Bir takım şeyler görürsünüz ve "Niye?" diye sorarsınız. Ben ise bir takım şeyler düşlerim ve "Niye olmasın?" diye sorarım. -George Bernard Shaw |
|
||||||||||
|
Zamanın acımasız olduğu bir gerçek… Teker teker ölüm hepimizi alacak… İster 10 sene, ister 20 sene daha fazla yaşa… Bitecek… İster kendini yogaya ver… Bitecek… İster ben inanmıyorum dinlere de… Yine bitecek… Kaçamazsın... Öleceksin… Şahsen mesela isterdim ki efendi gibi ucuza biramı alayım, ufak ufak biriktirdiğim maaşımla da bir ev alabileyim, aileme bir değer, bir katkı sağlayabileyim isterdim, fakat olmuyor… Niye olmuyor? Sıradan bir askerin, belli bir soydan gelen şahtan daha iyi olduğunu yediremedik… Niye olmuyor? Son peygamberin onca zengin, okumuş etmiş tüccar varken, 40 yaşında olmasına rağmen salt doğru bir insan olduğunu kabullenemedik… Niye olmuyor? Yerine atadığı Ali’yi irdeleyemedik… Onun öldürülmesini kabullenip gaddar Muaviye’yi baş tacı ettik… Aaa? Alevi miyim? Değilim… Yanlışa yanlış diyen bir bireyim. Niye olmuyor? İsa’nın kendilerini seçilmiş sananların seçtiklerinin yozlaşmış olduğunu göremedik… Niye olmuyor? Musa’nın firavuna kafa tutmasına rağmen, gerçekleri hissedemedik, eski adettir, biz yine öküzleri baş tacı edelim dedik. Şimdi mesela, özgür olduğumuzun iddia edildiği ilginç bir çağdayız… Erkekler güçsüzleştirilmiş.. Her yaptıkları eleştirilmiş… Kadınlara güç verilmiş… Derken sorgusuz sualsiz ama imzalı deneysel sıvılar vücutlara enjekte edilmiş, devamında yüzlere maskeler taktırılmış… Bilim ve dilsiz şeytan aynı yolda ilerler olmuş. Hani düzen öyle bir hale geldi ki sanki uyuz ve sinir bozucu 35’li yaşlarında insan kaynakları ile yaşıyoruz… Doğruyu söylediğimizde ‘’ama bu böyle söylenmez’’ deniyor… Eleştiri yaptığımızda ‘’fakat üstünüze karşı tavrınız hoş değil’’ deniyor. Gün sonunda ise çözüm üretilmiyor… Farklılık olmuyor…. Yaratılan sisteme boyun eğilmek mantıklıymış ve olması gerekenmiş gibi dayatılıyor. Özet: Kim olursanız olun… Kendinize güveniyorsanız her şeye sıfırdan başlayabilirsiniz. Bu yüzden istediğiniz gibi yazıp, çizip hatta konuşup davranabilirsiniz… Yapamıyorsanız da… Eleştirin tabi… Fakat konu eleştirdiğiniz mi yoksa sizin yapamadıklarınız mı? Düşünmeli… (Yazının üstüne Demir Demirkan – Öfkem ve ben dinleyin)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |