Dünya:

Ýnsan içindir.

Kelime:

Sevgilim

Þiir ve Þair:

Þiir, kelimeleri konuþturmaktýr.

Onlarý öyle bir araya getirir ki þair, daha önce hiç söylemediklerini daha önce hiç söylemedikleri kadar güzel söylerler.

Þair, kelimeleri konuþturandýr.

Tatil:

Saat takmamaktýr.

Yine Kelime:

tanri bir kelimedir.

Kelimeyi O yaratmýþtýr.

Zaman kadar önemli bir yaratýktýr Kelime.

Misyonum:

Kendimin, ailemin, yakýndan uzaða içinde bulunduðum toplumun, insanlýðýn refah ve bolluk seviyesini yükseltmektir.

Alýþkanlýk:

Ýyisi insaný vezir eder.
Kötüsü insaný rezil eder.

Tembellik:

Tembellik güzeldir.

Ýstemezliði tembellik olarak algýlayanlardansanýz, o tembelliði hiç sevmem.

Benim sevdiðim tembellik, kaslarýndan çok kafasýný çalýþtýranlarýnki. Ben de o tembellerdenim. Benim daha çok sevdiðim tembellik kafalarýndan çok hayalgüçlerini çalýþtýranlarýnki! O tembellerden olmaya çalýþýyorum.

Risk:

"Rýzkýn onda dokuzu ticaret ve cesarettedir." (Hadis)

Umut:

Ýnsan varsa, umut vardýr.

Çaresiz insan olmaz.

Yazmak:

Benim için, karþýlanmasý gereken bir ihtiyaçtýr.

Yap:

Sihirli kelime: Yapmak.

Yerinde durmamak, birþeyler yapmak. Ama rastgele deðil.

Bir ya da birkaç hedefiniz olmasý ve o hedeflere doðru küçük bir adým yaklaþtýracak da olsa birþey yapmak.

Bir ya da daha fazla hedef koyup, ne yapacaðýnýzý bilemez hale geldiðinizde bu hedeflere yaklaþtýracaðýnýzý düþündüðünüz ufacýk da olsa birþey yaparsanýz, insanlarýn büyük çoðunluðundan hem daha baþarýlý hem daha mutlu olursunuz. Bu karþýlaþtýrmanýn bir önemi yok gerçi... Önemli olan kendi baþarýnýz ve mutluluðunuz, bunun sizden daha iyi durumda olanlarla karþýlaþtýrýlmasý deðil.

Ticaret:

Bir þeyi almak ve satmak. Üretmek ve satmak. Bir maliyet ve bir satýþ fiyatý arasýnda fark elde etmek ve böylelikle bir gelir oluþturmak.

Yaptýðýnýz herhangi bir iþe, bu maaþlý çalýþmak bile olsa, ticaret gözüyle bakabilirsiniz.

Herhangi bir olayý ticaret olarak gördüðünüz anda alým ya da size maliyet fiyatý ile satýþ fiyatý arasýnda fark oluþturmanýn yollarýný aramaya baþlarsýnýz. Bunu saðlamak, sizin, ailenizin, toplumunuzun ve ülkenizin refahýný saðlar.

Kendinizi geliþtirmek için yaptýðýnýz zaman ve parasal harcamalarla maaþ ya da ek gelirlerinizde artýþ saðlamanýz bu marjý açmak içindir. Sizin emeðiniz için alacaðýnýz ücret ya da satýþ fiyatý baþka bir kiþinin maliyeti olduðu için o kiþi de sürekli bu maliyeti düþürmeye çalýþacaktýr.

Hayata 'ticaret' gözlüðünden bakabilen insanlar, daha mutlu olan, dünyayý daha iyi anlayan, daha çok refaha sahip olan kiþiler olur.

Risk:

Üzerinde ilk öðretim, orta öðretim, yüksek öðretim, yüksek lisans ve doktora yapmaya deðer bir kelime.

Çok zengin olanlar, riskin profesörleridir. Ya da çok baþarýlý olanlar...

Hiç risk almamak en risksiz yaklaþýmdýr. Çünkü kesin zarara risk denmez, kesin zarar denir.

Hayatlarýnda hiç risk almamýþ insanlar; neden hayattasýnýz ki?

Riski daðýtmak:

Tüm yumurtalarýnýzý ayný sepete koymayýn diye bir laf vardýr hani.

Belirli ölçüde doðru bir söz. Ancak yumurtalarý daðýttýðýnýz sepet sayýsý çok artarsa, istediðinizi elde edemeyebilirsiniz.

