..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yalnýzca hava, ýþýk ve arkadaþýn varsa hiç üzülme. -Goethe
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yazarlar ve Þairler > Yûþa Irmak




7 Þubat 2022
Abdülbaki Gölpýnarlý  
Yûþa Irmak
Osmanlý’dan Cumhuriyet’e kadar Türkiye’de “Eski Ýstanbul Kahvehaneleri”ne aydýn, akademisyen, yazar ve þairlerin büyük bir ilgisi vardý. Özellikle Laleli’de ki; “Acemin Kahvesi” ve Beyazýt’ta ki; “Marmara Kýraathanesi” son dönem yazar ve þairlerin düþünce insanlarýnýn uðradýðý sayýlý mekânlar arasýnda yer alýrdý.


:EFA:
Osmanlý’dan Cumhuriyet’e kadar Türkiye’de “Eski Ýstanbul Kahvehaneleri”ne aydýn, akademisyen, yazar ve þairlerin büyük bir ilgisi vardý. Özellikle Laleli’de ki; “Acemin Kahvesi” ve Beyazýt’ta ki; “Marmara Kýraathanesi” son dönem yazar ve þairlerin düþünce insanlarýnýn uðradýðý sayýlý mekânlar arasýnda yer alýrdý.

Osmanlý döneminde; Ermeni asýllý Sarafim Efendi’nin 1857 yýlýnda kurduðu ve Beyazýt Okçular caddesindeki “Okçular Kahvesi” diðer adýyla “Uzun Kahve” ve sonrasýnda “Sarafim Kýraathanesi”nin de bir hayli müdavimi isimler vardý. “Ahmet Rasim, Hâlit Ziya, Namýk Kemal ve Ebuzziya Tevfik Bey” gibi yazar ve þairler Sarafim’in bilinen en önemli müdavimleri arasýnda yer alýyordu.

1950’lili yýllara gelindiðinde Beyazýt’ta bir nevi “Kültür Merkezi” olarak anýlan Küllük Kýraathanesi’nin müdavimleri arasýnda; “Reþat Nuri, Yahya Kemal, Peyami Safa, Necip Fazýl, Neyzen Tevfik, Ýlhan Berk, Mehmet Kaplan, Orhan Veli, Cahit Sýtký” gibi önemli isimler mekân tutmuþ, Faruk Nafiz ve Behçet Kemal 10. Yýl Marþý’ný bu kýraathanede yazdýklarýný okumuþtum.

Velhasýl kelam, eski ve yeninin harmaný olan bu kalem erbaplarý “Marmara Kýraathanesi”ne takýlýr vakitlerini buralarda sohbet ederek geçirirlerdi. Ancak geçen zaman içinde burada da ne Ýzzettin Þadan, Ziya Nur Aksun, Mükrimin Halil Yinanç, Hamdi Çaðýl, Nuri Karahöyüklü, Saip Atademir, Filozof Cemal, Hilmi Oflaz gibi bir önceki veya sonraki neslin yazarlarý artýk yok olup gitmiþlerdi. Bu insanlarýn bir tek sözü bile insanlara huzur ve istikamet verirdi. Zira hepsi meselelerine vakýf insanlardý.

Ýþte bu insanlardan biri de Abdülbaki Gölpýnarlý idi. O, Marmara Kýraathanesi’ne gitmezdi. Ama onu yine de ismen çoðu ünlü isim tanýrdý. Yaz aylarýnda Bayezýt Camii’nin hemen yanýndaki meþhur çýnarýn aðacýnýn dibinde zaman geçirirdi. Yine bölgede ki meþhur “Murat Lokantasý”na yemek yemeye giderdi. Lokantanýn sahibi rahmetli Müslim Ülgen’in onun öðrencisi olduðu söylenirdi. Zira Müslim Bey, Gölpýnarlý Hoca’ya çok saygýlý davranýrdý.

Bir insan, bir kiþiyi tanýdý mý onun hakkýnda fazla bir þey okumak istemez; zira okunacak o kadar çok þey var ki…
Ahmet Güner Sayar, Abdülbaki Gölpýnarlý hakkýnda bir kitap yazdý. Ahmet Güner çok birikimli bir insan ve yazardýr. Gerçekten ne yazmýþ diye kitabýný alýp okudum. Nelerle karþýlaþtýðýmý anlatmak çok zor! Yakýn geçmiþimizi, kültürümüzü öyle þekilde ortaya koymuþ ki onu burada seri halde üç beþ yazý ile zor anlatýrým. Hazret, Nazým Hikmet’in, Peyami Safa’ya dair yazdýðý þiirine karþý Gölpýnarlý’nýn reddiye yazdýðýný bile kaleme almýþ… O yazmasaydý þimdi kim nereden bilebilirdi böyle bir þey olduðunu…
Yine þiir Namýk Kemal’i de hedef aldýðý için Gölpýnarlý;
“Bu millete milliyetini duyuran /
Zulmü, istibdadý, tahakkümü kýran /
Büyük Türk’e Namýk Kemal sövmek /
Ýçtiðin Moskof þarabýnýn neþesinden olsa gerek”
dedikten sonra “Sýrtlan tabiatlý nebbaþ” diye yazmýþ…
Ve daha yazýlan bir çok þey var…

Osmanlý’nýn son dönemlerinde, Cumhuriyet’in ilk yýllarýnda yaþayan nesil hiç kuþkusuz altýn bir halkadýr; kendi kültürümüzü ve ona lazým olacak tarzda Batý’yý çoðu bilindik yazarlardan daha iyi biliyorlardý. Cumhuriyet kendi kültürümüzü dýþlayýp Batý’yý hedef almasaydý, bence çok daha iyi ederdi; bir insan kendini tanýmadan kimi tanýyabilir? Zaten Sayar’ýn kitabýnýn tadý kendi kültürümüzü ortaya koymasýndan ileri geliyor diyebilirim kýsaca.

Diðer taraftan Ahmet Güner, Abdülbaki Hoca’yý yakýndan tanýyordu; yazdýklarý kesinlikle bir biyografi deðil, belki de bir kültür tarihidir desem realist bir tespitte bulunmuþ olurum. Zira, yalnýz Gölpýnarlý Hoca’yý incelememiþ; yakýn dönemi, ona etki eden çevresindeki insanlarý da etraflýca ele almýþ; böylece Gölpýnarlý’nýn resmini tam olarak ortaya çýkartmýþ. Hocasý, Mehmed Fuat Köprülü hoca mezuniyet tezi olarak, Osmanlý asýrlarý içerisinde Melamet olgusu ile hakim Melamet damarýný ve önde gelen Melamileri incelemesini istemiþtir. Gölpýnarlý, ününe layýk olan “Melamilik ve Melamiler” tezini 1930 yýlýnda hocasýna teslim etmiþtir. Çalýþmasýný “Aziz Üstadým” dediði Fuad Köprülü’ye þu sözlerle ithaf etmiþtir:
“Bu eserimi, Türk Edebiyat Tarihi’ni kurarak gençliðe ilim yollarýný gösteren ve çalýþma zevki veren Þarkiyat banisi aziz üstadým Prof. Dr. Köprülüzade M. Fuad Efendi’ye ithaf ediyorum.”
Köprülü de 1931 yýlýnda kitaplaþan bu eseri için bir “Takriz” kaleme alarak edebiyat ve tasavvuf tarihçisinin irfan hayatýna geliþini; “… Bize ilk kitabý olarak bu kadar olgun bir eser veren genç müelliften ilim alemi daha pek çok hizmetler bekleyebilir.” diyerek müjdelemiþti.

Yunus Emre, Gölpýnarlý’nýn idrakinde çok yönlü bir hâl almýþtýr. Herhalde Gölpýnarlý hangi düþüncenin içerisinde bulunuyorsa, Yunus’u da kendi idrakinde anlýyordu. Aslýnda Yunus benim bildiðime göre, dört dörtlük bir Müslüman þairdi. Okur-yazar olmayan rahmetli nenem bile Yunus Emre’nin þiirlerini dua diye okuyarak aðlardý, hatta o sözlerin sahibinin Yunus Emre olduðunu da bilmezdi. Fakat Gölpýnarlý hangi düþünceye sahipse, bu büyük þairimizi o düþüncenin malý yapmýþ. Evet, Bektaþilikten Mevleviliðe, Hümanizmden Sosyalizme açýlan Gölpýnarlý, Yunus’u da oralara taþýmýþ ender düþünce insanlarýmýzdan biridir.

