640K bellek herkese yetmelidir. -Bill Gates, 1981 |
|
||||||||||
|
Koca Seyit’in Manastýr köyünde olduðu öðreniliyor. Getirmeleri için iki jandarma gönderiliyor. Koca Seyit köyde yok. Ormana odun kesmeye gitmiþ. Acele gelmesi için haber salýnýyor. Koþarcasýna gelen Koca Seyit, apar topar Havran’a getiriliyor. Yýkatýlýp týraþ ettiriliyor. Giydikleri çok pýrpýtmýþ. Nahiye müdürünün yepyeni elbisesi giydiriliyor. Sýrf Koca Seyit’i görmek ve onunla görüþmek için bir gece Havran’da kalan Atatürk, eðreti elbiseler içinde gördüðü Koca Seyit’i toplum içinde utandýrmak istemiyor. “Koca Seyit, bu elbise sana çok yakýþmýþ,” diyerek iltifat ediyor. “Onu nereden satýn aldýn?” diye soruyor. Koca Seyit; “Paþam, sizin geldiðinizi haber verdiler, çok sevindim,” diyor. “Beni arattýðýnýzý duyduðumda dünyalar benim oldu,” diye devam ediyor. “Bana bu elbiseyi giydirdiler. Kaymakam bey öyle uygun gördü.” Atatürk, Koca Seyit’le konuþmasýnýn ardýndan orada bulunanlara þu dersi veriyor. “Siz, vataný için, milleti için, namusu için canýný ortaya koyan böyle insanlarý bu kadar mý tanýyorsunuz? Eðer siz onlarý tanýmazsanýz geleceðinizi göremezsiniz. Hedeflerinizi bilemezsiniz.” Atatürk, bir isteðinin olup olmadýðýný soruyor. Koca Seyit, “Saðlýðýna duacý” olduðunu söylüyor. Atatürk’ün maaþ baðlama önerisini kabul etmiyor. Odunculuk ve odun kömürü iþi yaptýðýný, orman askerlerinin yakaladýðýndan söz ederek kendisine elleþmemelerini talep ediyor. Atatürk, Havran nahiye müdürüne, “Koca Seyit’e yardýmcý olunmasý” talimatýný veriyor. Koca seyit, merkebiyle odun bazen de yakmýþ olduðu meþe kömürü odunu kömürü getirip Edremit ve Havran’da satarak geçimi saðlýyor. Bu iþi baþka yapanlar da var. Orman askerlerine yakalandýklarýnda, “Koca Seyit’e göz yumarken bizi yakalýyorsunuz,” diyerek kendi köylüleri dahi Koca Seyit’in ekmeðini kýskanýyorlar. Þikayetçi oluyorlar. Havran nahiye müdürü, þikayetleri önemsemiyor. Üç sene sonra o gidince yeni gelen nahiye müdürü, þikayetler üzerine Koca Seyit’e odun ve ordun kömürü kaçakçýlýðýný býrakmasýný söylüyor. Odunculuk yaparken karýsý ölüyor, baldýzýyla evleniyor. Ondan da çocuðu oluyor. Ailesine bakmasý gerek. Havran’daki bir zeytinyaðý fabrikasýnda hamallýða baþlýyor. Her hamal, günde belirli bir yük taþýrken Koca Seyit, neredeyse onlardan iki misli yük taþýyor. Ailesine daha iyi bakabilmek için, geceleri bile fabrikada kalarak daha çok yük taþýma sýrasýnda hastalanýyor. Hastalýðý da verem. Fabrika sahibi, bir süre tedavi ettirmeye çalýþsa hasatlýðý ilerliyor. Köyüne dönen, Koca Seyit bu hastalýða yeniliyor. Hem de elli yaþýnda ve sefalet içinde… *** 18 Mart 1915 yýlýndaki Çanakkale Deniz Savaþý sýrasýnda Yarbay Mustafa Kemal, 19. Tümen Komutanlýðý’nýn yaný sýra vekaleten Eceabat mýntýka komutanlýðý görevini de yürütüyor. Deniz Savaþý’na katýlmamýþtý ama mühimmat ve ikmal iþlerini eksiksiz yerine getirme uðraþý veriyor. Düþman donanmasýnýn aðýr bir yenilgiyle geriye çekilmesinin dördüncü ya da beþinci günü Yarbay Mustafa Kemal, çok büyük baþarýsýný öðrendiði Koca Seyit’i, bir araçla Eceabat’a getirtiyor. Kutluyor. Hediye veriyor. Birlikte çay içiyorlar. Burada bir parantez. (Bazý aklýevveller, Atatürk’e paye biçmek için ekleme yaðmýþlar. Yarbay Mustafa Kemal, 175 okkalýk top mermisini kaldýran Koca Seyit’e “ Yere uzansam beni kaldýrabilir misin?” diye sormuþ. Koca Seyit de; “Sizi cihan alem kaldýramaz,” demiþ. O tarihlerde Yarbay Mustafa Kemal, fazla tanýnan bir komutan deðildi.) Yarbay Mustafa Kemal, Koca Seyit’e “Bir isteðinin olup olmadýðýný” soruyor. Koca Seyit, “Tayýnýn yetmediðini, mümkünse tayýnýn iki katýna çýkarýlmasý” istiyor. Yarbay Mustafa Kemal, Koca Yusuf’u gönderiyor. Komutanýna da telefonla, “Koca Yusuf’un tayýnýn iki katýna çýkarýlmasý emrini veriyor. Koca Yusuf, iki tayýný yiyemiyor. Arkadaþlarý özlemle baktýðý için. Ýkinci tayýnýn paylaþýyor. Bir daha da istemiyor. Atatürk, ta Gelibolu’dan tanýdýðý Koca Seyit’i, Edremit’e geliþinde sormasaydý eðer, bugün Koca Seyit diye bir kahramaný tanýmayacaktýk. Sonradan unutulmuþken, zamanýn cumhurbaþkaný Turgut Özal’ýn dile getirmesiyle bugün herkesin tanýdýðý ve övgülerde bulunduðu kahraman oldu Koca Seyit. Bu özel günde, Çanakkale þehitlerini hürmetle selamlýyorum. Koca Seyit’in huzurunda da, Çanakkale gazisi olan Haylaz dedem gibi bilinmeyen tüm gazi ve kahramanlarýmýza þükranlarýmý sunuyorum. Veysel Baþer
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Veysel Baþer, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |