De'meler
Pamuk tarlalarına çelik dikildi ve dendi ki: Çelik gibi sağlamdır pamuk yataklarımız
Delik deşik oldu sırtlarınız baksanıza...
Pamuk tarlalarına çelik dikildi ve dendi ki: Çelik gibi sağlamdır pamuk yataklarımız
Delik deşik oldu sırtlarınız baksanıza...
zihnimde keşfettiğim yeni bir dünyada geziniyorum, karanlıklara bürünmüş bir kainat tek bir canlı görünmüyor.bir cızırtı sadece bir cızırtı duyuyorum.yürüyün esnasında kendi bayrağımı yapıp dumanlarla sarıyorum.her kilometre başına dikip oturup önünde bir bira içiyor sonra yeni bir bayrak için yeni bir sigara yakıyorum.devam ettikce kendime bir harita çıkarıp bayrakları
Hıçkırıklar bu sefer ağlamaktan; hiç ona kadar kadar sayınca bitecek gibi görünmüyor, burnum akıyor ama nezleden değil hem çok şey bitmiş gibi, hem hiçbir şey olmamış gibi ; hayat iste, olum de bu puzzle in bir parçası...
‘Büyük Turist’ evinin konforunda bir seyahati tercih eder, kendisi eğitimsiz olsa bile diplomalı yabanıllarca karşılanır, kendi ülkesindeki teknolojinin benzerleriyle donatılmış çok yıldızlı otellerde ülkesinin lüksüne kavuşur. Sıra yolculuğun sonunda ulaşılan kültürle tanışmaya gelmiş gibidir, fakat sokaklarda yalnız gezilmesi güvenlik nedeniyle tavsiye edilmez. Kafile halinde akınlar düzenlenip öteki kültür
Yok olan bedenler değil artık, kaybolan sevgiler.
Her sevgi yeni bir beden yeni bir sevgi yeni bir beden dizi dizi beden dizi dizi sevgi.Yok olan kelamlar yüzler öpüşler.
Bir sevişmenin son mısrasımıdır sevgi?
son orgazmın geri çekilme ereksiyonu?
değer verilen
Doğum ve ölüm... İki benzer yolculuk... Biri bilinmeyenden gelinen, diğeri bilinmeyene gidilen...
İletişim teknolojisi tüm dünyada gelişiyor, çeşitleniyor ve dönüşüyor, ama giderek daha az mesaj iletiyor. Etki alanını genişlettikçe de insanlığı besleyecek, dünya kültürünü üst seviyelere taşıyacak ‘farklılıklar sentezi’ olanağını dümdüz ediyor.
Bir sahne vardı aklında; söylenmezdi bu sahnede ki şeyler ama bilinirlerdi. Yürüyebilirdi ama bir bankta oturup etrafı da izleyebilirdi.Ama o hiç birini yapmazdı çoğu zaman.
Göremediklerimizin hareketleri .. Tıpkı beşikteki bir el gibi. Dünyayı sarsar..
Modern olarak adlandırılan dönemin, kargaşa, umutsuzluk, iletişimsizlik ve güven bunalımı ile şiddetin egemen olduğu inançsızlığı yaratması, postmodernist döneminin habercisi olmuştur. Özellikle sinema, kargaşa, şiddet ve parçalanmışlığın aktarımında diğer sanatların önüne geçmiştir.
İki kafadar Rusya’nın aksine çok farklı zevk ve beğenilerle karşılaşacaklarını ummaktadırlar. Ancak durum tam tersi olur.
\*Şiir, insanın doğayı değiştirebileceğine inandığı günde doğmuştur.
İnsan oluş kadar insan kalış da ağır bedeller istiyor bizden. Bu bedeli önce vicdanlarımızdaki esareti kırarak sonra da insan oluşumuzu onurlandıracak bir duruşa ererek kavuşacağız...
Sevgilinize gardıropta hiç giyilmeyen elbise muamelesi yaptınız mı? Kendinizi sorgulayın. Günlerce vitrinde görüp beğendiğiniz, o muhteşem elbise için kaç defa önünden geçtiniz? “Mutlaka almalıyım, bana yakışır”diye kaç sefer paranızı denkleye