Tek sepeti korumaya ne kadar iyi çalýþsanýz da iþler istediðiniz gibi gitmeyebilir. Riski ne kadar düþük seviyeye indirmiþ olursanýz olun risk gerçekleþirse herþeyi kaybetmiþ olursunuz.

Peki yüzlerce sepete daðýtýrsanýz yumurtalarýnýzý nolur? Risk falan kalmaz, kontrol de kalmaz. Hangi sepetin baþýna ne geleceði sizin dýþýnýzda bir konu haline gelir. O kadar çok noktayý kontrol etmeniz mümkün olmayacaðýndan, Allaha emanet gider sepetler.

Bu durumda riski daðýtmak için kanal sayýsýný gerçek anlamda kontrol edebileceðiniz bir sayýyla sýnýrlý tutmak mantýklý görünüyor

Seçenek:

Sýnavlarda, doðru cevap seçenekler arasýnda yoksa bir hata var demektir, yapabileceðiniz bir þey de yoktur. Sonraki soruya geçersiniz. O soruyu muhtemelen boþ býrakarak.

Hayatta, doðru cevap seçenekler arasýnda yoksa bir hata var demektir. Kendi seçeneðinizi yaratýrsýnýz o zaman.

Finansal özgürlük:

21. yüzyýlýn en geçerli özgürlük çeþidi!..

Finansal özgürlük:

Ýstediðin zaman deniz kenarýna gidebilmektir.

Bulunmak istediðin yeri seçebilmektir.

Günde bir iki saat bir starbucks'ta oturup kahve içerek kitap okuyabilmek ya da çýkarýp dizüstü bilgisayarýný bloguna girdi yazabilmektir.

Finansal özgürlük kendi zamanýnýn efendisi olabilmektir.

Jargon:

Her jargon ayrý bir dildir, hatta bazýlarý bir dindir.

Sokak suçlarýný çözümlemede baþarýlý bir polisin, sokak jargonunu bilmiyor olmasý imkansýzdýr.

Ýleri teknoloji dehalarý ayrý bir dil konuþurlar ve normal insanlar onlarý pek kolaylýkla anlamaz.

Zenginlerin ve fakirlerin kelimeleri farklýdýr.

Jargonunu çözmediðiniz bir þeyin esasýna vakýf olamazsýnýz.

Sayý yapmak:

Amerikan oyunlarýna dikkat ettiniz mi hiç?

Futbola ilgi duymuyorlar mesela. 90 dakika boyunca sadece birkaç gol onlara yeterli gelmiyor belki.

Ýlgilendikleri oyunlar, hep sürekli sayý yapýlan oyunlar.

Basketbol, sürekli hareket, sürekli sayý. Beyzbol, sürekli sayý ya da sayý giriþimi. Amerikan futbolu, her an sayý hedefi ve kat edilen çizgiler.

Hayatlarýnda da her an sayý peþinde olmalarý garip olmasa gerek...

Ýcat:

Baþýmýza icat çýkarma diye bir laf vardýr, duymuþsunuzdur.

Amerika'yý bugün ayakta tutan fikir üretmesi, icat çýkarmasý, fikir ve icatlarý para kazandýran modellere dönüþtürebilmesi.

Forbes geleneksel olarak bu yýl da en zengin Amerikalýlarý açýkladý. 400 Amerikalý. Listenin sonundakinin 1.3 milyar dolar serveti var.

Bunun bir önemi yok da, 400 kiþiden 250'den fazlasýnýn servetini kendisinin yapmýþ olmasý, Amerika'nýn bulunduðu yeri gayet iyi açýklýyor.

Hukuk:

Tarihindeki en önemli ve ülkenin geliþimine en büyük katkýyý yapmýþ baþbakanlarýndan birisi olaðanüstü koþullarda da olsa bir mahkemesi ve o mahkemenin üyeleri tarafýndan idama mahkum edilmiþ bir ülkenin vatandaþý olarak, hukuk beni ürkütüyor.

Hak ve hukuk ayný yerde olduðu zaman insanlarýn içi rahat olur. Hak ve hukukun yollarý birbirinden ayrýlmaya baþladýðý zaman kim rahat uyuyabilir?

Hamle:

Sýra size geldiðinizde hamle yapmanýz gerekir.

Analiz yapmak için vaktiniz vardýr. Sýra sizde deðilken yaptýðýnýz analiz vaktinizden de çalmaz üstelik. Ama sýra size geçtikten sonra vaktinizden kullanarak analiz yapmaya devam etmiþ olursunuz.

Satrançta vaktinizin bir sýnýrý vardýr. Sýra size geldiðinde çok fazla oyalanmadan kýsýtlý bir sürede hamleyi yapmanýz gerekir.

