• İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk |
481
|
|
|
|
Aradan 27 sene geçti ve o halen aynı şehirde ve ben halen arada kaldırıma oturur ağlarım. Ama artık yalnız ağlıyorum ismette yok. Hem de bu defa o kadar saklıyorum ki benim bile haberim olmuyor. |
|
482
|
|
|
|
Acılarımızı paylaşırken sevinçlerimizi yutkunmazdık hiçbir zaman. Hayatın acı yüzünü yüreğimizde eritir, sevgimizle ateşe verir, aşkımızla sevince dönüştürürdük. Duygularımız hassastı ama asla kırılmazdı. İncinirdi ama kopmazdı. Aşkın yalın haliydi Sevgilim bu, saf ve masum olanı. |
|
483
|
|
|
|
Kaniyorum. Vucudumun her parcasiyla, her hucremle, nefes aldigim her animla, doktugum her gozyasimla beraber kaniyorum. Kan, masumiyetimi alip goturuyor. Kan, yalnizligi yuzume carpiyor. Kan, iyilesmeme engel oluyor.
|
|
484
|
|
|
|
Mazi, içimde kapanmaya yüz tutmuş bir yaranın derin izleri gibi. Kanamıyor artık, sadece sızlatıyor içimi. Daha ne kadar sevebilir daha ne kadar saklayabilirim ki seni.
İşte bu yüzden söz verip kendime, elimi tutamadığın o durakta bugün unuttum seni.
|
|
485
|
|
|
|
Ben aşkı anlatırdım; sen olmayınca aşkım yarım... Ve sende kaldı tüm inandıklarım... |
|
486
|
|
|
|
Şehrazat ile başlayan masalların öyküsü ise hiç de masal gibi değildir aslında.
O günden beri ilk masalı bir kadının anlattığı söylenir. Çocuğunu ve sevdiği adamı kurtarmak için…………….
|
|
487
|
|
|
|
Ele gecirir bedenini heybetli bir ofke... Once bir guzel kendi kendine soylenirsin... Sonra da ona soylenirsin... Sonra tekrar kendine ve sonra tekrar ona... |
|
488
|
|
|
|
Ya peki siz, kimlerin hayatlarına dokundunuz ya da kimler dokundu hayatlarınıza.. Kaçı gerçek kaçı yalan biliyor musunuz ? |
|
489
|
|
|
|
Ruhların kafeslere kilitlendiği ve ruhların kafeslerinin kapılarındaki demir çubukları sarstığı günümüz dünyasında… Aynı dil ile konuşup, aynı kelimeyi ayrı anlayan insanlarımızın dünyasında…
Ve ruhum kendi lisanıyla yalnızlığını paylaşacağı akşamın zifiri karanlıklarına kavuşacağı saatleri beklerken, yine saatlere isyan ediyor; ağır aksak yürüyen akrebine yelkovanına… |
|
490
|
|
|
|
Uzun sevişmelerin ardından yorgun düşmüş bedenlerin ilk sevişmeyi yaşar gibi kavuşmasını istiyorum özlem ile. Anlamını bilmediğim sözcükler mırıldanmak, adını sayıklamak istiyorum kollarında. |
|
491
|
|
|
|
... işte böyle olmalı sevgi aşk... aynı olmadan bir olmayı sağlayan huzuru içinde hissetmeli...
ben siyahın en şehvetli halinde iken kırmızının en karanlık tonajında gözyaşlarımla yıkadım tüm ruhumu...
ben bir parça kırmız ve bir parça siyahla bir tutku yarattım...
|
|
492
|
|
|
|
..Tek kelime etmemeyi susmak sanıyor ve kelimelerde sanıyor konuşmayı.. |
|
493
|
|
|
|
Susuyorsun. Susmanı duymak öyle acı ki! gidişinde kalanlarla başbaşa olmak öyle öyle dayanılmaz ki! kalan “hiçbirşey”se; insan “hiçbirşey”e dayanamaz ki! dayanmak en azından tek bir şey ister: “dayanacak birşey”! imkans |
|
494
|
|
|
|
Saçların değiyordu galiba omuzlarına, üzerinde çiçekli bir elbise vardı, hiçbir kadına yakışmazdı senin üzerinde olmasaydı. Bir elin yumruk olmuş yanağındaydı, diğer elin kucağında, gözlerin vardı rengi gelmiyor aklıma, o kadar güzeldi ki eritiyor beni hala hatırlamaya çalıştıkça. |
|
495
|
|
496
|
|
|
|
Kuşlar anlamsızlaştı,kadın erkekleşti,tutkuyla sevilmeyen bedenler çoğaldı.. |
|
497
|
|
|
|
Yorumlarınızı bekliyorum,teşekkürler. |
|
498
|
|
|
|
İnsanlar bazen yaşayacakları şeyleri önceden hissederlermiş , bedenleri ve ruhları o yaşayacakları olaya kendini hazırlarmış. Bunu bugün sen gittikten sonra ancak anlıyorum ve anlamlandırıyorum sevgilim ,bedenim ve ruhum sana hazırlanıyormuş |
|
499
|
|
|
|
Hayat suskun asır suskun an suskun |
|
500
|
|
|
|
Senin adın ayrılık olsun.Bir karalama kağıdına yazılmış kelimeler gibi belli belirsiz olsun gidişin, alkollü bir sabaha uyanır gibi olsun geçmişim. Vazgeçemediğim şeyler listesi yaptım kendime adınla doldu.Bir takvim yaprağı daha ekliyorum yokluğuna, bugün günlerden sensizlik yarının adı yok |
|