Ayrýldýk; bir buðdayýn baþaktan ayrýlýþý gibi deðil bir kovanýn çekirdeðiyle vedalaþmasý gibi.Önce cinsiyet ayýrýmý yaptýlar peþine yediye böldüler yurdu,her bölgeye bir isim verip diðer bölgeyi düþman ilan ettiler.Sað-sol diye taraflar yaratýrken insanlarý zengin fakir diye sonu belli merdivenlere basamak yaptýlar ve yüreði sevgi nedir bilmeyen doðuþtan fakirleri o tahta sultan yaptýlar.Yetti mi? O da yetmedi insanlarýn sýcak yüreklerini birbirinden ayýrmaya...Ve mezhepleri meze yaptýlar nefislerinin masasýnda.Çok canlar yaktýlar,bir çok caný hayatla sevdiði arasýnda barut yapýp o kovanýn dip kýsmýna ansýzýn vuran iðne oldular ama özünde sevmek yatan yürekleri yine de ayýramadýlar.Yüreði sýfýr çekerken üstünde bol sýfýrlar bulunan kaðýt parçasýna sahip olaný kocaman gösterip taparlarken o sýfata anlam veren en baþtaki rakamlarý görmezden gelip yerden yere vurdular.Aslýnda insanlarý birbirine düþürüp kutuplaþtýrýrken hem kendilerini hem de insanlarýn güvenini sýfýrladýlar ama sevmenin din,dil,ýrk gözetmeksizin doðuþtan var olan iki el,iki ayak,iki göz gibi büyüyen gizli bir organ olduðunu hala anlayamadýlar.Ey benim doðmadan ana rahminde sevgiyle beslenmiþ insaným; sen ne kadar bu kutuplaþmalarda bir yana kayýp gitsende,göðüs kafesini oluþturan kaburgalarýnýn koruduðu bir yumruk büyüklüðündeki kalbinin içinde her daim seninle büyüyen sevgiyi istesende yok edemezsin...