Ama ben olabileceklerden korkuyorum diyemezsiniz. Kazanmak ya da kaybetmek üzere risk alarak hamlenizi yapmak zorundasýnýzdýr. Ya da pes edersiniz.

Satrançta sýra size geldiðinde eninde sonunda hamle yapmanýz gerekir. Ya da hamle bile yapmadan kaybedersiniz.

Hayatta da böyledir.

Karþýlaþtýrma:

Göreceli bir dünyada karþýlaþtýrma yapmadan yaþamak olasý deðil. Ama kendinizi kiminle karþýlaþtýrmalýsýnýz?

Bunalýma girmemek, ne oldum dememek ve hedeflerinize doðru ilerlemek için kendinizi kiminle ve nasýl karþýlaþtýrdýðýnýz son derece önemli.

Sahip olduklarýmýzý düþünürken, bizden daha aza sahip olanlarla karþýlaþtýrma yapýp elimizdekilere þükretmeliyiz. Elindekinin deðerini bilmeyen daha fazlasýný elde edemez. Nankörlüðün ödülü yoktur.

Hedeflerimizi, özellikle baþarý hedeflerimizi düþünürken, bizden daha önde olanlarla karþýlaþtýrma yapmalýyýz. Böylece hem daha fazla asýlýrýz hedeflerimize, hem de daha önde olanlarý düþünerek hedeflerimizin gerçeklenebilir olduðuna inancýmýzý daha pekiþtirmiþ oluruz.

Ama en önemli ve sürekli yapmamýz gereken karþýlaþtýrma kendimizle olandýr. Düne göre hedeflerimize ne kadar daha yakýnýz. Yarýn hedeflerimize bugüne göre daha yakýn olmak için bugün ne yapacaðýz?

Bu karþýlaþtýrma, sizi asýl yükseltecek olandýr.

Gerçek:

Herkesin kendi gerçeði vardýr.

Kendi gerçeðini bir hayli net gören bir kiþi olarak onun bana ait bir þey olduðunu keþfetmek ilginç olmuþtu. Benim gördüðümü herkesin de öyle gördüðünü sanýyordum. Daha doðrusu bunun hakkýnda galiba düþünmemiþtim.

Bir aðacýn etrafýna oturup resmini yapan insanlar gibi. Bakýþ açýlarýna göre her biri farklý bir aðaç resmeder.

Hayatýn ayný tarafýnda durmuyoruz deðil mi? Bir aðaç bile herkese farklý görünürken hayata ve gerçeklerine bizim baktýðýmýz gibi bakmayan bir insana tahammül edememek garip...

Baktýðým þey gerçek, sizin baktýðýnýz da, bir baþkasýnýn baktýðý da... Ama gördüðümüz þey kendi gerçeðimiz.

Öðrenmek:

Hayatýnýz boyunca öðrenmeye devam edersiniz. Öðrenmeye devam etmeyi býrakamazsýnýz. Býrakmak istediðiniz ya da býraktýðýnýzý sandýðýnýz anda, kendi istediklerinizi öðrenmeyi býrakmýþ olursunuz. Hayat size 'öðretmeye' devam eder. Ýstemediðiniz dersler alabilirsiniz.

Deðiþim kaçýnýlmazdýr. Statüyü asla koruyamazsýnýz. Çünkü dünya hareket üzerine kuruludur. Ýyisi mi deðiþimin sizi savurmasýndansa, siz deðiþimi yönetim. Bunu yapmaya baþlamanýn en iyi yöntemlerinden biri de kendi isteklerinizi edinmek, kendi isteklerinize sahip olmak ve bu istekleri elde etmeyi öðrenmeye devam etmektir.

Diyet:

Düþmanla savaþarak onu yenebileceðini düþünenlerin yanýlgýsý.

Bir saðlýk sorunu olduðu için belirli bir diyeti takip edenler, doðru bir iþ yapýyorlar.

Kilo vermek için geçici süreli diyetler ise, uzun vadede kilo sorununa daha çok gömülmenizden baþka bir iþe yaramaz. Çünkü bedeninizle dost olmuyorsunuz böyle diyetlerle. Kendi kendinize zorla bir þey yaptýramazsýnýz.

Uzun vadeli olarak gündelik aðýz tadýný inceltmek anlamýnda kendine diyet oluþturan bir kiþiye ise eyvallah. O, bedeniyle dost bir þekilde, en güzel lezzetleri en saðlýklý þekilde tadacaðý bir alýþkanlýk bütünü oluþturuyordur.

Ýki diyetin birbirinden ne kadar farklý olduðunu anlayabiliyor musunuz?