En güzel özgürlük düþü, hapishanede görülür. -Schiller |
|
||||||||||
|
Geçtiðimiz yýl ‘Kuantum Felsefesi ve Mutluluk’ kitabým yayýnlandýktan hemen sonra, yine kuantum felsefesinden esinlenmiþ olan ve okuyucuya ruhsal geliþimin sýrlarýný vaat eden bir kiþisel geliþim kitabý yayýnlandý ve piyasalarý kavurdu geçti. Doðrusuya reklâmý ve lansmaný yapýlmadýðý için pek satmayan benim kitabýmýn yanýnda bu ve bunun türdeþi kitaplarýn çýlgýn sayýlarda satmasýna gýpta etmedim deðil. Ama ne zaman merak edip bu kitabý aldým ve okudum, bu kitaplarýn nasýl olup da bir fenomen haline geldiklerine þaþýrdým. Kuantum fiziði ve felsefesini benden bile daha yüzeysel olarak takip etmiþ birilerinin onca gürültüyü nasýl çýkarabilmiþ olmalarýna þaþtým. Ben akademik bir çevreden deðildim, kuantum felsefesi ile besleneceðim zihinsel açýdan zengin bir çevreden gelmiyordum, izoleydim, bütün öðrendiklerimi kendi çabamla okuyarak elde etmiþtim. Bu durumda bile ben Kuantum felsefesinin insanlara kiþisel geliþmelerini saðlamak için hap gibi yutulacak çözümler veremeyeceðini, öyle rejim kitabý yazar gibi insanlara hazýr reçeteler vermenin mümkün olmadýðýnýn farkýndaydým. Konuya girersek, kitabýmda anlattýðým gibi Kuantum felsefesinin temel kuramlarýndan birisi ünlü belirsizlik kuralýdýr. Bu kurala göre bütün alternatiflerin ayný anda ve birlikte gerçeklikleri olasýdýr. Schrödinger’in kurgusal deneyinde kutunun içindeki kedinin ayný anda hem ölü hem canlý olmasý olasýlýðý gibi. Bu konuda Scrödinger olayý daha iyi anlatabilmek için kafasýndan kurgusal bir deney uydurmuþ ve bu deney bir fenomen haline gelmiþtir. Bu deneyde içinde ne olup bittiðini dýþarýdan gözlemlememiz olasý olmayan bir kutunun içine, bir kimyasal zehir ve bu zehirin bulunduðu sýrça þiþeyi belirsiz bir zamanda kýracak olan radyoakif bozunmalý bir tetik düzeneði ve de bir kedi konulmuþtur. Scrödinger bu kurgusal kutuyu üniversite kürsüsüne getirir ve sorar: ‚Bu kutunun içindeki kedi canlý mýdýr, ölü müdür?’ Beklediði doðru cevap, kutunun içindeki kedinin durumunun belirsiz olduðudur. O an için zehir aktif olup kedi ölmüþ de olsa veya yaþýyor da olsa, onun durumunu görmeden gerçekleyemeyiz! Açýlmadan önce o kutunun içinde biz dýþarýdakilere göre, hem canlý hem de ölü kedi birlikte mevcuttur! Ancak kutuyu açýp kediyi gördüðümüzde kedinin canlý veya ölü olan varlýklarýndan sadece biri gerçeklenir! (Kuantum Felsefesi ve Mutluluk’ kitabýndan) Olasýlýklar belirsizliði büyütür, Werner Heisenberg’in belirsizlik kuramýnda artýk klasik bilimdeki neden- sonuç iliþkileri, nedensellik kabul görmez. “Gözlemlediðimiz þey doðanýn kendisi deðildir; yalnýzca doðanýn yönelttiðimiz soruya verdiði yanýttýr” der Heisenberg. Adýný ünlü Kuantum fizikçilerin bir araya gelip yaptýklarý efsanevi Kopenhag toplantýsýndan alan Kopenhag yorumu; dünyanýn bizim onu gözlemlememizden baðýmsýz bir varlýk olduðu fikrini sona erdirmiþtir. Burada tartýþýlan konulardan birisi de gözlem ve gözlenen iliþkisiydi. Gözlem sonucu konusunda þöyle demiþlerdi: Ancak içine bilinç girmeyen bir gözlem; özgür, baðýmsýz ve tam objektif nitelik kazanabilir. Aksi halde zihin ne istiyorsa netice bu istekten etkilenecek, hatta “zihnin çaðrýsý” olacaktýr! Baþka bir deyiþle insanýn niyeti, fiziksel dünyanýn yapýsýný etkilemektedir. Bu da, biz onu kavramasak da, dünyanýn devam ettiði þeklindeki klasik nesnellik görüþünü destekleyen her günkü dünya deneyimimiz ile çeliþmektedir.(sayfa 34) Kopenhag yorumunun felsefi açýlýmlarý, kaderimizin deðiþken olup olmadýðý konusunda çok ciddi sorular ortaya çýkartýr. Ama gözlemin nesnel gerçekliði deðiþtirdiði konusundan daha önce gelen olgu ise: öz, varoluþ ve idrak kavramlarý arasýndaki iliþkidir. Yani gözlemlerin idraki deðiþtirebildiðini kabullenince, varoluþ sorununun idrakin sonucu olduðunu baþtan kabullenmiþ olmamýz gerektir! (sayfa 36) Yukarýda Heisenberg’in belirsizlik kuramýnýn nedensellik kavramýný iþlevsizleþtirdiðini belirtmiþtik. Bunun sonucunda kuvvetle arzuladýðýmýz kendi kiþisel beklentilerimizin gerçek olmasýný nasýl bekleyebiliriz ki? O kitaplarda verilen reçeteler, baþarý formülleri nasýl gerçek olur ki? Kuantum felsefesi toplumsal ölçüde çok büyük taleplerde bulunan ideolojik düþüncelerin, istenen arzu edilen durumun tam tersini ortaya çýkardýðýný söylemektedir. Yakýn politik tarihe baktýðýmýzda, bütün politik ve sosyal hareketlerin pratikte teoride amaçlananýn aksi bir sonuç vermiþ olduðu görülür! Bireysel idealizminde sürekli hayal kýrýklýðý ile sonuçlandýðý edebiyat tarafýndan iþlenmiþtir. Ýþte bu paralelde, bireysel güçlü beklentilerin de bazý kitaplarýn verdiði çerçevede ve sihirli formüllerle gerçekleþmesini beklemeli miyiz? (Yoksa bu durumda basit ve beklenti düzeyi düþük yaþamlar daha reel olmaz mý?) Ýþlevsiz bulduðumuz popüler kiþisel geliþim kitabýna yazan ve Kuantum felsefesine ilgi duyanlarýn ikonu haline gelen; Mr.Quantum yani Fred Alan Wolf bile güncesinde: ‘‘Ben þahsen insanlara potansiyellerini artýrmalarý için hazýr teknikler öneren fikirleri öðretmiyorum.(!) Ruhsal bir diyet kitabý gibi sunulan bütün çalýþmalarýn sonunda yürümediðini gördüm. Bir sürü ruhsal geliþim tekniði bu konuda ciddi çalýþmalar yapmadan, kuantum fiziði prensiplerinin derinliðine inmeden, para yapmanýn sýrlarýnýn derinliðini düþünen ve birbiri ardýna gelen bütün o imitasyon ‘Düþün ve Zengin Ol!’ türünden kitaplara karþýyým’’ demektedir. (‘Hocanýn dediðini yap, yaptýðýný yapma!’ derler ya, acaba Alan Wolf günah mý çýkarmaktadýr? O kitapta hazýr reçete yazan o deðil miydi? Prof. Wolf devamla, þunlarý söylüyor: ‘’Çekim gücü dedikleri, kuantum alaný ruhsallýðý konusunda bir kitap kulaða iyi gelebilir ama alan denilen þeyin size her istediðinizi vereceðini sanýrsanýz, yanýlýrsýnýz! Bir kere kuantum alaný bir enerji alaný deðildir. Ýki, farkýndalýk güç üretmez! Farkýndalýk enerji de deðildir. Ýkisi birlikte de bir þey deðildir. Üçüncü olarak eðer herkes bu varsayýmsal kuantum alanýnýn frekansýný tutturabilseydi ve sonucunda her istediklerini elde edebilir olsalardý, dünya þimdi olduðundan daha berbat bir yer olurdu!’’ A.Wolf'un bu dediklerini beðendim! Tümüyle katýldýðýmdan, sizlerle de paylaþmak istedim. Cengiz Özder-Þubat 2008
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cengiz Özder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |