Doğru şeritte olsanız bile, olduğunuz yerde kalırsanız er geç ezilirsiniz. -Will Rogers |
|
||||||||||
|
1) Siyasal İslam maskesi takıp, sadece Muaviye ritüelleri yapmanın Müslümanlık olduğunu sananların; zulüm karşısında sadece kahve zinciri firmasının camlarını indirebildiğini ve yerel sigorta şirketlerini zarara soktuğunu gördüm. 2) Atatürk maskesi takıp, depremzedelere koşulsuz yardım ettiklerini sandıklarımızın; özel sektörde çaycı dahi olamayacak 74 yaşındaki cahil cühela bir dedeye ve onun partisine oy verilmediği için ne kadar kibirli olabildiklerini gördüm. 3) Okumuş etmiş, Atatürk yolunda, vatanı ve milleti için bir şeyler yapmaya çalışanların; nasıl iftiralara maruz kalıp, önlerinin kesildiğini gördüm. Aynı şekilde farklı ülkelerde de çare olacakların aslında istenmediğine, asla seçilemeyeceğine, çünkü insanların hak ve adalet yerine tamamen yasa bükücülerle beraber yeni enerjiler arayarak kolay yoldan kazancı istediklerini gördüm. 4) Bilim insanları diyor diye akla mantığa sığmayan yöntemlerle evlere hapsedildiğimizi, uzun vadede sonucu bilinmeyen aşıları olmak için baskılara maruz kaldığımızı ve de daha tetanoz aşısı dahi olmayan mülteci kardeşlerimizle (ki inşallah uzun vadede nüfus olarak bazı bölgelerde çoğunluğu ele geçirdikleri için sıkıntı olmaz) hep beraber her sabah otobüslerde, metrobüslerde ya da metrolarda; hem tıkış tıkış, hem de tıpış tıpış işlerimize devam edip, sessiz kalmayı tercih ettiğimizi de gördüm. Unutmayalım gerekirse dört maske takın ve nefes almayın… Evde alırsınız. Dolayısıyla; şahsım adına kah bulunduğum toplumdan, kah ise insanlıktan pek bir beklenti içinde olamayacağımı rahatlıkla söylemek isterim. Günümüz insanımsı yaşam formları; elinde bunca teknoloji olmasına rağmen, ne Yaratan’ın vermiş olduğu mesajları kendi dilinde okuyor, ne kendi mensubu olduğu milletin tarihini biliyor, ne de kah adaletsizlik, kah hukuksuzluk, kah ise kötülük karşısında nasıl durması gerektiğini biliyor. Sarı sendikalar da cabası. Özetle günümüzdeki insanımsı yaşam formları; İslam öncesindeki cahil cühela Arap toplumu gibi putlaştırılmış bazı değerlere ve kültlere inanıyor, mevcut konforunun dışına çıkmaya korkuyor, mevcut konforunun dışına çıkıp bir şeyler başaranı çekemiyor; ne dini, ne vatanı, ne de çevresi için iyi bir birey oluyor. Konu hep para olduğu için; ya ay sonunu nasıl getireceğini düşünüyor, fakirliğine üzülüyor; ya da ben bu kadar parayı nasıl, nerede harcar show’umu yaparım diye düşünüyor. Gün sonunda hemen hemen hiç kimse ne Muhammed ne de Ali’nin izinden gidiyor, Yaratan tarafından lanetlenilmişler gibi bencilliklerinde kayboluyorlar.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |