..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Gülün dikene katlanmasý onu güzel kokulu yaptý." -Mevlana
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Türkiye > Aziz Dolu




18 Kasým 2023
Karamanoðullarý Devleti  
Aziz Dolu
Karamanoðullarý Anadolu’nun Türkleþmesine çok büyük emek vermiþtir.


:FIE:
Konya-Adana-Antalya üçgeninde yer alan yöre tarih boyunca Ýzorya, Kilikya gibi adlarla anýlmýþ ve en son Perslerin, Alp Er Tunga’yý hile ile zehirleyip öldürmelerinin ardýndan Sakalarýn (Ýskit) Kafkasya üzerinden Türkistan’a çekilmesiyle Türk egemenliðinden çýkan Anadolu’nun -Hunlar, Hazarlar, Kýpçaklar gibi Türk boylarý da olmakla birlikte- özellikle Oðuzlarýn (Ogur, Uður) çýkýp gelmesiyle tekrar Türkleþmesinin ardýndan Taþeli adýný almýþtýr. Oðuz/Avþar boyundan olan Karamanoðullarý Beyliðinin hüküm sürdüðü topraklar bu yöredir. Karaman, Konya ve Mersin (Ýçel) baþta olmak üzere Afyon, Burdur, Ankara, Sivas, Niðde, Kayseri, Adana, Antalya hatta Halep’e kadar uzanmýþ olsalar da Taþeli yöresi Karamanoðlu Avþarlarý için doðal bir kale görevi görmüþtür.

Söylentiye (rivayet) göre Karamanoðullarýný oluþturan Avþar oymaklarý 10 bin çadýrla ve Sadeddin Bey öncülüðünde Horasan’dan çýkýp önce Azerbaycan’a oradan da Sivas’a gelmiþtir. Bu söylentinin aynýsý bir baþka Avþar oymaðý (aþiret) olan Karahacýlýlar arasýnda da anlatýlmaktadýr. Aradaki tek fark Karahacýlýlarýn Kara Osman adlý bir bey öncülüðünde gelmiþ olmalarýdýr. O tarihlerde Türkler arasýnda biri Türkçe diðeri -belki de lâkap þeklinde- sözüm ona Arapça ad/unvan koyma takýntýsý vardýr. Haliyle hem Karamanlýlarýn hem de Karahacýlýlarýn ilk beylerinin gerçek adlarýný ne yazýk ki bilemiyoruz. Ama iki oymak arasýnda çok yakýn bir kan baðý olduðu açýktýr. Moðollar yüzünden Horasan’dan çýkmak zorunda kalan bu Oðuz oymaðý ve birlikte hareket ettiði diðer Türkmen oymaðý (Boy, oymak ve obalarýn ikiþerli göçmeleri eski bir Türk geleneðidir.) kýþlarý Güney Azerbaycan’a büyük olasýlýkla Urmu (Urmiye) Gölü taraflarýna çekilmekte; yazlarý ise Sivas taraflarýnda göçerek yaylak-kýþlak hayatý sürmektedir. Sadeddin Bey ölünce oymaðýn baþýna Nureddin Bey seçer. Sad ed-din “dinin neþesi”, nur ed-din “dinin ýþýðý” demektir bu arada. Nureddin Bey devletin ne demek olduðunun bilincindedir. Bu yüzden de Sivas’ta bulunduklarý sýrada Bizans’ýn Balkanlardan getirip yerleþtirdiði Bulgar, Hay (Ermeni), Peçenek, Kuman/Kýpçak, Uz (Oðuz) gibi büyük çoðunluðu Türk kökenli paralý askerlerin ve ailelerinin horantasý olan Hýristiyan ahalinin nüfuz alanýnda bulunan Ereðli’yi ve Anadolu Selçuklu Devletine isyan eden Sivas’ý alýp, her iki kentin anahtarýný “Han oðlu han Kalhan oðluyum…” diye baþlayan bir mektupla birlikte Konya’ya, Sultan Alâaddin Keykubat’a gönderir. Onun bu giriþimi ile neredeyse üç yüzyýl sürecek Karamanoðullarý dönemi de baþlamýþ olur. Zira bu jest üzerine Sultan, Nureddin Bey’i tanýmak istemiþ ve aslen Moðol/Ýlhanlý kökenli olan Kayseri beyi (valisi) Cafer’den onu alýp Konya’ya getirmesini istemiþtir. Sultan’ýn, bu genç Oðuz beyinden etkilendiði ve “Emsalsiz bir yiðit ki, gözler görmüþ deðil.” dediði söylenir. Dönüþ yolunda, Cafer Bey, geleceði (istikbali) parlak olan Nureddin Bey’i Kayseri’de bir süre alýkoyar ve onu kýz kardeþi ile evlendirir. Sonrasýnda Sivas’a dönen Nureddin Bey’in burada -beyliðe de adýný verecek olan- oðlu Karaman dünyaya gelir.

Selçuklu sultaný, Taþeli yöresinde bulunan kalelerde yaþayan ve Yörük Türkmen obalarýna eziyet eden Ermenileri hizaya sokmasý için Nureddin Bey’i bu yörede görevlendirir. Üstelik de alýnan kaleler kendisinde kalacaktýr. 10 bin askerle Taþeli’ye gelen Nureddin Bey sýrasýyla Ermenek, Mut, Gülnar, Mara gibi kaleleri fetheder. Bu geliþmeler üzerine Selçuklu sultaný hilat, kýlýç, tabl, âlem gönderir. Böylelikle -henüz adý konmamakla birlikte- Karamanoðullarý Beyliði yasal olarak kurulmuþ olur. Oðlu Karaman’ý yörede býrakan Nureddin Bey Sivas’a, oymaðýnýn baþýna döner. O sýralarda Anadolu’da hayli yaygýn olan Babaîlik tarikatýna girer ve Þeyh Ýlyas’a baðlanarak (intisap) yedi yýl kadar inziva hayatý yaþadýktan sonra onay/icazet alýp onun halifesi olur. Bu tarihten sonra Orta Anadolu’daki Oðuzlar/Türkmenler arasýnda Nuru Sofu (Nuri Sofi) adýyla anýlmaya baþlar. Tekrar Taþeli’ye dönen Nuru Sofu, Silifke’yi de fethederek beyliðin sýnýrlarýný Akdeniz kýyýlarýna kadar geniþletir. Ömrünün son yýllarýna doðru beyliði oðlu Karaman’a býrakarak, Mut’ta bulunan Deðirmenlik yaylasýna çekilir. 1264’de ölünce yine buraya defnedilir. Nuru Sofu’nun türbesi yöredeki Yörük ve Tahtacý Türkmenlerince ziyaretgâh olarak kabul edilegelmiþtir.

Yeri gelmiþken hatalý bulduðumuz bir bilgiye açýklýk getirelim. Bizans’ýn, iyice güçten düþmesiyle birlikte, Karadeniz’in kuzeyinden Balkanlara inen Türk boylarýný -yurtluk verme vaadi ile- Anadolu’nun orta, doðu ve güneydoðu kesimlerine yerleþtirdiðine yukarýda deðinmiþtik. Perslerin devamý niteliðindeki akýnlara ve Arap istilalarýna karþý zamanla Hýristiyanlaþmýþ olan bu Türk topluluklarýný paralý asker (legion/lejyon) olarak kullanan ve bunda da istediðini alan Bizans’ýn o zamana kadar çok güzel iþlemiþ olan savunma düzeni (systeam) -ki Tatikius adýnda Türk kökenli genelkurmay baþkaný bile vardýr- Kafkasya’dan Kýpçak Türklerinin; Horasan üzerinden de Araplarýn Türk-i iman (inançlý/Müslüman Türk) olarak adlandýrdýðý Oðuzlarýn çýkýp gelmesiyle birlikte yerle bir olur. Zira Hýristiyan da olsalar kimi Türkler kandaþlarý/soydaþlarý ile savaþmak istemezler ya da en azýndan gönülsüz davranýrlar. Malazgirt’te, Miryokefalon’da ve daha birçok yerde bu ikilem/çeliþki (paradoks) yaþanýr. Bunun üzerine Bizans yine Balkanlardan göçüp gelmiþ bir topluluk olan Haylarý (Ermeni) devreye sokar. Garnizonlarýn baþýna Hay kökenlileri getirmeye baþlar. Ve tarihî bir yanýlgý da böylelikle baþlar. Misal Hýristiyan olan ve Gregoryen mezhebine baðlý olan kimi Kýpçak topluluklarý günümüzde Hay yani Ermeni sanýlmaktadýr. Bunun en çarpýcý (shock/þok) örneði de Van Gölü’nde bulunan ve anlamý ak tenli Tamara’dan gelen Akdamar Kilisesi’dir. Tamara ise Tomris Hatun’un adýndan gelmektedir. Daha da ilginç olan ise “Ermeni” adýnýn Türkçe oluþudur. Adýný, varlýðýný Türk’e borçlu olup; Türk’e ihanet eden bir topluluktur söz konusu olan.

Her ne kadar 1228’de kurulup, 1487’de yýkýldýðý söylense de Karamanoðullarýnýn 1219/1220’de Nureddin Bey’in Selçuklu sultaný ile görüþmesinin ardýndan kurulup; beyliðin çekirdeðini oluþturan kimi obalarýn 1502’de Azerbaycan’a göçmesiyle fiilen son bulduðunu söyleyebiliriz. Orta Anadolu ve Akdeniz Bölgesi’nde hüküm sürmüþ bir Avþar beyliði olan Karamanoðullarýna, kimi araþtýrmacýlarca Oðuz Devleti de denmiþtir. Ýlk baþkentlerini Ereðli ve/veya Sivas olarak da kabul edebileceðimiz Karamanoðullarý, Selçuklu sultanýnýn daveti ve hatta görevlendirmesi ile Taþeli yöresine gelince Ermenek’i baþkent yapmýþtýr. Lârende’yi alan Karaman Bey, buraya kendi adýný verip baþkenti buraya taþýmýþtýr. Sonrasýnda Konya baþkent olmuþ, Konya’nýn elden çýktýðý dönemlerde ise tekrar Karaman’a dönülmüþtür. Mersin’in Mut ilçesi de uzun süre baþkent olarak kullanýlmýþtýr. Karamanoðullarýnýn zaman zaman Niðde ve Silifke’yi çift baþkent olarak kullandýklarý da olmuþtur. Fatih Sultan Mehmet’le baþlayan süreçte Konya’nýn elden çýkmasý üzerine daha güneye eski yurtlarýna doðru kademeli bir çekilme stratejisi izlerler. Karamanoðullarýnýn siyasal/hukuksal açýdan sona ermesinin ardýndan beylik/devlet içinden bazý oymak ve obalar Alanya’ya çekilerek 1293 yýlýnda -2. Karamanoðullarý Beyliði de diyebileceðimiz- Alaiye Beyliðini kurarlar ve 1471 yýlýna kadar varlýklarýný korumayý baþarýrlar.

Karamanlýlarýn, 1100’lerin sonu-1200’lerin baþý gibi bir tarihte Sadeddin Bey öncülüðünde Horasan’dan çýkýp, önce Azerbaycan’a oradan Þirvan’a ve son olarak da Ermenek taraflarýna geldiklerinde 10 bin çadýrlýk bir nüfusa sahip olduklarý söylenir. Benzer bir söylenti bir baþka Avþar oymaðý olan -baðlý bulunduðumuz- Karahacýlýlar arasýnda da dillendirilmektedir. Anlatýlanlara bakýlýrsa, Karahacýlýlar da Kara Osman adlý bir beyin öncülüðünde 10 bin çadýrla Horasan’dan çýkýp gelmiþlerdir. Göller yöresi ile birlikte Çukurova’da da etkili olan Karahacýlýlarýn Memlüklere kadar uzanan bir geçmiþe sahip olduðu ve özellikle Sis (Kozan) merkezli Savcýhacýlý Oymaðý’nýn devamý olabileceði gözardý edilmemelidir. Þöyle ki, Yavuz Sultan Selim’in Suriye ve Mýsýr’la birlikte Çukurova’dan baþlayýp, Fýrat’a kadar olan yerleri de almasýnýn ardýndan tutulan tahrir defterlerinde geçen “Savcýhacýlý oymaðý” kaydý sonraki dönemlerde birden bire ortadan kaybolmaktadýr. Oymaðýn sürgün veya göçle Göller Yöresi’ne gelmesi burada (Þarkî) Karaaðaç yöresini beylik merkezi yapmasý da olasýdýr. Ki Denizli taraflarýndaki Eþe Daðý/Yaylasý yüzünden hem Germiyanoðullarýna hem de Hamitoðullarýna kafa tutan Avþar oymaðýndan ve Denizli/Acýpayam’dan Kýrýkkale/Keskin’e kadar olan yerlerde söylenen ünlü Avþar bozlaðýndan hareketle Karaaðaç Beyi tanýmlamasýnýn zamanla Karahacýlý’ya dönüþmesi de pekâlâ mümkündür. Söylentilerdeki büyük benzerlikten ötürü Karamanoðullarý ile Karahacýlýlar arasýnda bir kan bulaþýklýðý olasýlýðýný da saklý tutuyoruz. Çünkü Karaman, Aksaray, Niðde ve hatta Ýçel’de (Mersin) bulunan mülkî amirlere gönderilen ve Tekeli ile Karahacýlý oymaklarýna karþý önlem alýnmasý istenen padiþah fermaný da böyle bir olasýlýðý göz önünde bulundurmamýzý zorunlu kýlýyor.

Karaman beylerinin þeceresi Þirvan Han, Kâl Han, Alp Arslan, Ýbrahim Han, Sadeddin Bey ve beyliðin asýl kurucusu kabul edilen Nureddin Bey þeklindedir. Nureddin Bey, çocukluk ve gençlik yýllarýnda o dönem çok yaygýn olan Babaîlik tarikatýna baðlanmýþ ve þeyhlik makamýna kadar yükselmiþtir. Adýnýn Nuri Sufî, Nure Sofî, Nuru Sofu gibi söyleniþ biçimleriyle anýlmasýnýn nedeni de bu þeyhlikten dolayýdýr. Dinî ve siyasî bir hüviyet kazanan Nuru Sofu Bey bölgedeki Oðuz/Türkmenleri etkilemeyi baþarmýþtýr. Ereðli’yi baþkent yapan Nure Sufî (Nuru Sofu) Bey 1250-1256 (?) yýllarý arasýnda beylik sürmüþ, Mut Geçidi’ni aþarak Silifke’ye kadar akýnlar yapmaya baþlamýþtýr. Onu, Ermenek’i ele geçirip baþkent yapan -Ermenek Beyi unvanlý- Kerimüddin Karaman Bey izler. Hukukî anlamda beyliðin temellerini atan Karaman Bey’in, babasýnýn yolundan giderek akýnlara devam etmesi hatta Taþeli’deki Ermeni prensliðine boyun eðdirmesi üzerine Anadolu Selçuklu sultaný 4. Rükneddin Kýlýç Arslan kendisine -o zamanki adý Larende olan- Karaman Kalesi’ni verir. Ve onu yanýna çekmek için evlilik yoluyla akrabalýk kurar. Karamanoðullarýný yanýna çektiðini düþünen Sultan, Alanya-Antalya-Denizli hattýnda kýsmen baðýmsýz hareket etmeye baþlayan ve çoðunluðu Avþar olan Yörük/Türkmen beyliklerinin üzerine yürüyerek, irili ufaklý beyliklere aðýr bir darbe vurur. Sýranýn kendilerine de geleceðini öðrenen ve/veya sezen Karamanoðullarý bu geliþme üzerine 20 bin atlý ile Konya üzerine yürür. Vezir Pervane komutasýndaki Selçuklu ordusu Gavele Kalesi önünde yapýlan savaþý kazanýr. Karaman Bey kaçýp kurtulsa da kardeþleri tutsak alýnarak asýlýr. Bu olayýn üzüntüsüne dayanamayan Karaman Bey kýsa süre sonra ölürken, beylik de daðýlma noktasýna gelir. Bu acýklý (dramatik) son yeni bir baþlangýca kapý aralar. Karamanoðullarýnýn ayaklanmasýndan çekinen Selçuklular, Karaman Bey’in tutsak alýnan erkek çocuklarýný salarken, en büyük oðlu olan Þemseddin 1. Mehmet’i bey olarak tanýr. Mehmet Bey, Moðollara karþý ayaklanan Hatýroðullarý Beyliðine askerî yardýmda bulununca Moðollarýn boyunduruðunda olan Selçuklular, daha önce de Karamanlý ülkesine vali olarak atadýklarý Bedreddin Hotenî komutasýnda bir orduyu Mehmet Bey’in üzerine gönderirler. Göksu’da yapýlan savaþta Selçuklular çok aðýr bir yenilgi alýr. Zaferden sonra Akdeniz kýyýlarýna yönelen Mehmet Bey burada Selçuklularý bir kez daha yener. Diplomasiyi iyi bilen Mehmet Bey’in bu süreçte Eþrefoðullarý ve Menteþeoðullarý beyliklerinden yardým aldýðý bilinmektedir. Ardýndan da hem Selçuklu’ya hem de Moðollara karþý baðýmsýzlýðýný ilân eder. Bu tarihi, devletleþme sürecinin baþlangýcý olarak kabul edebiliriz. Mehmet Bey, Moðol/Ýlhanlý ordusunu Fýrat kýyýsýnda durduran Memlük sultaný Baybars’ýn siyasî desteði ve Eþrefoðullarý, Menteþeoðullarý gibi kader birliði yaptýðý Oðuz/Türkmen beyliklerinin askerî desteði ile tekrar Konya üzerine yürür. 10 bin kadar askerle Konya’yý ele geçiren Mehmet Bey, Ýzzettin Keykavus’un Bizans’ta (Ýstanbul) yaþayan oðlunu tahta geçirmek istese de bu þehzadeden umduðunu bulamaz. Bunun üzerine Gýyaseddin Siyavuþ’u tahta çýkarýr. Kendisi de vezir olan Mehmet Bey, Mayýs 1277’de Türkçeyi resmî dil ilân eden ünlü fermanýný yayýnlar. Güç birliði oluþturmak için olsa gerek, diðer Oðuz/Türkmen beyliklerine bir dizi geziler/ziyaretler düzenleyen Mehmet Bey, Germiyanlý yurdunda kýrk gün kadar kalýr ve Germiyan beyi, kýzýný Mehmet Bey’le evlendirir. Devlet mekanizmasýný da eline alan Mehmet Bey açýktan Moðollarla mücadeleye baþlar. Konya’yý aldýktan sonra kendisine destek olmayan ya da Anadolu Selçuklu Devleti’nin otoritesini tanýmakta isteksizlik gösteren Sahipataoðullarý ve Germiyanoðullarý üzerine yürüdüðü sýrada Selçuklu sultaný Moðol/Ýlhanlýlara baðlýlýðýný bildirir ve Konya bir kez daha Moðol/Ýlhanlýlarýn eline geçer. Geri dönen Mehmet Bey’e kalenin kapýlarý açýlmaz. Mehmet Bey ordusu ile birlikte Ermenek’e çekilir. Moðol/Ýlhanlý hükümdarý Abaka Han Selçuklu-Moðol ordusunu Karamanlýlarýn üzerine gönderir. Mehmet Bey üzerine gelen bu birleþik (müttefik) orduya karþý sayýca az olan kuvvetleriyle kahramanca karþý koysa da iki kardeþiyle birlikte ölür. 1261-1283 yýllarý arasýnda hüküm süren Mehmet Bey, kuruluþ aþamasýnda olan beyliði devletleþme sürecine sokmuþtur. Ondan geriye Türk tarihine altýn harflerle yazýlan “Bu günden sonra divanda, dergâhta ve bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden baþka dil konuþulmayacaktýr.” þeklindeki ünlü fermaný kalmýþtýr. Karamanoðlu Mehmet Bey konusunu Fatih Sultan Mehmet’in bir hatasýný naklederek noktalayalým. Fatih, Karamanoðullarýna son vermek için Sadrazam Mahmut Paþa ile Gedik Ahmet Paþa’yý görevlendirir. Bunlar Karaman mülkünü ele geçirir. Karaman’daki bilginler (âlim), sanatkârlar, zanaatkârlar Ýstanbul’a sürgün edilir. Bizans ordusunda görev yapan ve fetihten sonra Osmanlý hizmetine giren Rum Mehmet Paþa bu kadarla yetinilmesine karþý çýkar, Fatih’in aklýný çelip onun da iznini aldýktan sonra bir ordu ile Taþeli yöresine gelir. Bölgedeki Avþar oymak ve obalarý -baþta Trakya/Balkanlar olmak üzere- yurdun dört bir yanýna sürülür. Rum Mehmet Paþa iþi o derece ileri götürür ki Karamanoðullarýna ait mezarlara varýncaya kadar yakýp yýkar. Ve ne yazýk ki bu yakýp yýkmalardan Karamanoðlu Mehmet Bey ve ileri gelenlerin Mersin’in Mut ilçesine baðlý Balkusan Köyü’nde bulunan türbeleri, mezarlarý da nasibini alýr. Rum Mehmet Paþa’nýn, Türklerden Bizans’ýn intikamýný almak için böyle davrandýðýný söyleyen araþtýrmacýlar da vardýr. Sonraki birkaç yüzyýllýk süreçte Avþarlar, Diyarbakýr-Aydýn hattýndaki topraklardan sökülüp Trakya, Balkanlar, Karadeniz kýyýlarý, Güney Kafkasya, Suriye, Kýbrýs hatta Kuzey Afrika diye giden yörelere/bölgelere sürgün edilmiþlerdir.

Mehmet Bey’den sonra yerine kardeþi Güneri Bey geçer. Önceleri suya sabuna dokunmayan Güneri Bey bir süre sonra Ermeni prensliðinin elinde bulunan Tarsus’a hücum eder. Karamanoðullarýnýn tekrar yayýlmacý bir siyaset izlemeye baþlamalarý üzerine Ýlhanlýlar, hukuken kendilerine baðlý olan Selçuklulara baský yaparak önlem almalarýný ister. Selçuklu sultaný Gýyaseddin Mesut bizzat ordusunun baþýna geçerek Karamanlý yurdunu talan eder. Bu süreçte akýllý bir taktik uygulayarak Toroslara çekilen Güneri Bey, ortalýk durulduktan sonra Eþrefoðullarý beyini de yanýna alarak Konya’ya gider ve Sultan’a baðlýlýklarýný bildirir. Olaylar tam duruldu derken bir türlü kendilerine boyun eðmeyen (biat etmeyen) Karamanlýlara karþý harekete geçen Moðol/Ýlhanlý ordusu Karamanlý yurdunu yakýp yýksa da Toroslara çekilen Güneri Bey’i ve adamlarýný ele geçiremez. 1300 yýlýnda ölen Güneri Bey’den sonra sýrasýyla kardeþi Bedreddin Ýbrahim Bey, 1308-1312 yýllarý arasýnda hüküm süren ve baþkenti Konya’ya taþýyan Yahþý Han Bey, 1. Burhaneddin Musa Bey, Alâeddin Halil Mirza Bey, 1. Bedreddin/Mec(i)deddin Ýbrahim Bey, Fahreddin Ahmet Bey, Semseddin Bey, 1351’de ikinci kez bey olan ve baþkenti Mut’a taþýyan Hacý Sufî 1. Burhaneddin Musa Bey, Seyfeddin Süleyman Bey, 1. Damat Alâeddin Ali Bey, Sultanzade Nasýreddin/Gýyaseddin 2. Mehmet Bey, 2. Damat Bengi Alâeddin Ali Bey, Karamanoðlu 2. Ýbrahim Bey, Sultanzade Ýshak Bey, Sultanzade Pîr Ahmed Bey, Kasým Bey ve 1483-1487 yýllarý arasýnda hüküm süren Turgutoðlu Mahmut Bey’le Karamanoðullarý da tarihteki yerini almýþtýr.

Þehabeddin Ömer tarafýndan yazýlmýþ olan Mesâlik-ül Ebsâr adlý eserde 1300’lerin baþýnda Karamanoðullarýnýn yarýsý atlý yarýsý yaya olmak üzere 50 bin askerinin olduðu bildirilmektedir. Ki o döneme göre bu sayý hiç de azýmsanamayacak bir askerî güç demektir. Üstelik Sivas’tan 10 bini anca bulan yani bir tümen kadar askerle yola çýkmasýna raðmen -þeyhlik, cihat/gaza gibi olgularýn da etkisiyle- Karamanoðullarý ordusunun kýsa sürede 70 binleri bulduðu da kaynaklarda geçmektedir. Kýbrýs ve Cenevizlilerle ticarî iliþkiler kuran, tersane ve donanma kuran dahasý Mersin-Antalya arasýndaki sahil kasabalarýna ve limanlara hâkim olan, para basan Karamanoðullarý, Anadolu’daki beylikler arasýnda devletleþme sürecine en erken baþlayan ve süreci en erken tamamlayan beyliktir. Ýlk mehter takýmýný kuran, ilk Türkçe týp kitabýný çýkaran da Karamanoðullarýdýr. Diðer Türk beyliklerinin aksine Arap alfabesini kullanmamýþlar, kendi oluþturduklarý Karaman alfabesini kullanmýþlardýr. Özellikle Balkanlar üzerinden gelerek Anadolu’ya yerleþmiþ olan Hýristiyan Türkler de Karamanoðullarýyla kaynaþmýþ, onlarýn yönetimlerini benimsemiþlerdir. Karaman mülkünde -özellikle mezarlýklarda- Grek (Bizans) alfabesiyle yazýlmýþ çok sayýda Türkçe anýt (kitabe) bulunmaktadýr. Yine bu Hýristiyan ahali, Karaman beylerini kral olarak adlandýrmýþlardýr. Tüm bunlar Karamanoðullarýnýn, Müslümanlar kadar Hýristiyanlarca da benimsendiði anlamýna gelmektedir. Çünkü aralarýnda soy birliði vardýr. Cumhuriyet’in ilânýndan sonra, anadili Türkçe olan bu insanlarýn -sýrf ümmetçilik takýntýsý yüzünden- Yunanistan’a gönderilmeleri büyük hata olmuþtur.

Karamanoðullarýnýn bayraðý günümüzde Ýsrail bayraðýnda da yer alan ve Ýslâmî kaynaklarda Süleyman mührü olarak adlandýrýlsa da geçmiþi Musevî Hazar Devletine ve hatta ondan çok daha gerilere kadar gitmektedir. Gök ve yer temalý bu bayrak iç içe geçmiþ iki üçgenden oluþmaktadýr. Türklere ait olan bu simge -Candaroðullarýndan tutun da Barbaros Hayrettin Paþa’nýn donanma sancaðýna kadar- birçok dönemde ve birçok yerde kullanýlmýþtýr.

