"Bana ev hikayesinden söz açmayýn. Artýk benim oraya gideceðim yok!”


Anlambilimsel bir baþkaldýrý olan “uyanýþ” ýn bazý toplumlara hâlâ ulaþamamasýnýn altýndan yatan nedenselliði soruþturmaya baþladýðýmýz zaman bilincimizin sakatlanýþýna ve yüreðimizin yabancýlaþmasýna hazýr olmalýyýz.

Körleþmenin kaçýnýlmazlýðýna , ruhumuzun aðýr bir illete uðramasýna neden olan “Medine Memi' nin -üzülerek belirteyim ki – çaðýmýzda diri diri gömülmesi hepimizin büyük bir saðýrlýk, körlük, ve ruhsal sakatlýk içinde yaþadýðýmýzý gösteriyor.

Ýletiþim çaðýndayýz. Her þeyi anýnda görüp öðreniyoruz. Sorumluluktan kaçmamýz imkansýz, artýk...

Feodal bir çemberin içinde kýstýrýlmýþ bir ailenin, Medine'yi caný ciðeri gibi koruyup gözetmesi gerkirken tüm bilinçsel ve akýlsal ýþýklarýný söndürmüþ bir þekilde inancýný sarsmadan, vicdanýný sorgulamadan, bir akla danýþmadan cahiliye Arap devrinin þeytani, kara bilmezliðini günümüzde hortlatmasý ne vahim bir olay?..

Ýslam inanç dünyasýna bir siren sesi gibi yayýlmasý gereken bu korkunç olay acaba kaç kiþiye ulaþtý?. Bilinmez...

Kod þehir Adýyaman olan bu güneydoðu ilinde kýz çocuðuna yapýlan bu dehþetengiz olay yörenin çevresel bilincinde ne gibi etkiler býrakacak?

Önlemler alýnacak mý, bilinçli insanlar harekete geçecek mi, devlet nasýl bir tavýr takýnacak?
Bilinmez...

O bölgemizde bölgesel faþizmin içinde yaþayan bu insanlar kendilerine de kiþisel faþizmi reva görüyorlar.. Aða baskýsý, aþiret baskýsý, baba-amca baskýsý, abi baskýsý en çok kimlerin üzerinde dönüp duruyor?
Kadýnlarýmýzýn, kýz çocuklarýmýzýn üzerinde..

Çünkü kadýnlar bireylerin özgür olmasýnda etkin bir rol oynarlarlar. Kadýnlar ne kadar özgür, bilinçli, etkin olurlarsa, onlarýn çocuklarý da öyle olacaktýr. Kiþisel faþizme izin vermeyecekleridr. Ailede dengeyi kurup geleceði erkeðiyle birlikte kuracaktýr.

Ama ustalýkla, bilinçli olarak geri býraktýrýlmýþ bu topraklar birileri çýkarýný korusun diye insanlar akla hayale gelmeyecek þekillerde türlü nedenlerle birbirlerine kýyýyorlar.

Ve bizler olaya sadece bir haber olarak bakýyoruz. “Vah vah” deyip bir baþka kanala geçiyoruz. Bir yangýn varsa söndürülmediði takdirde bizlerin yuvalarýna girecek. Bunun korkusuyla yaþýyoruz aslýnda..

Sorgulayan, meraklý gözleri fýrýl fýrýl dönen, kuþkulanan, eleþtirel yaklaþan, yaþamý seven, doðayý incitmeyen, insan sevgisi dolu bir toplum yetiþtiren bir eðitim anlayýþý getirmemiz gerekiyor. Eðer gerçekleþtiremezsek sanýrým daha çok “Medine”ler yitireceðiz.

“Bana ev hikayesinden söz açmayýn” der Fuzuli, Leyla ve Mecnun adlý mesnevisinde. Bütün vahim, korkunç olaylar aile içinde yapýlýyor. Münevver olayý, ensest ilþkiler, Medine olayý, töre kararlarý, dayaklar,þiddetler, entrikalar...
Aile içi hukuku düzenlemesine ihtiyaç var. Görmezden gelemeyiz artýk. Devlet ve sivil toplum kuruluþlarý aile hukukunu düzenleyecek þeyler yapmalýdýr.

Aile içi faþizmine dur demelidirler..Yeni olaylar yaþanmadan..