Ülkede ne huzur býraktýnýz, ne insanlýk býraktýnýz, ne ahlak býraktýnýz, ne vicdan býraktýnýz, ne din býraktýnýz, ne töre býraktýnýz, ne ekonomi býraktýnýz, ne doða býraktýnýz, ne fabrika býraktýnýz, toplum alenen birbirini öldürüyor. Ne aile kaldý, ne dostluk... Sokak ortasýnda, çocuðunun gözleri önünde, bir kadýnýn gýrtlaðý kesilecek kadar toplumu yozlaþtýrdýnýz. Aile Bakanlýðý'nýn var olduðu bir ülkede, bu kadar çok kadýn cinayetinin iþlenmesi ne kadar normal, deðil mi? Aile Bakanlýðý kimin ailesinin bakanlýðý, ben merak ediyorum.

Sizin davanýz 1071'e, 1453'e dayanmýyor; sizin davanýz peygamber torunlarýnýn öldürülmesine dayanýyor. Sizin davanýz, imamlarýn katline dayanýyor. Sizin davanýz Sivas'ta Pir Sultan'ý astýrmaya dayanýyor. Anadolu'da þah yanlýsý diye kýrk bin Türkmeni öldürtmenize dayanýyor. Sizin davanýz, Maraþ katliamýna dayanýyor. Sizin davanýz, Çorum katliamýna dayanýyor. sizin davanýz, Gaziosmanpaþa'da kahve taranmasýna dayanýyor. Sizin davanýz, Madýmak'ta insan yakmaya dayanýyor. Sizin davanýz, Ergenekon, Balyoz, Sarýkýz darbe giriþimleri adý altýnda Türk ordusunun asil subaylarýný harcamanýza dayanýyor.

Evet, bu halde on sekiz yaþýnýz kutlu olabiliyorsa, kutlu olsun.

23 Aðustos 19
Gölcük