Karamanoðullarý Taþeli yöresine geldiðinde burada bir hayli Hýristiyan nüfus vardýr. Bizanslýlarýn baþlangýçta Ýran’a sonrasýnda Araplara ve ardýndan gelen Türklere karþý ileri karakol (garnizon, lejyon) amaçlý olarak Orta Karadeniz, Doðu Anadolu, Kapadokya, Taþeli, Gaziantep/Halep gibi gibi yörelere yerleþtirdiði bu topluluklar arasýnda Hýristiyanlýðý benimsemiþ olan Uz(Oðuz/Ogur), Peçenek, Kuman-Kýpçak, Bulgar boylarýndan Türkler önemli yer tutmaktadýr. Dahasý Trakya üzerinden Güneybatý Anadolu’ya girip, Toroslarý takip ederek zamanla doðuya doðru ilerleyen Taþeli’deki Ermeniler de bu Türklerle birliktedir. Bir kýsým Ermeni ise buradan Türkiye-Suriye arasýnda bir hat olan Güneydoðu’ya oradan da Kafkasya’ya Arman/Armen denen yöreye çýkmýþlardýr. Günümüz Ermenilerinin kökeni Hay olup; geçmiþi Sakalara kadar giden ve Güney Kafkasya’da coðrafî bir yörenin adý olan “Armen/Ermen” sözcüðünün/teriminin kökeni Türkçedir. Karamanoðullarýný diðer Türk beyliklerinden ayýran en önemli özelliklerden biri de burada karþýmýza çýkmaktadýr. Diðer beylikler boþ bulduklarý bir yere konup, orasýný yurt tutarken; Karamanoðullarý, baþlarýnda Hay/Ermeni prenslerin bulunduðu Taþeli yöresindeki bu Hýristiyan garnizonun/koloninin topraklarýnda kurulmuþtur. Yeri gelmiþken, kimi tarihçilerin düþtüðü bir hata da þudur: Yukarýda da belirttiðimiz gibi, yöredeki nüfus sadece Ermenilerden oluþmamaktadýr. Bölgede Kilikya Ermeni Krallýðý gibi bir oluþum söz konusu deðildir. Bizans’a baðlý diðer tekfurluklara benzer bir yapý vardýr. Onda da yönetici Ermeni olsa da halkýn çoðunluðu Hýristiyan Türk boylarýndan oluþmaktadýr. Bunun nedeni de Hýristiyan Türklerin Müslüman Türklerle savaþmak istememesi yüzünden Bizanslýlarýn yönetici tercihini Ermenilerden yana kullanmýþ olmalarýdýr. Ki Bizans kendi açýsýndan haklýdýr. Çünkü seyrek sakalý yüzünden Köse Mihal olarak anýlan Harmankaya tekfuru da bir Kýpçak Türk’üdür ve Müslüman Türklerle iþbirliði yapmýþtýr. Osmanlý’nýn da -Yavuz Sultan Selim’in týmar düzeninden 2. Abdülhamit’in Hamidiye alaylarýna varýncaya kadar- neredeyse her konuda Alevî Oðuz/Türkmen oymaklarýna karþý Sünnî-Þafiî iklimdeki Gurmanç (Kürt) oymaklarýný tercih ettiði de unutulmamalýdýr. Dahasý Cumhuriyet’in ilk yýllarýnda -Hýristiyan olduklarý gerekçesiyle- Yunanistan’a gönderilen ve “Karamanlý Türkleri” denen insanlarýn büyük çoðunluðu da yine Karamanlý ülkesinden gönderilmiþtir. Bizanslýlar, Perslere ve sonrasýnda Arap/Emevîlere karþý kurduðu ve temelini Türklerin oluþturduðu yapýnýn baþýna Ermeni kökenli prensleri atamýþtýr. Deðiþikliðin temel nedeni bu kez Müslüman Oðuzlarýn çýkýp gelmesidir. Taþeli yöresinde olan biten budur. Benzer bir durum Doðu Karadeniz-Anadolu hattýndaki Atabekler yani Kýpçak beyliði için de geçerlidir. Selçuklularla Ani Kalesi önünde savaþan ve yanlýþ bir tanýmlama ile Bizans ordusu denen kuvvet Hýristiyan Kýpçaklardýr. Kastamonu adý bile bu tür bir görevlendirme ile bölgeye yerleþtirilen bir tümen (10 bin) Kaþka Türk’ünden gelmektedir. Karamanoðullarý, Hýristiyan nüfusun yoðun olduðu bir bölgede kurulmasýna ve Müslümanlarla Hýristiyanlarýn iç içe olduðu sosyokültürel-sosyoekonomik bir temele dayanmasýna raðmen Anadolu’da en etkili ve uzun ömürlü beylik olmayý baþarmýþtýr. Türk tarihine yaptýklarý hizmetler ve vefa, vicdan gibi ölçütler göz önüne alýndýðýnda biz, kimilerince Oðuz Devleti olarak da anýlan Karamanoðullarýnýn beylik deðil, devlet olarak anýlmasýnýn daha doðru olacaðýný düþünüyoruz. Kaldý ki Karamanoðullarý, Cumhurbaþkanlýðý forsunda yer alan devletlerin birçoðundan daha uzun süre yaþamýþtýr.

Azerbaycan-Sivas arasýnda yaylak-kýþlak bir hayat sürerken Ereðli’yi alýp, 1250-56 yýllarý arasýnda burayý baþkent yapan, 1256-1261 yýllarý arasýnda Ermenek’i baþkent yapan, yine Larende’yi alýp hem Karaman hem de baþkent yapan, sonralarý kimi zaman Konya’yý kimi zaman Mut’u baþkent olarak kullanan Karamanlýlar gittikleri yerleri imar etmekten de geri durmamýþlardýr. Aksaray’daki Ulucami; Ermenek’teki Havasýl Camisi, Ulucami, Tol Medrese; Karaman’daki 12 köþeli ve sivri kubbesi ile kendine özgü bir eser olan Ýbrahim Bey Kümbeti, Ýbrahim Bey Ýmareti, Nefise Sultan Camisi, Aktekke Camisi; Konya’daki Nasuh Bey Darülhuffazý, Has Bey Darülhuffazý, Hasbeyoðlu Mescidi; Niðde’deki Ak Medrese, Zinciriye Medresesi; Göksu’daki Görmel Köprüsü diye giden yüzlerce eser Karamanoðullarýna aittir. Darulhuffaz (Dar-ül Huffaz) hafýzlýk eðitimi verilen yer demektir bu arada. Alanya’yý aldýktan sonra burada bir de tersane kurulmuþtur. Antalya’nýn merkez ilçelerinden olan Muratpaþa’ya adýný veren ve yine buradaki tarihî Muratpaþa Camisi’ni yaptýran da bir Karamanoðlu olan Murat Bey’dir. Türkçeye büyük önem veren Karamanoðullarý bu yönüyle Türkiye tarihinde tektir. Anadolu’da ilk Türkçe týp kitabý Karamanoðlu Ýbrahim Bey döneminde Mecmu’atu’l Feva’id adýyla Beþir Çelebi tarafýndan yazýlmýþtýr. Anadolu’da ilk Türkçe Kuran tefsiri 1314 yýlýnda Karamanoðlu Halil Mirza Bey adýna yazýlmýþtýr. Yine Osmanlýlarýn ordu sancaðý olarak kullandýðý üç hilal simgesi de Karamanoðullarýndan yadigârdýr. Türk dili, irfaný (culture) açýsýndan bir Mehmet Bey’in, bir Yunus Emre’nin, bir Kaygusuz Abdal’ýn, bir Pîri Reis’in yeri doldurulabilir mi? Yunus Emre’nin Karamanlý ülkesinde doðup-yaþadýðýný, Karaman’da doðan Pîri Reis’in ilkokul çaðýna gelince -Alâaddin Ali Bey’in hanýmý Nefise Sultan tarafýndan yaptýrýlan- Hatuniye Medresesi’nde öðrenimine baþladýðýný, Türkçe âþýðý Kaygusuz Abdal’ýn Alanya’daki Karamanlýlardan olduðunu biliyor muydunuz? Mustafa Kemal Atatürk’ün, Rauf Denktaþ’ýn, Barýþ Manço’nun Karaman’dan sürgün edilmiþ Yörük/Türkmenlerinden olduðunu?!..