Gölpýnarlý ömrünün son yýllarýna doðru mistisizme sýðýnmýþ. Yunus Emre’nin ki de mistisizm deðil miydi? Sayar’ýn anlattýðýna göre, Yunus’un þiirlerini bestelemiþ olan Ruhi Su bir gün yanýna gelir. Gölpýnarlý, Ruhi Su’nun yaptýðý bestelerin okunmasý bitince; “Bunlar Yunus’un deðildir” der. Bunun üzerine Ruhi Su þöyle söyler: “Aman hocam yapmayýn! Nasýl olur? Bu þiirleri sizin kitabýnýzdan aldým.” Ýyice celallenen Gölpýnarlý sesini yükseltir (Sebahaddin Eyüboðlu’nun Yunus Emre derlemelerini kastederek); “Ruhi! Ruhi! Sen Sebahaddinisin, sen Sebahaddinisin.” Ruhi Su ters yüz olup gider. Tabii bu hikâyecik, mistik düþünce tarzýný benimsemediðinden sonradýr.

Ahmet Güner’in belirttiðine göre Ýstanbul’da Yunus Emre sempozyumu yapýlýr (Eylül 1971). Gölpýnarlý da o sempozyumun deðerlendirmesinde bulunur; “Seminerde bir garip ses duyulur… Ýnsan sevgisini, Ýslami görüþü þiiriyle ören, gönüller yapmaya” geldiðini söyleyen gönül eri Yunus’u, bu ses bir ihtilalci yaptý ve esefle söyleyelim ki; astý.”

Elbette insan odun gibi deðildir; kemale erme ameliyesinden dolayý sürekli tekâmül eder; iþte bu sebeple kimisi mistiklikten materyalizme döner; kimisi de tam tersine. Ama bütün büyük adamlarýn fikir hayatlarýna bakýnca, daha çok mistisizmin ön plana çýktýðýna artýk eminim. Zira insan hayatýn önemini anlar, batan gün bizi nerelere sürükler, ölmek mutlaka doðmak zorunda kalýr. Ömer Faruk Akgün de Gölpýnarlý’nýn çok çileler çektiðini anlatýyor… Ahmet Güner Sayar’ýn kitabýný okuyunca, Gölpýnarlý da bunu söylüyor. Gerçekten de tasavvuf vadisinde mürþit arayýþlarý da çok sýkýntýlý geçmiþ hazretlerin… Hatta yaþadýðý zelzeleleri :

“Çok hey’ete girdim, geleli bezm-i cihane

Bin surete koydu beni evza-i zamane”

beyitiyle dile getiriyor..

Þimdilik, kalýn saðlýcakla…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yazarlar ve þairler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Çýðlýk
"Babil’de Ölüm, Ýstanbul’da Aþk"
Dilaver Cebeci
"Anlamý Yok Tüm Sözlerin"
Ýlla da Ben… Ben!..
Tanpýnar’ýn Þark ve Garp Çýkmazý Üzerine…
Bizi Birleþtirenler
"Suya Kanat" Ummana Karýþan Þiirler
Deneme Ustasý Evliya Çelebi
Verem Edebiyatý

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi'nin Düþündürdükleri
"Bu Dünya Ýþi Oyundur Oyun"
Üç Elma, Üç Yýldýrým
Ýki Burçlu Bir Kale: Zaman!
Sözcükler Ýçindeki Evren
Kendini Anlatma Þekli
Çýlbýr (Yoðurtlu Yumurta)
"Güzel"in Anadilini Konuþursak Ne Olur?
High – Rise (Gökdelen)
Yürek Evinde Oturmak

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sakin Bir Acý [Þiir]
Geldim [Þiir]
Sözün Çiçeði [Þiir]
Gözbebeði Turþusu [Þiir]
Bir Hicran Naðmesi [Þiir]
Sevgiliye Hasretle [Þiir]
Geceye Kâside [Þiir]
Benimle Ölür Müsün? [Þiir]
Beste-i Nigar [Þiir]
Bilemezsiniz [Þiir]


Yûþa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aþýðý! Yayýncý, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.