Dilerim, tüm yaþamýnýz boyunca yaþarsýnýz. -Swift |
|
||||||||||
|
Evet, gerçekten halden anlayan yazardýr Neruda, her þeyden söz açar o: suskunluklardan, zulümlerden, aþklardan, denizlerden, köylülerin hayatýndan, tren yolculuklarýndan ve hastalýklardan… Bu sefer müthiþ bir mide aðrýsý çekerken almýþtým kitabý elime. Þansýma, “Korku” þiiri çýktý karþýma. Derler ya hani, sanki beni anlatýyordu þair: “Herkes istiyor hoplayýp zýplayayým coþayým, futbol oynayayým, koþup yüzeyim, uçayým. Ne ala. Herkes akýl veriyor, biraz kafaný dinle, diye, doktorlara göndermeye kalkýyorlar, öyle ciddi ciddi süzüp beni. N’oluyoruz? Herkes al baþýný bir yerlere git, diyor, gir çýk, yerinde otur, öl ya da ölme. Ne gam! Herkes birþeyler buluyor radyokorkunç diyagramlardan þaþakalmýþ organlarýmda. Kabul etmiyorum. Herkes didik didik ediyor þiirimi yenilmez çatallarýyla, kuþkum yok sinek aradýklarýndan. Korkuyorum. Korkuyorum bütün dünyadan soðuk sudan, ölümden Bütün ölümlüler gibi dayanaksýzým ben de. Þu üç günlük dünyada, bu yüzden, kulak asmayacaðým hiçbirine, açýp kendimi kapatacaðým en hain düþmaným Pablo Neruda’yla.” Evet, öyle diyor dostlarým da bana… “Abi bir doktora gitsen, görünsen, göstersen artýk þu mideni…” Ýyiyim diyorum çünkü: “Korkuyorum bütün dünyadan, soðuk sudan, ölümden…” Usta þair ve yazarlarýn biz okuyucularla dertleþmesi insaný ve normal bir þey aslýnda. Bunda þaþýlacak bir þey de yok bence. Onlar, büyük insanlýk coðrafyasýnýn sýnýrlarýný, resimlerini çizerlerken bizi de yakalýyor fýrçalarý, kelimeleri… Aslýnda bizim de bir nevi hislerimize tercümanlýk yapýp ayný þarkýlarý hep birlikte seslendirmiþ oluyoruz. Gün geçtikçe inanýyorum ki dini, ýrký, coðrafyasý ne olursa olsun, bütün büyük düþünürler, yazarlar, þairler ayný kumaþtan yaratýlmýþ ve seslerinde ayný büyük þarkýnýn naðmeleri, dillerinde ayný lügatin kelimeleri var; ayný yerden beslenip ayný dili konuþuyorlar… Örneðin, Selim Ýleri… Deðerli arkadaþým Orçun’un çok sevdiði bir yazar. Selim Ýleri’yi biraz da onun sayesinde sevdim diyebilirim. Çünkü onun okumalarýna ve kitap tahlillerine güveniyorum. Geçen gün Necatigil’in ünlü “Malte Laurids Brigge’nin Notlarý” çevirisine baktým. Biliyorsunuz Rilke’nin unutulmaz bir eseri bu. Ýþte Selim abi bu eser için de fikirlerini beyan etmiþ. Onun okuyup da deðerlendirmediði eser elbette çoktur. Ama iþaret ettiði kitaplarý ben de alýp artýk okumaya baþladým. Kitaba gelecek olursam, bir zamanlar, okur – yazarlar, ezbere bölümler okumuþ bu eserden. Kitabýn gerçekten hüzünlü bir dili var aslýnda. Necatigil’in sesinden Malte’yi okurken, hayret ettiðimi de bilvesile paylaþayým. Rilke’nin bazý cümleleri bize çok yakýn. Özellikle “Ýnsan, meyvanýn çekirdeðini taþýmasý gibi ölümü kendi içinde taþýmaktadýr.” sözü bana çok tanýdýk geldi. Risalelerde okuduðumu hatýrlýyorum böyle bir cümleyi. Demek ki gerçekten büyük yazarlar veya düþünce insanlarý ayný yerden beslenip ayný dili konuþuyorlar. Geçen gün çok sevdiðim bir arkadaþýma kitaplýðýmda iki tane aynýndan olan eserleri vermek üzere düzenleme yaparken elime bir kitap geçti. Gonca Özmen’in þiir kitabý “Belki Sessiz” (YKY), o da öteki Melih Cevdet Anday’ýn günlükleri, “Bir Defterden”. Gonca’nýn þiiri, içim de ki o garip gurbetin aðýrlýðýný biraz da olsa dindirdi. Diyor ki: “Dutluða doðru gel Evlerin uzaðýna Sana susmayý öðreteceðim Dallarýn kaygýsýný da”… Uzaklarda bir anayurt kokusu, otlarýn hýþýrtýsý, sularýn tertemiz akýþý, gölgeli avlularýn akþamüstü yalnýzlýklarý… Beni sarsan bir þey var bu þiirlerde. Kim bilir, belki ayný coðrafyanýn çocuklarý oluþumuz. Ayný göklere bakýp yelkovan kuþlarýnýn ardý sýra bakakalýþýmýz ve birbirine benzer ulu kadýnlarýn yüzünden hüzünler devþirmemiz… Þiir, sesleri birbirine kata kata büyük akrabalýklar kuruyor aramýzda, belki sessiz’ce… Ancak, Melih Cevdet’in þiiriyle bir dostluk kuramadým. Niye kuramadým bilemiyorum. Ama kuramadým iþte. Ben biraz düþünceleri net olan insanlarý seviyorum. Öyle yanardöner, kaçar göçer fikirler bana çok ham geliyor. Ayný dili yani o kekremsiliði burada gördüðüm için sevemedim deyip geçiyorum. Ancak 1976-79 yýllarý arasýndaki günlükleri içeren o kitap, bütün o eski uzaklýklarý alýp götürür cinsten. Anladým ki yazar, günlüklerinde en saf ve doðal haliyle beliriyor ve içtenlikle açýyor içinin kapýlarýný. Ýnsan gibi insan oluyor. Ýþte o zaman ideolojilerin, saplantýlý düþüncelerin, günübirlik kavgalarýn hiç ama hiç anlamý kalmýyor. O has insan halimizle birbirimize ne çok benziyoruz! Anday’ýn günlüklerini okurken, kimi zaman bunlarýn kendi kalemimden çýkmýþ metinler olabileceði hissine kapýldým. Bunca yaþ farkýna, bunca ayrý çevrelerde ve zamanlarda yaþamýþlýðýmýza raðmen… Övünmeden nefret ettiðini anlatýyor bir yerde. “Övünme duygusunu benim kadar yenmiþ olan yok tanýdýklar, arkadaþlar içinde.” diyor. Sonra, “Mevsimlerin deðiþtiði günler bana hep iyi gelir. Demek hep yeni bir þey bekliyorum bu dünyadan…” Ve bir baþka yerde, “Halktaki mal mülk edinme tutkusunu gözlemledikçe umutsuzluða düþüyorum…” Benzer cümleleri kim bilir kaç kez dile getirmiþim sanýyorum ben de arkadaþ ortamlarýnda çoðu makalelerimde.. Böyle de bakýlýnca Anday ile bir araya gelseymiþiz herhalde onunla da iyi bir arkadaþ veya ahbap olurmuþuz herhalde. Evet, büyük insanlýk aðacýnýn dallarý, budaklarýyýz iþte hepimiz. Öyle deðil mi? Bunu en güzel ve en yalýn haliyle edebiyat fark ettiriyor hepimize… Oysa içimizde ayný yaralar kanayýp duruyor iþte. Birbirimizin gözlerine baksak, kim bilir sarýlýp ne çok aðlayacaðýz… Gerisi boþ! Bomboþ…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |