm gazi ve kahramanlarımıza şükranlarımı sunuyorum.



Veysel Başer



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve arkadaşlık kümesinde bulunan diğer yazıları...
Taygeldi

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çanakkale'nin Bir Başka Yüzü
Çoban Lazım 1
Ece ve Törüngey
Alkarısı
O Şey
Çise ve Sarıkız
Sındırgılı Emmi
Esma Kadın
Bir Tutamlık Bulut
Şövalyenin Gücü

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dünyayı Sessize Al [Deneme]
Gelin Ağaçlar [Deneme]
Şah ve Mat [Deneme]
Kolay Gelsin [Deneme]
Elhamdülillah Müslümanız [Eleştiri]
Ana Bayram [İnceleme]


Veysel Başer kimdir?

Yazmak kadar eleştiri de önemlidir.

Etkilendiği Yazarlar:
Atatürk


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Veysel Başer, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.