Her can hilkati üzere anlamlýdýr
Sosyal ve siyasal olgular ve nasibe ducar olan vakýalar sünnetullahtýr
Kul, kýsmeti ve sýratý bulmak için yükümlüdür, düþlemek, tahayyül için hakk-ý nazardýr
Sabi kalbin diliyle konuþur, þefkat ve muhabbet nesep ve þartlara göre bahþedilmiþ ülvi kanaattir

Ruhun muhayyilesi þuurdur
Ve fakat aklýn ve iradenin tercihlerinde yapýsý gereði suskundur
Kalp bir bakýma akýldýr, narý ve süruru fark edebilen ve men basýnda besleyen ufuktur
Edep, kalbin ve ruhun ziyadesiyle aþina olduðu ve onunla ancak asude bulunduðu itibar-i murattýr

Ýnsan celal sýfatýndan vazgeçemez
Lakin, ruhunu ve gönlünü cehlin asabiyetine tevdi ederek gülemez
Her kim arsýz ve piþkinse iman ve vicdan konusunda tedaviye muhtaç bir zandýr, düþünmez
Nisa her bakýmdan hükümran olmamalý, tahakküm etmeye meyyal hali asla unutulmamalý, tanýdýðý hürriyet sürur bahþetmez

Adam, ruhu ve kalbinin þiarýyla namdýr
Zan ve asabiyeti önceleyip hakký gasp eden can, ne tuhaf meramdýr
Ýnsan sadece Rabbine kul olursa, irade ve nefesin sahibi olduðunu bilirse, kölelik ruhuna ne müthiþ azaptýr
Nisa aklý ve hürriyeti, erkek nispetinde bahþedilen vicdandýr, edebiyle namdýr, nefsi mülahazalar kalbine zarar veren marazdýr

Mustafa CÝLASUN