Prensiplerden hoþlanmam. Önyargýlarý yeðlerim. Daha içtenler. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Aslýnda edebiyat dünyamýza baktýðýmýzda bugün rahmetli Tanpýnar’ý anlatan bir çok eseri görebiliriz. Fakat bu çalýþmalar da özümsenerek okunmadýðýndan, Huzur romancýsý hâlâ batýya hapsolmuþ bir zihniyetin fikir teatileri gibi gelir ya da bu dar zihniyetin temsilcileri, Tanpýnar’ý kendilerinin bir lideri sanýr. XIX. Asýr Türk Edebiyatý Tarihi’nde kültür gömleði deðiþtirmenin sancýlarý adým adým duyumsanabilir. O kadar ki, harika eserin sahibi bile zaman zaman kendisiyle çeliþkiye düþmüþ. Daha doðrusu, Batý’nýn hýrpaladýðý Doðu’yu, Doðu’nun tutuculuk sebebiyle yok saydýðý Batý’yý yer yer savunmak zorunda kalmýþ. Dergah’ta yayýnlanan Tanpýnar’ýn özel günlüklerinin birinde, yazar, Melih Cevdet Anday’ýn bir eleþtirisinden yola çýkarak, doðululuk ve batýlýlýk üzerinde baya bir kafa yormuþ. Notlar, keskin dilli çiziktirmeler, 1960 öncesi kaleme alýnmýþ. Melih Cevdet’in hangi eleþtirisinden ya da deðinisinden söz açtýðýný tam olarak bulamadým. Tanpýnar aynen þöyle demiþ: “Melih Cevdet’in makalesi, üç sütun. Bütün mesele, iki ayrý kültürümüz olabilir mi?! (…) Mesele hiç de yersiz deðil. Hakikaten konuþulabilir. Fakat softalýðýn dýþýnda. Halli ne kadar basit halbuki. Hem þarklý, hem garplý olabilir miyiz? Elbette hayýr. Fakat garplý bir þarklý olabiliriz. Þark bizim þimdilik çektiðimizdir. Ve galiba da uzun zaman öyle kalacaktýr. Hüviyetimizden milletçe çýkmak imkânýmýz olmadýðýna göre kabil deðil.” Söz konusu bu yazý, sanýyorum, Melih Cevdet’in Doðu-Batý (1961) kitabýnda yer alan denemelerinden biri olabilir. Orada Melih Cevdet, “ikici” kültür endiþesiyle makaleler yazdýðýný hatýrlýyorum. Ýkici kültürün ikiye bölünmeye yazgýlý bir toplum oluþturup oluþturmayacaðý ise burada büyük bir þüpheli olarak duruyor. Ama yine de Batý’ya doðru yol almayý tercih ediyorlar. Tanpýnar, Doðu ve Batý konusunda, yaygýn anlayýþ ve tutumdan, egemen bakýþ açýsýndan bir hayli farklý tutum sergilemiþ. Örneðin: Bir aþk çevresinde oluþan; “Yaz Yaðmuru” hikâyesi, bir bakarsýnýz, kültür gömleði deðiþtirmenin derin sancýlarýnda odaklanýyor… Büyük yangýnda kavrulup gitmiþ mâzi, iþte, bellekte yaþadýklarýný unutamamaktadýr yazar… Kabul etmek gerekiyor ki, Tanpýnar’ýn yaþadýðý dönemin kalemþörlerinin çoðu, kendisi gibi düþünmüyordu. Batýlýlaþmak ise bu minval üzerine bir umuttu. Ziya Gökalp’in Kurtuluþ Savaþý sonunda Halide Edip’e söylediði : “Bu Doðu mefkûresi denilen þey de ne olur, Halide Haným? Türk’ün mukadder olan kültüründen bizi uzaklaþtýrmaz mý? Türk, Orta Asya’dan geldiði günden beri yüzünü Batý’ya çevirmiþ deðil mi?” diye sorar. O kültürel ortamdan dýþarýya çýkan Tanpýnar ise bambaþka sorunlara