Yaşantılaşma 2
Şu halde egolu bilmelerin ötesine taşan karmaşan bilgiyi ortaya koyan güç, karşılıklı yükümle gerektirmeler içinde oluşla, gerçekleştiren toplumsal güçtür.
"Yazmak, varoluşsal krizinizi bir sonraki sayfaya erteleme sanatıdır." – Samuel Beckett (kurgusal)"
"Yazmak, varoluşsal krizinizi bir sonraki sayfaya erteleme sanatıdır." – Samuel Beckett (kurgusal)"
Şu halde egolu bilmelerin ötesine taşan karmaşan bilgiyi ortaya koyan güç, karşılıklı yükümle gerektirmeler içinde oluşla, gerçekleştiren toplumsal güçtür.
Önce ekmeği kızartmak, üstüne tereyağı ve incir reçeli sürmek sonra da sevişmek lazım/ Ekmek ile yarışmak/ Ağzın incir reçeli kokarken öpüşmek/ Severken sevilmek/ Koşabilirken koşmak lazım/ Aslında anlamak lazım: Yok'un var olabilmesi için 'var'lık şartsa ki şarttır: 'Var'ın yok olabilmesi olanaksızdır/
Çok mu şüphecisiniz.Her şeyden,herkesten şüphe eder misiniz?Haksız yere bir insandan şüphelendiğinizde sonradan pişmanlık duyar mısınız?Şüphenin bazen dostlukları bozduğunu,yuvaları dağıttığını,yaralanmalara hatta ölümlere yol açtığını biliyor musunuz?
Hayat sevgili gibi'dir: Sevmezseniz lanet, severseniz terk eder ... Atakan Korkmaz
Yazmak deliliktir. Eğer ben akıllı bir adam olmuş olsaydım, yazılarımla bir tımarhane kurup, satır aralarından kendini akıllı sananlara göz kırpmazdım. Yazmak; sözcükleri, harfleri eze eze yazmak, içini dökmek, sayıp sövmek, sevmek, gömmek, diriltmek, ters köşe yapmak, dağılmak, toparlamak, çağırmak, itmek, ümit vermek, süründürmek, güldürmek, sırıtmayı yok etmek, saçmalamak,
İşte tarihsel gerçekliğin seyredişi olan gerçek hikayesi olan filim burada kopuyordu. Burada El aksiyonu devreye giriyordu. Kolektif birim zamanlı kolektif bir artık güç donanımı olmadan, nimetlerden yararlanmak ta (!) ne rızk vardı. Ne rızk veren vardı. Bunlar ancak kolektif bir güçle olasıydı. Kolektif hareketin iş bölüşümü içindeki kolektif
Feodalizm kolektif gücün sömürgeci gelişme çizgisi içinde para adamlığı dediğimiz burjuvaları ortaya çıktı. Kolektif güç, sanal bir değer anlayışıyla paranın değişim aracı olması üzerine yansıtılmıştı.
Hawking evrenin başlayış şeklinin bilimsel yasaların gerektirdiği bir yol olduğuna "inanıyor". Eğer inanıp inanmamak, yani, "inanç" söz konusu ise o zaman "bilimsel düşünce"ye ne oldu? O zaman bilim adamı ile din adamı arasında ne fark var? Bertrand Russell'ın öngörüsü gerçekleşiyor mu yoksa?
Totem kardeşler olmanın üçüncü temel yasası kardeşine dokunma meşruiyetiydi. Kardeşinin verdiğini kardeşinin dokunduğunu yeme, dokunduğu herhangi bir kardeşiyle cinsel ilişki kurma anlayışıydı. Ya da totemi temel yasanın üçüncüsü de kardeşi olmayanlara dokunmama yasağıydı.
Yıldızlı göğün gözlem gerçeği olan groteski duygu ve izlenimler Enuma Eliş anlatımları olan zamanın içinde, sözcük olarak tanım dahi değildi. İnsanlık başının üzerinde bulunan göğün, kişilerde uyandırdığı groteski imajları kişilerde oluşmak dışında kişiler, göğü söylem olarak belirten bir yaklaşımla değildiler.
Âdem ile Hava hikâyesindeki (Dumuzi ile Geştinna; Gılgamış ile İnanna hikâyesindeki) cennet miti, köleci sistemin cehennem azabı içindeki insanlar için erken döneme ait hafıza kayıtlarından ilhamla kolektif yaşam imajlarından çıkarımlardı.
“Kütle çekimi (yer çekimi) diye bir yasa olduğu için, evren kendini yoktan yaratabilir ve yaratmıştır da. Evrenin ve bizim var olma nedenimiz ‘kendi kendini oluşturmaktır’. Nasıl ki Darwinizm biyolojideki yaratıcı gereksinimini sona erdirdiyse, yeni fizik kuramları da evrenin oluşumu konusunda yaratıcının işlevini gereksiz kılmıştır”
Aşk: Kimya / Apriori duyguların dökümünün sağlanması...
Aşk, günümüzün ve bu dünyanın en önemli icadıdır. Tanrısal bir emir olmaması hiçbir kutsal kitapta yer almamasından kaynaklanmaz. Aşk, insanların geliştirdiği en insancıl buluştur. Aşk, o kadar çok şeyi örter ki…
Din ve bilim ilişkisi ayrıntılı olarak incelenmeli. Bilim deyince ne anlaşılacak. Topu bilim felsefesine atarak, sahadan çıkacak mıyız.
Aslında dostlar bence -psikanalizciler belki kızacak ama- insanın doğumunda sahip olduğu eğilimlerden biri de 'gülme dürtüsü'dür. Cinsellik, saldırganlık ve gülme dürtüsü...
Eşeklerin bir başka özellikleri vardır; hani Midas’ın uzun kulakları gibi… Bu uzun kulaklar sayesinde güçlü bir işitme duyularına sahiptirler.
Ayrıca çok oburlar, bir türlü doymak bilmezler neredeyse bir tugayın çöplüğünü yeseler bile onu sindirecek güçlü sindirim sistemleri vardır. Bunun yanı sıra develerden daha dirençlidir çölde. Su
diyalektik kavramına (sartre etkilenimli) salt insan boyutundan bir bakış.çok kopukluklar var bu yazımda.çoğu yerini düzeltmeye çalıştım.yalnız yine de çok eksik.kusurlarımla...
Sunay Akın