Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Bugün her zamanki gibi kendi tarafınızda olmayan herkesi aşağılayacağı bir şekilde eleştiriyorsunuz. Her zamanki gibi suçu kendi seçtiklerinizde değil, başkalarında arıyor, onların açıklarını ve yanlışlarını bularak onları yerden yere vuruyor, dik durduğunuz için kendinizle övünüyor ve bu yüzden yalnızlaşıyorsunuz. Güzel dostlar… Kimse işin ehli olmayanlarla ve de kaybedenlerle yan yana olmak istemez… Ne ikili ilişkide… Ne iş ortamında… Ne de siyasette… Bu yüzden bireyler; aynı fikirde olmadığı insanlarla, aynı çizgide olmasa da, aynı yolda yürümek zorunda kalabilirler. Siyasette gurur olmaz. Öyle ya… Bu yüzden Davutoğlu’nu bir kere eleştirmediniz… Anayasa değiştirmeye yemin etmiş Babacan’a bir kere ‘’ne alaka?’’ demediniz… Masayı terk eden Akşener’i önce yerden yere vurup, sonra hiçbir şey olmamış gibi ‘’hoşgeldiniz’’ dediniz… Hüdapar da Hüdapar derken Saadet’e ‘’ılımlı onlar ya’’ diye ses çıkarmadınız… Gültekin Onay’a (Uysal mı yoksa?) bile cb yardımcılığı verildi, zerre kadar gıkınız çıkmadı… Niye? Aman siz kazanın da… Eee sonra? Diye sorulunca da ‘’sonrasına bakarız’’ dediniz. Güzel dostlar… Siyaset öngörü, yönetme, liderlik ve cesaret sanatıdır. O yüzden sizin sorgulamanız gereken şey; niye size kendi parti kursa 0,1 oy oranı alacak 74 yaşındaki bir dede itelendi? Niye bu dede, Oğan ve İnce’nin ne kadar güçlenebileceğini öngörüp masayı bu bağlamda kurmadı? Niye bu dede tüm seçim süreci boyunca etkili bir tavır sergileyemedi? (Kalp yaptı, hakkını yemeyelim.) Güzel dostlar… Kişilik, karakter ve siyasi görüş farklı bir değerdir… Şartlar gerektirdiği için çatısı altında olduğu değerlerde bulunma zorunluluğu farklı bir şeydir. Bu yüzden ilk değil, son değil… Kimler hangi partilerden, hangi partilere geçti… Kimler, kimlerle beraber oldu… Bunlar siyasette olağandır. Bu oyunda tabi ki kah dostlarınız, kah potansiyel rakipleriniz sizleri yarı yolda bırakacaktır… Siyasetin doğası budur. Ağlayacaksanız da oynamayacaksınız. Bu yüzden… Siyasi görüşü dışında başka çatılar altına girmek zorunda olanlara çamur atmak tamamen bayağıdır. Özellikle güç de kazanmışlar ise; eleştirmek hem mantıksız, hem de yanlıştır. Dolayısıyla… Size tercih diye itelenenler; her sene bunu göremiyor, siyaseti ve olabilecekleri hala okuyamıyorlarsa artık işgal ettikleri koltuğu bırakmalıdır. Kim bilir? Belki de onların gitmesiyle bahar, lider ve güzel bir gelecek gelecektir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |