Alarm çalıyor. Yine sabah oldu. Sabah oldu ama gün aydın olmadı. Enerjiden tasarruf amaçlı kış saatine geçmediklerini iddia ediyorlar fakat eminim ki benim gibi milyonlar, önce ışıklarını açıyor, daha sonra gözlerini Dolayısıyla benim için tasarrufluk bir durum söz konusu değil. Aksine, karanlıkta uyanmanın vermiş olduğu mutsuzluk ve ışık kullanacağım için ödemem gereken bir bedel yani fatura var. Sabah sabah bu kadar söylenmek sanıyorum, yetmez. Yetmez ama yeterli
Hazırlanıyor ve yola koyuluyorum. Yola koyuluyorum derken metroya doğru yol alıyorum. Çünkü metro neydi? Metro hızdı, metro medeniyetti ve metro çiş kokusuydu. (Akşamcılar sanıyorum yer altında problemlerine başka türlü çözümler üretiyor.)
Metroya bindiğimde hep tanıdık portreleri görüyorum. Yüzler farklı fakat karakter yapıları aynı. Tıpkı yüzlerce görüşme yapmış insan kaynakları gibiyim. Kıdemli metro uzmanı da diyebiliriz. Peki ya kimdir hep karşılaştığım bu kişiler? Başlıca bakalım
-
Uygurucular: Sık hatalardan biri uykucularla karıştırılmalarıdır. Evleri ve işleri arasındaki mesafe uzak olduğundan günün büyük bir bölümünü yolda geçirirler. Bu yüzden vücutlarını metroda tıpkı bir guru gibi stand by moduna alır, durakları söylendiği an online moduna geçerler. İş gidişi çıkışı rahatlıkla bu kişileri görebilirsiniz.
-
Köşebükücüler: Metroda karşı kapıya sote olan insan tipidir. Kadın erkek fark etmez, genelde cool tiplerdir. Yer bulup oturduklarında yaşlı biri ile göz göze gelip, kalkmadıklarında uyguru ya da gurur yapacaklarına ayakta ama kendi köşelerinde kalmayı tercih ederler. Hemen hemen her saatte görülebilirler.
-
Dalgıçlar: Sıradan bir bireyin de pekala olabileceği gibi özellikle yaşlı yolcuların içinde bulunduğu gruptur. 10 15 20 dk yılmadan usanmadan tek bir noktaya, bireye ya da bireylere odaklanıp bakabilirler. Öyle masumca bakarlar. Düşünmez, düşünemezler. Yolları uzundur, üstlerine gitme.
-
Akıllı bıdıklar: Yolda geçen zaman bu kişiler için boş zamandır. Gözlemlemeyle, felsefeyle, sağa sola bakmayla zamanlarını çarçur etmezler. Açarlar Agatha Christie, verirler kulaklara Mor ve ötesi, izlerler indirdikleri diziyi ya da filmi
-
Umutsuzlar: Uygurucular gibi oturup bedenlerini ya da göz kapaklarını dinlendirmek istemezler. Köşebükücüler gibi köşe kapmaca oynamazlar. Dalgıçlar gibi bir şeye uzunca dalmaz, dalamazlar. Akıllı bıdıklar gibi bir şeylerle uğraşmak için ise istekleri yoktur. Öylece ayaktadırlar, gergindirler, kafaları doludur, bir an önce gidecekleri yere gidip dönmek isterler.
-
Gözlemciler: Her yerde olurlar ama anlamazsın. Kılıf değiştirip bulundukları çevreyi izlerler, susarlar, gözlemlerler, düşünürler ve kullanmak istedikleri alanda daha sonra kullanırlar. Gözlemciler 5 kişi grubundan hepsi olabilir ama 5 kişi grubu gözlemci olamaz. Metroda da bu grup pekala vardır. Azınlığı veya çoğunluğu hakkında kesin bilgi mevcut değildir.
Gelelim yazımıza Ben de gözlemci grubuna ait biri olduğumdan bu sabah da umutsuzların çok ama çok fazla arttığını görüyorum. İnecekleri durak için öylece ayakta beş karış suratla bekliyorlar, durakları geldi mi iniyorlar ve Burak Özçivitin başarılı reklam panolarına bile bakmadan öylece metrodan çıkıp gidiyorlar. Bak mesela Şimdi biri karşımda. Sen de görmüşsündür. İyi günler de bence. Sen demezsen, ben demezsem nasıl çıkar bu karanlıklar aydınlığa? Saatle olmayacağı kesin. Kaçırdık onu bir kere Kurtarıcı beklemeyelim, kurtarıcı biz olalım.