Kelamın anlaşılır veya anlaşılmaz oluşunu düşündüğümüz meselelerle sımsıkı bir bağı olduğunu göstermek için bazı yazılar yazmaya niyet etmişken haberlerde okuduğum terör haberlerinin birinde kelli-felli gazetecilerin bazı yorumlarıyla birlikte adeta düşüncemi dumura uğrattı. Habere göre; Başbakanın, Abdullah Öcalan ile görüşebileceğini söylüyordu. Hatta terörün durması için asıl amacın başbakanı Abdullah Öcalanın huzurunda diz çöktürüleceği görünümündeydi Bu ifade bir dereceye kadar doğru karşılanabilir diye düşündüm. Yani bir dereceye kadar diyorum çünkü görüldüğü ve anlaşıldığı kadarıyla terör, kurbanlarının ölenlerden ziyade hayatta kalanlarla yol aldığını söylemek yerinde şifa olur diye düşünüyorum
Terör: Aşırı korku, felç eden, altüst eden veya bir topluluğa bir öbeğe onun direncini kırmak üzere hükümran olan ortaklaşa korku: olağanüstü tedbirler ve şiddet kullanılmasıyla bu korku üzerine temellendirilmiş siyasi hal, siyasi rejim ve terörü hükümran kılan, terörü uyandıran kimse veya şey demek sözlükte.
Bu noktadan bakılınca terörün hangi çeşidi olursa olsun bir topluluğun birkaç insanını yıldırmamış olsa dahi yapacağını yapmış sayılır desek realist bir tespitte bulunmuş oluruz. Onun için, korkuya kapılmayan insanlar da hareketlerini korkmuş insanlara göre ayarlamak durumunda kalacaklardır. Yani asıl yapacaklarını erteleyip, ilk iş olarak terörün yıkıcı etkisini silmeye çalışacaklardır belki de tıpkı şuanda benim bu satırlarda malum amaç için karaladığım gibi yani
Aslında dikkatlerinizi terörün sözlük tanımında bulunan bir başka hususa çekmek isterim. O tanımda: bir topluluğun direncini kırmak üzere diye de bir diğer anlamı var terörün. Yani, devreye sokulan bir korku diğer adı Terörün ortaya çıktığı durumlar o topluluğun belli bir konuda direnç gösterdiği durumlar ya baskı ihdas etmek üzere bir kalkışmada bulunan güç veya hali hazırdaki baskısını devam ettirmek isteyen güç demek ki direkt olarak eylemlere başvuruyor. Her iki halde de terörün amacı düşünceyi ve düşünmeyi karartmak, insanları galeyana getirmek, böylelikle de bulanık suda avlaya bildiği kadar balık avlamak olacak demektir.
Bizim topluluğumuz yaşama iradesini dışa vurma bakımından başka ülke toplumlarının gıpta edebileceği seviyeyi elinde bulundurmaktadır aslında. Millet olarak varlığını tehlikeye atan büyük zorlamaları her zaman sergileyebilmişizdir evvel Allah. Buna mukabil hedefler bakımından olgunluğu mütevazı kalmıştır bu milletin de sadece sahip çıkılan değerler açısından ise olgunluktan nasibini almamış bir topluma mensubuz ne yazık ki. Evet, sahip çıkılması gereken değerler yedeğinde geliştirilmiş düşünceleri barındırmadığından olgunluk yolunda bizim bir karış mesafe kat etmemize asla ve katta elvermez, izin vermeyecektir. İşte bu nokta terörün bizi vurmaya çalıştığı en zayıf noktamızdır Naylon aydınlara duyurulur