Bir varmýþ, bir yokmuþ. Masallarýn gerçek, gerçeklerin masal olduðu bir ülkede obur mu obur, oyunbaz mý oyunbaz bir kedi yaþarmýþ. Oyunbaz obur kedi kuþlara çok düþkünmüþ, özellikle de gösteriþli tüyleri olan kuþlara bayýlýrmýþ. Göz alýcý tüyleri olan bir kuþ görmeye dursun, bizim oyunbaz obur kedi hemen en sevimli gülücüðünü suratýna yapýþtýrýr ve baþlarmýþ kuþa övgüler yaðdýrmaya. Öyle tatlý güler, öyle tatlý sözler söylermiþ ki, zavallý kuþ büyülenir, yerinden kýpýrdayamazmýþ. Kuþu böylece sersemlettikten sonra, tüylerine dokunabilmek için kuþa diller döker, ayaklarýna kapanýr, yalvarýr yakarýr, hatta aðlayýp sýzlanýrmýþ. Zavallý kuþ da sonunda dayanamayýp oyunbaz obur kedinin tüylerine dokunmasýna izin verirmiþ. Oyunbaz obur kedi izni alýr almaz kuþun üzerine atladýðý gibi kanatlarýný koparýrmýþ. Sonra da kanatlarý olmadýðý için uçamayan kuþla oynamaya baþlarmýþ. Kuþu bir top gibi oradan oraya fýrlatýr, atar tutar, aðzýna alýp yer gibi yapar, kýsaca sýkýlana kadar aklýna gelen bütün oyunlarý oynar, sýkýlýnca da kuþu midesine indiriverirmiþ. Sonra da yeni bir kuþ aramaya baþlarmýþ.
Oyunbaz obur kedinin midesine indirdiði kuþlar o kadar fazla imiþ ki, sayýsýný unutmamak için bir aðacýn üzerine çentikler atarmýþ. Üstelik övünmesini de çok severmiþ. Arkadaþlarý ile bir araya geldiðinde aðacýný gösterip ne kadar çok kuþ yediðini ve onlarla oynadýðý oyunlarý böbürlenerek anlatýrmýþ.
Oyunbaz obur kedinin namý kuþlar arasýnda da yayýlmýþ. Büyük kuþlar küçük kuþlara oyunbaz obur kediden uzak durmalarýný söylüyorlarmýþ ama, küçük kuþlar meraklarýný yenemiyor ve oyunbaz obur kedinin büyüsüne kapýlýp ona yem oluyorlarmýþ. Sonunda bakmýþlar olacak gibi deðil, kuþ topluluðunun ileri gelenleri oyunbaz obur kediyi durdurmaya karar vermiþler. Ülkenin her yerine haber salmýþlar ve oyunbaz obur kediyi durduracak olana büyük bir servet vereceklerini ilan etmiþler. Ülkenin en cesur, en güçlü kuþlarý bu iþe gönüllü olmuþlar, ama hiçbiri oyunbaz obur kedinin pençesinden kurtulamamýþ.
Ülkenin uzakça bir köþesinde açýkgöz mü açýkgöz bir muhabbet kuþu yaþarmýþ. Günlerden bir gün açýkgöz muhabbet kuþu ilaný duymuþ ve oyunbaz obur kedinin hakkýndan ancak ben gelebilirim diye düþünerek, oyunbaz obur kedinin yaþadýðý bölgeye doðru yola çýkmýþ. Aramýþ, taramýþ oyunbaz obur kediyi bulmuþ. Oyunbaz obur kedi açýkgöz muhabbet kuþunu görünce yalanmaya baþlamýþ. Ama daha aðzýný açýp övgülerini ve güzel sözlerini sýralamaya vakit bulamadan açýkgöz muhabbet kuþu ötmeye baþlamýþ. Öyle tatlý ötüyormuþ ki, oyunbaz obur kedi þöyle bir duraklamýþ. Açýkgöz muhabbet kuþu bu duraklamadan faydalanýp, baþlamýþ oyunbaz obur kedinin ihtiþamlý görünüþünü, tüylerinin yumuþaklýðýný övmeye. O övgüler yaðdýrdýkça oyunbaz obur kedi kurum kurum kurumlanýyor, þiþim þiþim þiþiniyormuþ. Açýkgöz muhabbet kuþu, oyunbaz obur kedi gevþeyip yumuþayýnca, býyýklarýna dokunabilmek için yalvarmaya baþlamýþ. Oyunbaz obur kedi büyük bir böbürlenmeyle izni verince de bir hamlede oyunbaz obur kedinin býyýklarýný koparmýþ. Oyunbaz obur kedi neye uðradýðýný þaþýrmýþ. Can acýsýyla açýkgöz muhabbet kuþuna bir pençe indirmeye çalýþmýþ, býyýklarý olmadýðý için dengesini yönünü bulamamýþ. Býyýklarý olmayýnca oyunbaz obur kedinin ne oyunbazlýðý kalmýþ, ne oburluðu. Býyýksýz kedi bile sayýlmýyormuþ. Bu yüzden kimselere görünmeden kaçmýþ gitmiþ. O günden sonra da oyunbaz obur kediyi gören olmamýþ.
Açýkgöz muhabbet kuþuna gelince, oyunbaz obur kediyi yendiði için hem büyük bir üne, hem de servete kavuþmuþ ve ömrünün sonuna kadar mutlu yaþamýþ.
O ermiþ muradýna, biz çýkalým kerevetine.