deðinir: “(…) Þark’ý bilmeyen ve bizi en basit unsurlarýmýzla tanýmayan bir insan, ne dereceye kadar kendini -Türk milletini inkâr etmek þartýyla- hakiki münevver addedebilir? (…) Tesadüfen Dede’yi tanýmýþtým. Ýnsanlýðýn ayrý bir yüzü olduðunu öðrenmiþtim. Yunus diye bir þairim, Naci diye acayip bir þairim var, o halde niçin bilmiyorum!.. Bilmesem rahat edebilir miyim!.. Ve mesele, kendi kendime, oh bugün Dede Efendi’yi unuttum, yarýn da Itrî’den kurtulsam… diyebilir miyiz? Dememiz doðru mu?” Hýzlýca yazýlmýþ bir makaleyi andýran bu kopuk, meramý tam dile getiremeyen tümceler, yazarýn aslýnda kaygýsýný da dýþa vuruyor. Acý olan belki de þu: Dünün, yüzünü Batý’ya çevirmiþ münevveri de Dede Efendi’yi, Itrî’yi, Yunus’u bugünün insanlarýndan daha çok biliyor ve belki daha çok seviyordu. Tanpýnar’ýn tedirgin sorularý zaman içinde yanýtsýz kaldýkça, “insanlýðýn ayrý yüzü” büyük ölçüde silinip gitti. Ýþte bugün bile bu silik hayaller üzerine bir makale okumuþ oluyorsunuz. Artýk ne Þarklý, ne Garplý, ne de -Huzur romancýsýnýn özlediði gibi- “garplý ve þarklý” olabiliyoruz. Hayatýmýzý her anlamda belirleyen medya ve sosyal medya ABD’nin tekelinde ve belli bir zümrenin denetimi altýnda. Çünkü günümüzün insaný içi boþaltýlmýþ Doðu ve Batý kavramlarýyla ilgili düþünce gücüne sahip bile deðil. Ona medyada uyarlanan ve öðretilen, gelgeç deðerler, ya da, deðer görünümlü deðersizlikler etrafýnda bir ömür tüketmek, ömür tükettiðinin farkýnda olmamasý için her türlü gayret ve çabanýn nasýl ilmek ilmek iþlendiðini dikkatli bakan herkes görebilir. Ýnsaný iþte bu durum gerçekten çok huzursuz ediyor… Yani, bilemem ne zaman insanýmýz uyanýr?, Ne zaman öz deðerlerine sahip çýkar? Ne zaman tekrar büyük bir millet oluruz? Bilemem… Ama 2021’in 2022’ye yaklaþtýðý bu günlerde çekilen bir takým sancýlarýn boþuna olmadýðýný düþünüyorum… Gönül her alanda, tam anlamýyla hedefi on ikiden vuran bir millet olmayý arzu ediyor. Diðer taraftan, Tanpýnar’ýn çok bilinmeyen bir özelliðinden de bahsetmek isterim. Çoðunuz yazarýn, resim sanatýný çok sevdiðini, bu sanat üzerine önemli yazýlar kaleme aldýðýný bilmeyebilirsiniz. Tanpýnar’ýn resim sanatý üzerine de kaleme aldýðý yazýlarý mutlaka okumalýsýnýz. Onun dünya görüþüne göre bu yazýlardan tam anlamýyla Batý’nýn bir tutkunu olduðunu anlarsýnýz. Nasýl mý? Örneðin, Ýstanbul’da mevsimleri tasvir ederken Batý resminin ustalarýný anmasýndan, ressamlarýn eserlerinden çaðrýþýmlara yol almasýndan… Bu yönüyle Tanpýnar: “Softalýðýn dýþýnda” kalýrken, perspektifini ne Þark’a, ne Garp’a kapamýþ bir yazar olarak karþýmýza çýkar. Ýnanýn bu yönüyle bile deðerli bir yazarýmýzdýr. Kesinlikle hürmete ve övgüye layýk bir kalemdir.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |