Ýnsan gülümsemeyle gözyaþý arasýnda gidip gelen bir sarkaçtýr. -Byron |
|
||||||||||
|
Dunyayi bir telas kaplamisti. Vagonlarin etrafinda insanlar sadece vagonlara ulasmaya calisiyorlardi. Evet sozcukler artik yasakliydi, yoklardi. Gerçekten de yoklar mýydý? Henüz farketmemiþlerdi yasak olanýn baskasini yazmak, baskasini konusmak ve hatta baskasini susmak olduðunu. Kelimeler degildi yasakli olan aslinda yasakli olan baskalariydi. Suan farkinda degillerdi sadece... Cunku hicbiri kendisini konusmayi denememisti. Cunku yasak olan kelimler degil, baskalariydi, insanlarsa unutmuslardi kendilerini konusmayi. Kelimeleri kullanamayan insanlar dusunmeye zorluyorlardi kendilerini. Zorlanýyorlardý, çünkü paslanmýþtý düþünce nöronlarýnýn raylarý.. Kelimeler olmadan dusunmek de zordu sanki. Sahi kelimesiz dusunulebilir miydi derken, bunu dusunen insan konusmaya basladi. Evet sözcükler dile gelmiþti. Gittikce karmasiklasiyordu. Neden ben? Neden þimdi? ''Peki ya digerleri'' dedigi anda kayboldu kelimeler.. Yeniden sessizliðe gömüldü. Bilemedi ''diðerleri'' dememeliydi. Heniz farkýnda olmadýklarýndan biri de buydu. Dünyanýn bambaþka bir yerinde baska bir insan daha anlamsýzca trene ve kelimelere ulaþmak yerine, düþünmeyi tercih etmiþ olmalýydý ki kelimeler yeniden meydandaydi. Soruyordu insan; kimdi kelimelerle insanlari ayiran? Bir gecede nasýl tüm dünyayý kuþatan bir tren peyda oluvermiþti? Bir türlü cevap bulamýyordý kimdi uzaklaþtýran kelimeleri. Peki neden simdi konusabiliyordu? Ne zaman kelimeleri kullanma izni vardi ? Emri veren kimdi? Keliemlerle yüklü vagonlarýyla, siyah dumanlar saça saça, sonsuzluga giden o tren de neyin nesiydi? Baþýmýza gelen her kötü þeyde ilk aklýmýza gelen suçlu, kim olduðunu bildiðimiz ya da bazýlarýnýn kim olduðunu bilmediði ama artýk kalýplaþmýþ, bizdenleþmiþ ve sanki çok yakýndan tanýdýðýmýz birinden bahsedercesine bahsettðimiz ''egemen güçler'' miydi bunu yapan, kelimeleri bizden uzaklaþtýran? Amaçlarý ne olabilirdi? Sorunu tanýmlayamýyordu ki çözüme ulaþmak için nasýl yol alabilirdi? Düþünmeye devam etmeliydi. Yalnýzdý. Düþünmeye devam ediyordu insan. Bir sabah uyandiginda konusamadiginin farkina varan milyarlarca insan, gizemli kara vagonlu trenin pesine düstü. Farkinda olduklari tek sey konusamadiklariydi. Gördükleri bir tren vardý, penceresi dahi yoktu, muhtemelen kelimeler içinde hapsolmuþtu, ve trenin peþinde milyonlarca insan vardý, onlarcasý binlercesi trenin peþine düþtüklerine göre hepsi de bunu yapmalýydý. Binler, milyonlar olmuþtu, milyonlar da milyarlar... Telaþla kovalýyorlardý. Bilmiyorlardý. Düþünmüyorlardý. Konuþamýyorlardý. Bilmedikleri seylerden biri de kelimeleri vagonlara yükleyenin bir grup dunyayi degistirecegine inanan genc insan olduðuydu. Ýnsanlar baþkalarý olmuþlardý. Savaþtan da tehlikeliydi bu durum ve farkýndasýzdý insanlar. Artýk sadece baþkalarýný konuþuyorlardý, baþkalarýný izleyip baþkalarý oluyorlardý. Biraraya geldiklerinde konuþacak tek þeydi 'baþkalarý'. Beraber, baþbaþa vakit geçiremiyordu iki insan, eðer izleyecek bir baþkasý yoksa etraflarýnda. Televizyon ve internet yoksa anksiyeteye giriyorlardý; þimdi ne yapacaklar, ne konuþacaklardý? Ýþte böyle böyle herkesin hayatýnýn merkezi bir baþkasý, baþkalarýydý, 'öteki'ydi yani. Ýnsanlýk günbegün deðer kaybediyordu. Birþeyler yapmak zorundaydý birileri. Ve iþte kelimeler yasaklandýlar baþkalarýna. Düþünmek serbestti; hayatý, insaný, gündemi, doðayý, inancý, romaný, öyküyü, hukuku, bilimi... Koþmayý býrakýp düþünmeye baþladýklarýnda kelimelerin meydana çýktýðýný farkedeceklerdi. Kullanabileceklerdi kelimeleri konu baþkasý olmadýðýnda. Böylelikle dünya bambaþka bir yer olacaktý. Konuþabilmek için deðiþecektik. Baþkasý olmadýðýmýzda kendimiz olacaktýk. Doðayý, insaný, savaþý, açlýðý, adaleti, kadýný, çocuðu, denizi, rüzgarý, karanlýkta ýþýklarý, sevgiyi, dostluðu konuþacaktýk bundan böyle.. Ve evet, dünya bambaþka bir yer olacaktý. Hayali buydu bir grup dünyayý deðiþtireceðine inanan insanýn. Konuþtular saatlerce, konuþtuklarýný yaþadýlar, inandýlar yeniden deðiþtirebileceklerine. Yeþerttiler sararýp dökülen etrafý sarýya boyayan umut yapraklarýný çünkü bir umuttu yaþatan insaný.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © sirin aydin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |