|
 • İzEdebiyat > Deneme > Gülmece (Mizah) |
1
|
|
|
|
Hadi gelin vatanı kurtaralım, eski günlerdeki gibi. Vatanı kurtaralım derken, adı Vatan olan birinden bahsetmiyorum. Bir de Vatan Partisi vardı değil mi? Yok, onu da kurtaramayız, o da zaten kurtulmuş, kurtulacağı kadar. Vallahi gençlikte Bursa’da üniversite tahsili yaparken bir yerlere not almıştım ben, bazı gecelerde arkadaşlar ile muhabbet ederken toplamda tam seksen üç kere vatanı kurtarmışım. Sadece ben de değil, diğer arkadaşlarım da zaman zaman çok kere kurtarmışlar vatanı... |
|
2
|
|
|
|
’’Erich Fromm’a göre " İnsan, seven bir hayvandır." Sevmek, yine sevmek, ondan daha güzel bir duygu yoğunluğu var mı dünyada ’’Bir insanı sevmekle başlar her şey diyor.’’ Zülfü Livaneli bir şarkısında... Büyük Mutasavvıf Yunus Emre de ’’Sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz.’’ demiş. Bir anlayabilse insanlar dünyanın kimseye kalmayacağını, zaten öldürmek de olmayacak, kin ve nefrette... Sevmek Dokunmaktır, der Desmond Morris o zaman haydi ne duruyorsunuz dokunalım birbirimizin ruhuna, benliğine, yüreğine, sarılalım zaman zaman sımsıkı, dostça ellerini sıkalım, omuzlarına vuralım sevdiklerimizin... |
|
3
|
|
|
|
Süheyla Hanım var bizim apartmanda, kadın sanatkar resmen ev hanımlığında... Bir temizlik yapar, temizlik yaptığı yeri bal dök yala, o derece yani... Bir bulaşık yıkar bulaşık makinesi olmadan, sanırsın bulaşıklara gusül abdesti aldırıyor. Bir ütü yapar, gömlekler, ceketler dümdüz... Kocasına bir iltifatlar eder, adam yağ ile bal... Çocuklarını şapır şupur öper durmadan. Dökmeden, kırmadan her gün eşyaların yerini değiştirir... Müthiş sanatkar, ev hanımlığı Nobel’i verilse, kesin Süheyla Hanım alır hem de açık ara... Çok büyük sanatkar çok büyük...
|
|
4
|
|
|
|
Ben daha hayatımda bir kere bile Palandökene ya da Uludağ’a veya Sarıkamış’a gidip kaymış değilim, ne iş sinekler, siz durmadan kayıyor muşsunuz. Allah bilir sinekler arası kayak yarışmaları bile yapıyorsunuzdur, hem de benim haberim maberim olmadan. Yapmayın oğlum, yapmayın yavrum kaymayın, bak bir yerinizi merinizi kırarsınız sonra da yatarsınız günlerce, zaten bir şeltoksluk canınız var. |
|
5
|
|
|
|
Kişilerin başına bazen de değişik değişik şeyler düşer, düşmeli de en azından. Örneğin ben çok merak ediyorum, bir memlekette kişi başına düşen şerefsiz, haysiyetsiz, onursuz insan sayısı kaçtır? Bunlarında bilinmesi lazım. İstatistikler kişi başına düşen akıllı telefon sayısını üç aşağı beş yukarı bilirde, kişi başına düşen ve o akıllı telefonları salakça kullananların bu yüzdende psikiyatrik vaka olanların sayısını bilemeyebilir... |
|
6
|
|
|
|
Büyük aşk kıyıda köşede olmaz. Bir köyde, bir belde de, bir Anadolu Kasabasında yaşanmaz. Büyük aşk yaşamak için nüfusu üç milyonun üzerinde olan illerin birinde olmanız lazım mutlaka... En tercih edilen yer İstanbul’dur, sadece İstanbul da yetmez, İstanbul’un gece mekanlarında yaşanır en güzel büyük aşklar. Tabi bir de çıkışta mutlaka magazin gazetecilerinin de olayınıza dahil olmazı lazımdır. Gazetecilerde çevrenizi sardığı zaman kuracağınız cümle bellidir ’’Biz sadece arkadaşız.’’ |
|
7
|
|
|
|
Sevmek ne güzeldir, ne de güzeldir bir bahar günü sevdiğinin dizine başını koyup da uyumak daha sonrasında da hayaller kurmak sevdaya, hayata, geleceğe dair... Papatya Falları hemen açılmaya başlar, yanı başınızda, yakınlarınızda sarı beyaz bir papatya görürsünüz... Kalkar koparırsınız hemen; seviyor, sevmiyor, seviyor, sevmiyor, seviyooooor! Hey be seviyor çıktı bu sefer... Geçen sefer sevmiyor çıkmıştı... Yapmayın, yapmayın sakın, insanların birbirini sevip sevmediği ne papatya falında, ne kahve falında, ne de kağıt falında çıkmaz... Sevda, aşk yürek ve beyin işidir... Coşku varsa içinizde sevdiğinize karşı, çıkarsız iseniz, riyasız iseniz, dosdoğruysanız o sevda ömrünüzün sonuna kadar yürür, mutlulukla devam eder gider, gerisi fasafiso...
|
|
8
|
|
|
|
Nerede başlar bu aşk? Kimisi kalpte der, kimisi gözlerde... Hatta kalpten kalbe giden bir yol vardır, ama kolay kolayda o yolu kimse göremez, derler... Bir bakışla mı başlıyor her şey? İlk görüşte aşk diyorlar ona. Sizin başınıza geldi mi bilemem, ama bana olmuştu bir zamanlar... Bazıları da ’’Aşk iki kişilik yalnızlıktır.’’ der... Tek kişiyken çok kalabalık olursunuz da kimi zamanda iki kişilik yalnızlık yaşarsınız... |
|
9
|
|
|
|
Sana bir şey itiraf edeyim mi, her yerde peşimdesin peşimde olmaya da hiç de sesin soluğun çıkmıyor. Benim laflarıma maydanoz olmuyorsun bazı ukala arkadaşlarım gibi, işte bu ziyadesi ile hoşuma gidiyor. Ben de senin üstüne basmamaya çalışıyorum, büyük gayret gösteriyorum bunun için inan ki... Hoş üstüne bassam bile gıkın çıkmıyor asla...
|
|
10
|
|
|
|
Sigara bu hiç bırakılır mı... Gerçi bendeniz fakir, bırakalı yirmi seneyi geçse de, hem de çok faydasını da görsem de, size tavsiyem sakın bırakmayın, sakın. Siz bıraktınız mı sigarayı, maazallah sonra ne olur dünyanın hali... |
|
11
|
|
|
|
Bir de çok önemli olan şu konu var ki her taş da her kuşu düşürmeye yetmiyor. Güvercinlere ya da serçelere atılan taşlar ile leyleklere veya kartallara atılan taşların saf dillilikle aynı büyüklükte olduğunu düşünmüyorsunuzdur, umarım... Hele de devekuşlarını filan taşla vurmaya kalkmayın, zaten onlara kimi zaman deve, kimi zamanda kuş muamelesi yapıyorlar, benden söylemesi...