Nure Sufi, Karaman, Mahmut, Mehmet, Halil, Alâaddin Ali, Ýbrahim… diye uzayýp giden çok sayýda bey çýkarmýþ olan Karamanoðullarýnýn evlilikleri de ilginçtir. Misal Nure Sufi Bey’in eþi Selçuklularýn Kayseri emiri (vali) olan Moðol/Ýlhanlý Türklerinden Cafer Bey’in kýzýdýr. 41 yýl beylik süren Alâaddin Ali Bey, 1. Murat’ýn kýzý Nefise Sultan’la evlidir ve kayýn biraderi Yýldýrým Bayezid tarafýndan idam ettirilmiþtir. Fatih Sultan Mehmet, Karamanoðlu 2. Ýbrahim Bey’in kýzýyla evlenmiþtir filan. Osmanlý kuruluþ ve geliþme dönemlerinde Anadolu beylikleriyle kýz alýp verme uygulamasýna sýkça baþvurmuþtur. Yavuz Sultan Selim de Dulkadiroðlu Alâüddevle Bey’in kýzýyla evli olmasýna raðmen Mýsýr seferi sonrasýnda yaþý epey ilerlemiþ olan kayýnpederini idam ettirmiþtir. Kýz alýp verme geleneði bundan sonra pek görülmez. Gelsin cariyeler, gitsin odalýklar…

Osmanlý ile Karamanlýyý karþýlaþtýrýnca ilginç bir farklýlýk da her iki devletin yönetim anlayýþýnda karþýmýza çýkar. Osmanlý’nýn aksine, Karaman ülkesinde saltanat kavgasý görülmez. Hele de kardeþ ve yeðen katli gibi uygulamalar kesinlikle yoktur. Hatta ülkelerini ele geçirmek için gelip, kendilerine esir düþen askerleri, komutanlarý bile affettikleri sýkça görülen bir durumdur. Türk töresine göre yönetilen ülkede yetkiler tek elde/kiþide toplanmamýþ; yetki ve sorumluluklar illere daðýtýlmýþtýr. Bu yönüyle Büyük Selçuklularda gördüðümüz “Atabeyler” uygulamasýnda olduðu gibi güçlü yerel yönetimlerle hüküm sürdüklerini ve ancak savaþ gibi olaðanüstü durumlarda yetkinin tek elde toplandýðýný söyleyebiliriz. Onda da kurultay (istiþare) geleneði son ana kadar yaþatýlmýþtýr.

Osmanlý ve diðer beylikler… Ýlk dönemlerde evlilikler veya cihat amaçlý olarak Batý Anadolu’daki bütün beylikler Osmanlý’nýn Balkanlardaki ilerleyiþine destek olmuþlardýr. 1389’da Osmanlý ile Sýrplarýn baþýný çektiði Batý ittifaký arasýndaki savaþta Germiyan, Hamid, Menteþe ve Saruhan beyliklerinin askerî kuvvetlerinin büyük yardýmý olmuþtur. Buna Karamanoðullarý da dâhildir. Misal Fatih’in Trabzon seferinde bile Karamanoðullarýnýn askerî anlamda önemli katkýsý söz konusudur. Yine Osmanlý zaman zaman da tam tersi bir siyaset izleyerek Bizans’tan, Sýrplardan vd. askerî yardým alarak Karamanoðullarý üzerine de yürümüþtür. Örneðin 1. Murat dönemindeki bir sefer sýrasýnda Sýrplar, Konya’yý yaðmalamýþ, istenmeyen olaylar olmuþ ve aþýrýya kaçan bazý Sýrp askerler idam edilmiþtir. Ki bu olay, sonradan meydana gelen 1. Kosova Savaþý’nýn da nedenleri arasýndadýr. Ama ayný siyaset Fatih döneminde çok daha acýmasýzca uygulanmýþtýr. Osmanlý hizmetine giren Bizanslý bir komutan emrindeki Osmanlý ordusu ile Taþeli yöresine yani Karaman ülkesine gelmiþ mezarlara/türbelere varýncaya kadar bütün Karamanlý mülkünü yakýp yýkmýþtýr. Dahasý Osmanlý ordusuna kumanda eden Gedik ve/veya Öküz Ahmet Paþa, Türk töresini çiðneyerek Karamanlýlarýn gönderdiði ve 20 kadar bilgeden (âlim) oluþan elçilik heyetini kýlýçtan geçirtmiþtir. Gedik Ahmet Paþa sonraki dönemlere de kötü örnek olmuþ ve özellikle Balkan kökenli kimi devþirme paþalarýn Anadolu’da Yörük/Türkmenlere özellikle de Alevî-Bektaþi iklimde yaþayan Avþar, Beydili vd. kökenden oymaklara, obalara karþý çok sert hatta acýmasýz bir siyaset izlenmiþtir. Misal Yavuz Selim’in idam ettirdiði Dulkadiroðullarý Beyi Alâüddevle Bey ayný zamanda Yavuz’un kayýnpederidir. Anadolu’dan -büyük çoðunluðu Avþar olmak üzere- Oðuz/Türkmen Yörükleri ve hatta kimi Kýpçak/Tatar oymaklarý Balkanlara sürgün ve/veya zorunlu iskan edilmiþlerdir. Zaman zaman Aydýn, Candar, Germiyan, Hamid, Menteþe, Saruhan gibi Türk beyliklerinin Karamanoðullarýnýn öncülüðünde birleþmeleri üzerine misal Yýldýrým Bayezit, Sýrp Kralý’nýn kýzý -ve Çelebi Mehmet’in annesi- Despina ile evlenerek ittifak kurma yoluna da gitmiþtir. Ankara Savaþý’nda bir kýsým Anadolu beyliklerinin Timur tarafýna geçmesinin bir nedeni de Yýldýrým’ýn, beyliklerden gelen askerlerin baþýna -kayýnbiraderi olan- Sýrp prensini komutan yapmasýdýr. Bu durumu gururlarýna yediremeyen Oðuz/Türkmen askerler “keferenin emrine mi gireceðiz” diyerek Timur tarafýna geçmiþlerdir. Zaten Ankara Savaþý da Osmanlý ve Türk tarihi açýsýndan bir kýrýlmaya yol açmýþ ve Osmanlý bu tarihten sonra Oðuz/Türkmenlere yönetimde yer vermemeye baþlamýþtýr. Dahasý Oðuz/Türkmenlerden kýz alýp-verme uygulamasýndan vazgeçerek nerdeyse tamamen odalýk (cariye) uygulamasýna yönelmiþtir. Yeri gelmiþken oldukça ilginç bir bilgi… Karamanlý mülkü olan Alaþehir’in Bizans’taki adý Filadelfiya’dýr. Þimdilerin Amerika’sýndaki -basketbol takýmýyla ünlü- Filadelfiya’yý ve 1800’lerin Anadolu’sunda -ayrýk otu gibi- ülkenin her yerini saran Amerikan misyoner okullarýný yan yana koyup, sorgulamalýsýnýz. Avrupalýlar bile “Türk’ün Hýristiyan’ýna Ermeni denir” derken bizi nasýl ayrýþtýrdýlar sanýyorsunuz?

Moðollar yüzünden Horasan’ý terk eden, Anadolu Selçuklu Devleti himayesinde özellikle de Sultan Alâeddin Keykubat ile çok iyi iliþkiler geliþtirerek yeni bir yurt edinen Karamanlýlar, Selçuklu Devleti’ne karþý sonuna kadar vefalý davranmýþlardýr. Devleti korumak için Moðol/Ýlhanlý Devleti ile, Memlûkler (Ed-Devlet’it Turkiyya) ile hatta Ýlhanlýlara yardýma gelen Kýrým Hanlýðý ordusuyla bile savaþmak zorunda kalmýþlardýr. “Selçuklu’yu Selçuklu’dan korumak için” Selçuklu ordusu ile ve yine yurtlarýný korumak için -Rumlarý ve Sýrplarý da yanýna alan- Osmanlý ile kýyasýya bir mücadele vermiþlerdir. Ahýska’ya, Balkanlara, Kýrým’a, Kýbrýs’a, Suriye’ye, Kuzey Afrika’ya daha birçok yere sürülmüþlerdir. Gittikleri yerde tuð/bayrak dikmekten geri durmamýþlardýr. Örneðin sürgün edildikleri Trablusgarp’ta (Libya) bile bir Karamanlý Beyliði (1711-1835) kurmayý baþarmýþlardýr. Sonuna kadar Türklük bilincinden taviz vermeyen Karamanlýlarýn bazý oymaklarý en sonunda da Taþeli’yi býrakýp Azerbaycan’a geri dönmüþtür. Kimi araþtýrmacýlar Karamanoðullarýnýn, Avþarlarýn Kaçar oymaðýndan olduklarýný ileri sürmektedirler. Bu bilgi doðru ise Avþarlarýn Kýrklý oymaðýndan olan Horasanlý Nadir Þah’ýn Azerbaycan-Ýran-Afganistan hattýnda kurduðu Avþarlar Devleti’nin devamýnda -Nadir’in suikast sonucu ölmesi üzerine- bayraðý devralan ve 1925 yýlýna kadar Ýran’ý yöneten Kaçarlar “bizim Karamanlýlardan” baþkasý deðil demektir. Sözün özü Azerbaycan candýr, Ýran heyecandýr!.

Aziz Dolu Atabey
Serik-21.05.2020



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn türkiye kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Anadolu'nun Türklüðü

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Araplarýn Mevali Takýntýsý ve Türkler
Maya Dili ile Türk Dili Arasýndaki Ortak Sözcükler
Kaþgar'dan Karaman'a Türkçemiz
C/esaret
Büyük Türk Þairi Genceli Nizamî
Türkler Bin Boydur Biri de Moðol’dur
Yankýlý Deðil Yalýn Türkçe
Türk Kültüründe Kadýnýn Yeri ve Önemi
Türkçenin Gücü

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bilge Þehirli [Þiir]
Aldýrma Be Gönül [Þiir]
Aldýrma Be Gönül [Þiir]
Zaman Havuzu [Þiir]
Ganire Bacý [Þiir]
Sevesim Var [Þiir]
Toroslar [Þiir]
Metafizik Ürperti [Þiir]
Yer Beni [Þiir]
Gönül Mahzenimde Yýllandýkça [Þiir]


Aziz Dolu kimdir?

Avþar Yörüklerinden. .

Etkilendiði Yazarlar:
Edebiyat, dilbilimi (filoloji), sosyoloji, tarih...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Aziz Dolu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.