• İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk |
241
|
|
|
|
Belki alışkındı kulakların bu iki kelimenin dudaktaki dansına...Hoşça kal ; bir daha görüşmenin güvencesiydi. Bir önceki adımıydı bir sonraki buluşmanın...Hoşça kal denir ve hoşça kalınırdı senin aşklarında... Oysa bende Elveda demektir hoşça kal, bilemedin; kısacık zamanlara sığan tutkunun kılavuzluğundaki bu aşkta...
|
|
242
|
|
|
|
......İmkansızlık vantuz gibi yapışmışken; damarlarımda senin aktığını nerden bilecek... Ayaz vuran yüreğimi senin sıcaklığının ısıttığını nasıl hissedecekti ki...
|
|
243
|
|
|
|
Aşk ölmekti. Aşk, düştüğü yürekleri vuran mavi melekti. Aşk, dünyada aşıkları güzelleştiren ve iyileştiren melekti. Aşk, denizi bekleyen deniz feneriydi. Gece gündüz doya doya tadına vara vara aşkı beklemekti. |
|
244
|
|
|
|
Mevlana Celaleddin Rumî Hazretleri sadece Türkiye’de değil, dünya ölçeğinde de tanınan ve sevilen bir mutasavvıftır. O, bundan 800 sene evvel dünyamıza bir ışık niyetine doğmuştur. Onun sekiz yüzüncü doğum yıldönümünü kutluyoruz bu yıl… Bunun içindir ki UNESCO adlı dünya kültür kuruluşu bu seneyi “Mevlana Yılı” olarak ilan etti.
|
|
245
|
|
|
|
Şimdi ölmeli/yim biliyorum...
Önce senden,
Sonra tüm bulutlardan özür dilemeliyim...
Çünkü eriştiremedim ayaklarını mutluluğa..
El çektiremedim üzerinden matemi de siyahı da..
İçindeki yalnızlığa bir kurşun olmalıydım...
Yüreğine değen özlem değil...
Sana uzanan yol olup boyanmalıydım ziftlere..
Sonra senin terinde temize çekmeliydim tüm harflerimi..
Şimdi ölmeli/yim biliyorum...
Yüreğimin kuyularına sarkıtılmış bir yemin..
Ellerime tutuşturulmuş bir ilan....
Yüzüme sürülmüş bir iz'an..
Ve avuçlarımdan kayıp giden bir masal.
Ve senden kalan bir dipnot gözlerimde kanayan.. |
|
246
|
|
|
|
Hayal ile gerçeğin buluştuğu noktada aşk mı var, sen misin yoksa? |
|
247
|
|
|
|
Ey benim Medine gözlüm,
Ey benim Mekke gönlüm,
Ey benim Kâbe övüncüm,
Ey benim Yektanem…
Dinle beni bu gece… Söylemek isterim bu gece, yağmak isterim gönül bağına; müsaade et ki yaklaşayım huzuruna anlatacaklarım var benim sana…
Susacağım, artık hiç konuşmayacak hatta hiç yazmayacağım demiştim uzun zaman önce... Evet, ben yine sözümü tutamadım, yine yapılması gerekeni yapamadım. Ne diyeyim ki vallahi taç senin, taht bir başkasının olsun. Dünyanın hiçbir şeyi ilgimi çekmiyor ki şu aşağılık dünyada herşeyi gördüm, herşeyi yaşadım, herşeyi tatdım da bir tek senin ateşinle yanmış şu gönlüme olup bitenleri kavrayamadım... |
|
248
|
|
|
|
Hep hayatımın bir köşesinde durup beni bekleyen bir kara kedi olacaksın. Bütün aşklarımla aramı açan bir kara kedi… |
|
249
|
|
|
|
Doğumumdan Ölümümüme... Bin Yıllık Emanetimsin. |
|
250
|
|
|
|
........................... Her aşk iki insana özeldir. Ne derlerse desinler kim uydurursa ilk aşk unutulmaz diye aşk unutulmaz . Ruh, eş, sevgi, yaşam olan aşk büyür sevgi ile. Aşk öyle ki hayata döndürür kör gözleri, besler kanıyla ısıtır donmuş damarla |
|
251
|
|
|
|
Hayat düğün ve cenazedir ey sevgili. Nasıl toprakta binbir çiçek açarken ve o çiçekler hem düğünlerde hem de cenazelerde kullanılırsa, hayatta da çiçek gibi yaşamak gerekir. Ölümü severek ve yaşamaya kök salarak yaşamak gerekir ey sevgili. Hayatta acımayan yerimiz kalmaz çoğu kere. Açık bir yara gibi gezeriz de insanlar arasında, kimse yaralarımıza merhem olmaz. |
|
252
|
|
|
|
Sen beni sevdin biliyorum.. .. |
|
253
|
|
|
|
Avucuma dünya güzeli, kocaman, yüce bir yürek koydun...
Ben onu hep sevdim,
Hep seveceğim... |
|
254
|
|
|
|
Biliyorum çok üzdüm, incittim, kırdım. Sen bana güvenirken hayal kırıklığına uğrattım seni ve yüreğini.
|
|
255
|
|
|
|
O gün görünürde yanan mektuplardı belki ama aslında yanan duygularımdı, sevgilerimdi, aşklarımdı daha ötesi yüreğimdi…
Ben yüreğimi yakmıştım o gün anlatabiliyor muyum?
Bir insan yüreğini ateşe atıp da sıradan bir değnekle karıştıra karıştıra yakar mı? |
|
256
|
|
|
|
Aşk, benim çocukluğumun yazlık sinemalarında seyredilen Yeşilçam filmlerinin unutulmaz jönleriydi. /
Herkesten gizli kurduğumuz rüyalarımızın ‘esas oğlanlarıydı’. /
Yeşilçam filmlerinin nostaljisi ve film yıldızlarının romantizmi bir yana |
|
257
|
|
|
|
Aşkladır göğün döndüğü; aşkladır yerin durduğu. Aşktır çarha koyan feleği; aşktır temcit okutan meleği. Aşktır yıldızları seyrettiren; aşktır ay ve günü devrettiren: Aşktır nebatatı bitiren; aşktır çiçekleri getiren. Aşktır kaşları keman ettiren; aşktır gamzelere kasd-ı can ettiren Dişlerimi kırdım onun aşkından; aşkla durdum namaza ki, çıkarsınlar mızrağı ayağımdan; kan revan içinde yollara düştüm,onu aradım; yani sahibimi, yani sahibimin sesini
|
|
258
|
|
|
|
Sensiz bir uykunun bana davetsiz geldiğini hatırlamam hiçbir vakit. |
|
259
|
|
|
|
Sonbaharda üç gül fidesi dikti üç dilek için. Aşk, sağlık ve para diledi. Baharda gül fidelerinin tuttuğunu gördü sevindi. Peki dilekleri tuttu mu? |
|
260
|
|
|
|
Hayaller vardir milyonlarca yil önce düsündügümüz, her defasinda yaklasmak icin cabaladigimiz, |
|