|
|
12
|
|
|
|
İyi de Ali ata bakarken bu at Aliye hiç huysuzluk çıkarmadı mı? Hiç çifte sallayayım demedi mi? Ali'de dönüp ata ''Ben senin tay olduğun toy olduğun zamanları da bilirim kerata.'' dememiş midir? Kara tahta da bunları yazmak için o küçücük ellerimizle ne tebeşir tozları yuttuk. Şimdilerde kara tahta da kalmadı okullarda... |
|
13
|
|
|
|
Neden leylek? Güvercin değil, serçe değil, papağan hiç değil, karga zaten olmaz, illa leylek de leylek. Hayır leylekler ne diyor acaba bu büyük iftiraya? Leyleklere sorsalar ''Ulan geri zekalılar bir çocuk doğdu mu en az üç beş kilo biz nasıl taşıyalım kilometrelerce uzak diyarlardan o bebekleri, düşer gagamızdan zaman zaman, o zaman da düşük yapılır, hanımlar bizi mi suçlayacaklar, kabul etmiyoruz bu suçlamaları, bebekler uyanın, hepiniz hastanelerde dünyaya geliyorsunuz, biz ne sizi ne de başkalarını getirmiyoruz gagalarımızda. Boşuna iftira atmayın bize.'' derler, mutlaka derler bunu... |
|
14
|
|
|
|
Hasırı bir yerlere sermeden önce bir güzel süpürün temizleyin. Süpürüp temizlerken de hasıra haşin ve sert davranmayın... Hatta hasıra güzel sözler söyleyin moral vermek için. ’’Canım hasır cicim hasır sen de ne hasırmışsın.’’ gibi... Her ne kadar hasır bunu anlayacak kapasitede olmasa da, yine de sağı solu belli olmaz... Eeee hasır içinde kolay değil, bir dolu pisliği altına alacak, hem de her tarafı kirlenecek... |
|
15
|
|
|
|
Yaz geceleri ormanlık bir yerdeyseniz hele de o ormanın sessizliği çıtların çıkmadığı, çıkmak için hiç çaba harcamadığı bir yer olsa da, tabiatta ki hayvan dostlarımızın bir çoğunun çıtı bilmedikleri, hiç tanımadıkları gün gibi aşikar olduğundan, zaman zaman sesleri ile çıtı kaile almazlar. Ha çıt da onlara fazla bozulmaz zaten... |
|
16
|
|
|
|
Genellikle beyaz renkli ve merinos cinsi koyunlar daha seri ve daha güzel sayılıyormuş, daha çabuk uykuya daldırıyormuş, ben de birilerinin yalancısıyım... Kahverengi ve siyah renkli koyunları da sayabilirsiniz bir sakıncası yok. Koyunları sayarken araya büyük baş hayvanların cinsinden bazıları da girerse, saymaya devam edin, nasılsa ikisi de çift tırnaklı ve de eti budu yeniyor... |
|
17
|
|
|
|
Kırmızı Çizgileri çizerken sağ elle ya da sol elle çizmek arasında derin farklar vardır. Yapılan istatistikler ve de İsviçreli Bilim Adamlarının uzun yıllar yaptığı tespitlere göre sol elle kırmızı çizgi çizenler, sağ elle kırmızı çizgi çizenlere nazaran daha az yaşıyorlarmış. Ben de İsviçreli Bilim Adamlarının yalancısıyım. Alem bu İsviçreli Bilim Adamları yahu! Hem de ne alem... Bilmedikleri, araştırmadıkları bir şey yok... Yine bir başka araştırmada tabi hemen anladınız bu araştırmada da İsviçreli Bilim Adamları ön planda, kırmızı çizgileri çok uzun çizdiğiniz zaman bilek ve göz de yoruluyormuş. Yanmışız bu İsviçreli Bilim Adamları olmasa...
|
|
18
|
|
|
|
Polemik olmasın diye adını ve partisini yazmadım, ama bilen biliyor bu mağdur ve de zavallı vekilimizin kim olduğunu... Hemen ülke genelinde sayın vekilimize yardım kampanyası başlatılmalı. Ayrıca hangi belediye sınırları içerisinde ikamet ediyorsa, o belediyenin Ramazan Ayı yardımlarından ve diğer sosyal yardımlarından da yararlandırılmalı Sayın Vekilimiz... |
|
19
|
|
|
|
Sosyal Deney bu adı üstünde, herhalde buradan da asosyal bir sonuç çıkmayacaktır. Alyela Kızımız, çok önemli ve de çok değerli hatta gazetecilerinde kralı denebilecek durumda ki gazetecilere verdiği röportajda ''İyi ki ben sizi telefonla çağırdığım zaman hemen damlıyorsunuz, ne de olsa damlaya damlaya göl olur, ay bu cümle de burada olmadı ya, olsa da koydum buraya olmasa da kimden çekineceğim ki kız.'' deyip, konu ile ilgili önemli bir tespitte bulunmuştur... |
|
20
|
|
|
|
İlk önce yıllara meydan okumayı çok arzu ediyorsanız Yıldırım Meydanokuryazar’ın dört ciltlik ’’Yıllara Meydan Okudum Okuduğumla da Kalmadım.’’ adlı kitabını mutlaka bir yerlerden bulup, okumanız ve de didik didik edip içindekilerin bir kısmını da ezberlemeniz lazım... Yoksa bir yerlerden tüyo almadan nasıl yıllara meydan okunur? |
|
|
|