Birkaç gün sonra, kargo elemanı kutudaki silikon kadını ve diğer kutudaki tütün sarma makinesini adrese ulaştırmak içini araçla kırsala ilerliyordu, yola aniden hasta bir eşek çıkınca araç yolun kenarına, hendeğe, oradan da bataklığa savruldu, devrildi. Başından hafif yaralı şoför kendine geliyordu, başını sağa çevirdi, bir çift göz ona bakıyordu, kutusundan çıkan silikon kadını ceset sandı ve fırlayıp uzaklaştı. O civardan geçen İsmail merakla olay yerine geldi ve aracı, sağa sola saçılan kutuları incelerden silikon kadını gördü, bir anda dehşete kapıldı, gerçek gibi görünüyordu silikon kadın, yardım için fırladı, iyice yaklaşınca afalladı, hafif bir tekme attı kadının başına, küfür ederek, “gerçek gibisin amk.” Kutuyu dışarı çıkardı. Yere koydu. Büyük bir ilgiyle diz çöktü, kadın yarısı yırtılan kutudan çekti aldı, koruma naylonunu çekti az, kadının üstünde kırmızı etek vardı, eteği kaldırdı, beyaz külot, “vay amk” dedi, “bu çok seksi ya!” diye düşündü, güldü, çok hoştu bu, akrebe dokunacakmış gibi korkarak kadına elini uzattı, birkaç parmağıyla dokunurken nükleer tesiste radyasyon içeren bir numune çubuğuna temas edecek gibi telaşlı, korkuluydu, heyecanlıydı da, çünkü kadın gerçek gibiydi,
Titrek, cılız elleriyle sonunda silikon kadına dokundu,
Kadının güzelliği onu tokatlamıştı, hatta zihnini yumruklamıştı, öyle bir etki alanı içindeydi. Onun hayalinde böyle kadınlar yoktu, hiç görmemişti ki benzerini üretsin zihni, onun iç dünyasında iri memeli kapalı giysiler içinde şişman komşu kadınlar, kızlar vardı, tosun gibi güçlü kızlar, iş yapan, evi çekip çeviren, küfür etti mi en iyi cinsten eden kızlar, kadınlar, şamar, yumruk atan, ailesi için ömrünü süpürge eden, namusu için yaşayan kadınlar, zarif görünmeseler de sonu gelmez bir iyilik, ışık, parlak bir ruh barındıran kadınlar, çapa yapan, ahır temizleyen kadınlar, ömürleri hayvan gübresi gibi zorluklarla geçen, sürekli hareket halinde; ama içi huzurlu kadınlar, ama bu silikon kadın sosyetik, çık kırıldım ve her an sevişmeye hazır ve tuhaf bir bakışı var, sanki şeytani bir çekicilik vardı bu bakışta.. öyle arzulu bir bakış ki. Kırmızı güllerin ilk açma telaşı gibi,
yüzüne yeryüzünün en güzel ışıkları işlenmişti sanki, vücut hatları, onu kucaklamak istedi, çok zamandır, yani yıllardır onu bir annesi kucaklardı, babasıyla he kavgalıydı, ablalarından dayak yerdi, ona sarılacak bir canlı yoktu hayatta, ha bir köpeği