• İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk |
1461
|
|
|
|
Zaman kendini kovaladı. Mevsimler geldi çattı. İklimlerin dengesi bozuldu. Yazları bile üşür oldum. Hoş, gidişinden sonra hep üşüdümya. |
|
1462
|
|
|
|
Adamın biri dört mevsim dört bucak dolaşmış ama aşkı bulamamış. Demiş ki en iyisi bir masal kitabı alayım. Almış ve bir kütüphaneye gidip okumak istemiş. Kütüphanede herkesin canı sıkılıyormuş, kitaplarsa raflarda çürüyormuş. Oturmuş kitabı açmış ve satırlar arasında gezmeye başlamış. Hiçbir savaşın kadının namusu için çıkmadığını öğrenmiş. |
|
1463
|
|
|
|
Yaralarım kapanıyor. Ne yapmak istiyorsun? Tekrar derinleştirmek mi? Kokun hala eksiksiz t-sirtte. Bir buçuk günde senden çok önemli bir güç aldım. Sevip kullanılmamayı, yalnızca istediğim için birine hizmet etmeyi ve beni kaybetmemek için bana dokunmayışını... Oysa herkes kaybetmemek için bana sarıldı boğdu ve bıraktı. Başkalarının beni elinde tutmak için yaptıklarının beni yaraladığını, hayatımda kimse olmadan da mutlu olabileceğimi, alışkanlıklarımı değiştirebileceğimi bana birbuçuk günde anlattın |
|
1464
|
|
|
|
Rengârenkti her şey hayatımızda; cıvıl cıvıl, ışıl ışıl… |
|
1465
|
|
|
|
Kucuk bir duanin eseriyse yazdigin satirlar
Yapilan onca duayi melekler de hatirlar |
|
1466
|
|
|
|
Bugün doloaşmak için bambaşka hislerle yola çıkıyorum....... |
|
1467
|
|
|
|
Derler ki!
Hayatın en hüzünlü anı mevsimine kapıldığın kişinin bahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığını anladığın an dır.
|
|
1468
|
|
|
|
Kadın o kadar naif (kırılgan, kolay incinen…) ki; güzel koku ve Arapçası 'salat' olup, çoğulu 'salavat' anlamına gelen “namaz” mefhumu arasında zikredilmiş…
|
|
1469
|
|
|
|
içten yazılmış mektuplar.. |
|
1470
|
|
|
|
özlemle aynı çatı altında bir ömür yaşar aşk! |
|
1471
|
|
|
|
Sana elveda dediğimde güldün. Zannettin ki seni terk edip gidemem. Zannettin ki bu yürek ayrılığını taşıyamaz. Sandın ki sensizlik beni öldürür. Gittim. Ne telefonlara sarıldım ne de boşluğuna. Aramam dedim ya sana işte aramadım ve de ağlamadım. Bir gözyaşı dökseydim belki hatıralarına, koşardım ayaklarına. Yok öyle olmadı. Ayaklarından dökülmedim bu sefer yollara. Adın harf harf bir mermer yazısı gibi düştü de aklıma, yine de parçaladım içimdeki seni. Gömdüm seni yüreğime ve adının kazındığı yere. Yüreğimin acısına dayandım. |
|
1472
|
|
|
|
Acı bazen umutları yok eder ya;bir sevgiye ihtiyaç duyarız.hiç yoktan bir sevgi.Sıkıca sarılamk ve sarmak isteriz.Gözyaşlarını kalbimize hapsederiz.Kaldıramayacağını bildiğimiz halde bütün acıları kalbe yükleriz..... |
|
1473
|
|
|
|
Seni bir daha göremeyeceğimi biliyorum. Bir daha sesini duyamayacağımı.. Bana sarılmayacağını.. Ama bilmek kabul etmek demek olmuyor bazen. |
|
1474
|
|
|
|
Dingin bir liman gibidir gece oysa sığınmamıza izin verir ama yinede ne kadar kaçabiliriz kendimizden ne kadar saklayabiliriz içimizde biriktirdiklerimizi? |
|
1475
|
|
|
|
Demlenmiş duygularım, belki yine uyanırım... Çakılırım en derin boşluğuma, belkide acı tebessümle aynada suretimi izlerken yine yanılırım.
Uyu... |
|
1476
|
|
1477
|
|
|
|
Sonra gel bak benim gözlerime.
Ruhunu bulacaksın.
Ruhun kayıp değil bu alemde. Sadece uzak bedenine. |
|
1478
|
|
|
|
İnanmıyor musun?Gelmiş işte,bak penceresinden el sallıyor demek ki kontörü yok haber veremedi o yüzden cama gelmemi beklemiş;canım benim ne kadar zayıflamış buradan belli oluyor.Halbuki çok iyi bakıyorum kendime,beni merak etme diyordu hep.Benimde en çok yakıştırdığım pembe tişörtünü giyinmiş üstüne. |
|
1479
|
|
|
|
Acıyı elime bir ateş olarak verdiler. Dediler git, sevgiliyi yak ve kül et. Yanına varınca, baktım sevgili gülüşmelerde. Attım ellerimdeki ateşi o vakit. Koydum yüreğimin üzerine ellerini. Parmak uçlarıyla öyle bir tutuştu ki, kurtaramadım onu içimdeki aşk ateşinden. Ey sevgili, sen bir volkan ben ise yamaçlarında kurulmuş bir şehir miyim? Ya her gün beni sarsacaksın ya da her gün yakıp kül edeceksin. Kolay mı bilirsin her gün cehennem olmayı. |
|
1480
|
|
|
|
"Seni Seviyorum" demeye korkanlara.... |
|