"Kirazlar ve dutların tadını çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe |
|
||||||||||
|
Yine gözyaşlarımız damla damla toprağa düşüyor… Yine birbirimizi “Başımız Sağolsun” diye teselli ettik. Yine ellerimizin tersi ile gözyaşlarımızı sildik. Yine bir deprem ve on binlerce ölen insanlarımız var! Çoğunu ahirete uğurladık, uğurlamaya devam ediyoruz… *** Yine Ak Parti üzerinden Müslümanları hedef almaya çalışıyorlar… Bu ülkede acımızı bile birilerinin lanet siyasetinin uzağında yaşayamıyoruz. Kimin PR’ı güçlüyse tanrı o! Kim yaptığının selfisini çekip hesabından paylaşıp beğendirmişse kral o! Babala’sı, P!NÇ’i, Tele1’i, HaberTürk’ü, Sol’u, OdaTv’si, Aykırı, Duvar, Sözcü’sü; on binlerce cesedin mezarı üzerinde dans ederek “en iyi yardımı biz yapıyoruz!” diyerek ahlaksızca duyar kasıyorlar. Tamam ulan! En iyi sizsiniz. Her şeyin en iyisini siz yaparsınız. Bu ülkenin her şeyi, tek sahibi sizsiniz. Memleketin efesi, yardım kuruluşu, el uzatanı, terbiye edeni, umudu sizsiniz… Ama düşün artık sosyal medyanın yakasından… İnandığınız Tanrı hakkı için düşün… Ve siz Ey sağcılar! Bunlara laf anlatmayın. Bunlarla aşık atmayın. Bunlarla hukuki yoldan bile olsa karşı karşıya gelmeyin. Bunlarla sizler boy ölçüşemezsiniz. Bunların bildiği pisliğin yanından bile geçemezsiniz. Bunlar devlet yanınızda da olsa yaptıkları ve yapacaklarını duyduğunuzda küçük dillerinizi yutarsınız. Siz onların kötülükten, pislikten, çirkinlikten nasıl beslendiklerini tahmin bile edemezsiniz. Çünkü onların kaybedecekleri bir ahiret yok. Ama bizim var! Biz katil olamayız. Biz çıkarı ve menfaati için değerlerimizden taviz veremeyiz. Yalancı, talancı, tecavüzcü, yandaş, iş birlikçi olamayız. Hele hele devlete hiçbir zaman saygısızlık yapamayız. Bu yaşımıza kadar ülkenin hiç bir yöneticisinin karşısına dikilip onlar gibi tehditler savurmadık. Bu ülkeyi hep karşılıksız sevdik. Halkın oy verdiği yöneticiler kim olursa olsun hepsine saygı duyduk. Biz devletin deprem anından bugüne kadar herkese ulaşmaya çalıştığını biliyor, herkese şefkat elini uzattığına şahidiz. Sizler de müsterih olun. Ve bu gürüha laf anlatmaya çalışmayın. Bırakın içimizdeki yangını fark edelim… Bırakın daha çok pişelim. Ve olanlardan da dersler çıkartmaya çalışalım. Biz bu ülkenin katillerini tanıyoruz. Onları üç beş tiviti ile tahlil edebiliyoruz. Ülkeyi güvenli bir hukuk devleti olmaktan çıkartmaya çalışanları, kaos ve pislikten nemalananları, eli kanlı terör örgütünün üyelerini işe alıp sonra almadık diyenleri ve soylarını, soy kütüklerini çok iyi biliyoruz. Biz, bu ülkedeki sol çetelerin, Kemalist ve kaçak fetöcü alçakların ülkeyi nasıl bataklığına sürüklediklerini, nelerden motive olduklarını hakkıyla biliyoruz. Bu ülkenin tüm pisliklerini sosyal medya sayesinde tanıyoruz. Müslümanları terör örgütü gösterenleri, onları aşağılayanları, devlete küfür edenleri artık ezbere biliyoruz… Daha dün Hatay’da “baraj patladı” yalanıyla binlerce çalışmanın durmasına, ölü sayısının artmasına, şehrin yağmalanmasına çanak tutan o. çocuklarının kimler olduğunu evet çok iyi biliyoruz. Devletin birlik ve beraberlikle yaraların sarılması için ilk günden başlattığı seferberliğin çökmesi için yurtdışındaki alçak FETÖ üyeleriyle dirsek temasında olan tüm provokatörleri bağırlarına nasıl bastıklarını görüyoruz! Bu ülkenin iki yaprak olmasını istemeyen, eli kanlı katillerini uzaklarda aramıyoruz. ★★★ Bugün yine Müslüman avındalar. Yine depremle yerle bir olmuş şehirlerimizin mezarları üzerinde dans etmeye çalışıyorlar. Yine yıkılmış şehirlerimizin musalla taşlarının önünde birbirimize başsağlığı diliyoruz. Kim bilir daha kaç insanı ahirete yolcu edeceğiz… Oturdum, yiğit bir arkadaşımın mezarı başında bunları kendime not ettim. Hem yazar, hem ağlarım şu halimize. Bu güruhun yalan, dolan, suçlama ve pisliklerine karşı şerbetli olduğumuzu gördüm. Ama bu kan emici yarasalar bu dünya yok olana kadar tavırlarından, pisliklerinden, şirretliklerinden asla vazgeçmeyecekler biliyor, çekinmiyor zerre kadar da korkmuyoruz. Bir ölür bin diriliriz. Bu ülkeyi ölene kadar korumaya yemin etmiş serdengeçtileriz. Özgürlüklerimizden, istikametimizden, Türklüğümüzden asla taviz vermeyeceğiz. Bu devleti sahipsiz asla bırakmayacağız. Kimseye bu ülkeyi peşkeş çektirmeyeceğiz. Bu ülkenin tüm renklerini son nefesimize kadar biz koruyacağız. Bunları yazarken ülkem ve dezenformasyonu hayat standarttı haline getiren bu kan emici yarasalar adına utanıyorum. Ama gerçeği yazıyorum. Bu yazdıklarımız maalesef sosyal medyamızın bir gerçeği… Kalın sağlıcakla…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Yûşa Irmak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |